BAŞIMIN TATLI BELASI //BWSF

0.1

Bir is teklifi almıştım. Görüşme için bir binaya gittim. Binada cok fazla aktivite yerleri vardı. Sarkı stüdyoları, buz pateni pistleri,moda defileleri. Toplantı odasına girdim, odanın etrafı camlarla kaplıydı. İs teklifi gayet iyiydi. Bir markanın katolog yüzü olacaktım. Verdikleri rakamda gayet iyiydi bunları konusurken camdan bana dogru birinin baktigini gördum. Ayni anda göz göze geldik.

Brad' den

Ben;
Connor birazdan büyük bir olay cıkıcak.

Con:
Yine ne yapacaksin.

Ben:
Şu toplanti odasında bir kız var o tam çıkarken ona kahve dökücem sizde video ya cekiceksiniz.

Con:
Tehlikeli seyleri severim. Tamam ben kabul ediyorum.

Ben :
Yesss

Perrie'den

Sonra toplanti bitti. Tam çıkıyordum ki bana camdan bakan çocuk keyfi olarak bana elindeki kahveyi carptı yani carpısmıs gibi yaptı. Güzelim kıyafetim gitmişti hepsini geçtim bacağım fazlasıyla yanmıştı.

Ben:
Naptıgını sanıyosun sen aptal.

Brad:
Tamamıyle yanlışlıkla oldu.

Ben:
Yalancının tekisin keyfi olarak kahveyi döktün. Sonra bir anda birisi daha geldi.

"Ben menajeri kendisi adına özür dilerim ".

Ben:
Dünyanın en gerizekakı insanının menajerligini yapıyosunuz haberiniz olsun.

Tam kapıya dogru giderken o salak bisey dedi.

Brad :
Yıkanınca gecer elbisen merak etme.

Büyük bir sinirle dönüp iyisinden bir tokat patlattim ve, "büyüyünce gecer merak etme" dedim ve oradan çıktım tabi. *****

Akşam olmuştu balkonumda kahvemi yudumlarken bir anda aklıma sabah ki talihsiz olay geldi. Sonra zil çaldı kapının deliğinden baktığımda arkadaşım Gemma yı gördüm. Onu gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim. Ona anlatacak çok şey vardı. Hem Gemma ya olan tutkum çocukluğumdan geliyordur belki de, Gemma ile ikimiz çocukken muhteşem ikiliydik, hala öyleyiz ama o zamanlar daha masumduk. Keşke hep çocuk kalsaydıkta en büyük yaramız dizimizdeki yara olsaydı. Bunları düşünürken kapıyı açtım. Gemma kollarını açtı ve koskoca bir öpücükle tamamladı girişini. Uzun zamandır bibirimizi görmemek Gemma ya yaramış, beni özlemiş.

Ben;
Beni özledin mi bakalım küçük cadı.

Gemma;
Tabiki de özledim bebeğim, muhteşem ikili olarak bir daha bu kadar ayrı kalmamalıyız.

Ben;
Farkındamısın bilmiyorum ama bana suan yürüyosun.

Gülümsedi, hani derler ya acısı büyük olan kızların gülümsemesi güzel olur diye aynı öyle güldü.

Gemma;
Şaka bir yana seni gerçekten sevdiğimi anladım şuan.

O an ikimizinde gözleri doldu.

Ben;
Bu kadar duygusallık yeter.

Bugün yaşadığım her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım. Gemma şok oldu adeta, tabi yaşadıklarım her insanın başına gelemeyeceği için normal yani.

Ben;
Gemma huuu dilinimi yuttun.

Gemma;
Kızım oha senin başına neler gelmiş öyle.

Ben;
Haklısın, o salak çocuk günümü berbat etti ya hepsini geçtim anlaşma da iptal oldu, tabi kim olsa o olaydan sonra iptal eder.

Gemma benim ev arkadaşım, onunla aynı evde yaşamak çok keyifli.

Gemma;
Film izleyelim mi Perrie.

Ben;
Olur. Senin favori filmlerinden birini koy ama korku filmi olmasın, tuvalete birlikte gitmek istemem.

Kahkaha attı.

Gemma;
Ben hiç korkmam ki.

Ben;
Tabi bundan 6 ay önce izlediğimiz bir korku filminden sonra tuvalete birlikte gidiyorduk hatırlıyosundur umarım.

Gemma;
Film başladı.

Gemma ultra aşk içeren bir filmle karşımdaydı.

Ben;
Yapma Gemma, senin iyice psikolojin bozulmuş.

Gemma;
Nerden anladın.

Ben;
Çünkü AYNI YILDIZIN ALTINDA yı nerdeyse 100. izleyişimiz.

Gemma;
Ama doğruya doğru her izlediğimizde ağlıyoruz ve bunalıma giriyoruz, çok mütüşlü bir film değil mi ?.

Evet, gerçekten her izlediğimizde ağlıyoruz. Bence bu bizim merhametimizi gösteriyor. Her izlediğimde kanser hastası kız için içimde savaş başlatıyorum. Ama her seferinde bunun bir film olduğunu kendime defalarca anlatıyorum. Bazen kabulenmek zor oluyor çünkü normal hayattada böyle hikayelerin olabileceği beni yıpratıyor. Bunları düşünürken film bitti. Aslında insan gerçek hayatta hiç gerçekleşemeyeceği hayaller kurar ve buna da hikaye der, kendi gerçeğiymiş gibi kabul eder.

Bu bölüm düzenlenmiştir*