0.9

377 34 12
                                    

Açıkçası merak ediyordum bende. Arabaya bindik. İlk başta bir mağazanın önüne durduk.

Ben;
Bana olan sürprizin bu mu ?

Brad;
Hayır tabiki üzerindeki kıyafet uygun degil gideceğimiz yere.

Ben;
Niyeymiş ?

Brad;
Gidince görürsün.

Ben;
Peki.

Oradan pantolon ve tişört aldıktan sonra çıktık. Yolda bayağı eğlendik. Brad şarkı söyledi bende eşlik ettim. Yol baya uzun çünkü bir saattir yoldayız. Sonra bir benzinlikte durduk.

Brad;
İstedigin bir şey var mı ?

Ben;
Su ve sakız al.

Brad;
Suyu anladım da sakız ne alaka ?

Ben;
Sürekli soru sormak zorunda mısın ?

Brad;
Tamam tamam alırım.

Brad gelene kadar telefonumu kurcaladım. Hala hiç bir durum yok. Ne birisi aramış ne de mesaj atmış. Sonra yine telefonumu cebime koydum. Brad arabaya bindi. Elinde bir kaç poşet vardı.

Brad;
Al bu sakızın.

Ben;
Teşekkürler.

Sakızı paketinden çıkarttıktan sonra tam paketi camdan atacaktım ki aklıma bir anda falıma bakmak geldi.

"Sesi güzel bir yakışıklı
Aşık oldun ona karşılıklı
O da seni seviyor ama
Cesareti yok konuşmaya"

Tamam peki bu da mı tesadüf ?. Aşk insana acı çektirir. Ben bu acıya hazır değilim. Acı insana masumiyet verirmis. Ben masumiyete de hazır değilim. Bunları düşünürken araba durdu. Sakız paketini cebime soktuktan sonra arabadan indim.

Ama nerden biliyordu ki. Ahh Gemma söylemiştir kesin. Şimdi siz merak ediyorsunuz bu sürprizi. Önümde koskoca bir at çiftliği vardı. Benim atlara hayranlık duyduğumu da kesin Gemma söylemişti. İçeri girdigimizde fazlasıyla at vardı. Bunlardan beyaz olan bir at getirdiler bana. Adı Sherry. Ve çok uysal. Brad' in zaten burada atı varmış. Adı Jimmy. İkimizde bindikten sonra dolaşmaya başladık ama ben dayanamayıp sorucam.

Ben;
Atlara hayran olduğumu nerden biliyorsun ?

Brad;
Öylemi. Bilmiyordum doğrusu. Ama tahmin ettim. Yani sevebileceğini düşündüm.

Ben;
Nasıl ya sen Gemma' ya sormadın mı ?

Brad;
Hayır. Ne alaka.

Ben;
Hiç öylesine sordum.

Brad;
Tamam o zaman.

Çok tuhaf. Nerden biliyordu ki. Ya da nasıl tahmin etti. Her neyse.

Ben;
Ne zaman gideceğiz ?

Brad;
Saat 17:00 de çıkıp yemek yeriz. Sonra bir parti var oraya gideriz.

Ben;
Tamam. Zaten saat 14:30.
Pek fazla vakfimiz yok.

Brad;
Ama asıl sürpriz ne biliyor musun ?

Ben;
Ne ?

Brad;
Bu at bundan sonra senin.

Ben;
Ciddi degilsin dimi ?

Brad
Gayet ciddiyim.

Ben;
Çok teşekkürler bence gerek yoktu.


Birlikte ata bindikten sonra ben yoruldum ve geri döndüm. Benimle birlikte Brad' de döndü. Saat ne çabuk geçmiş. 16:32 oldugu için çiftlikten çıkıp yemek yemeye gittik. Arabadan indik. Bir kafeye oturup yemek yedik. Sonra partiye gitmek için arabaya bindik.

Saat çoktan 19:35 di. Hava kararmaya yakın parti alanına geldik. Bu parti Brad' in yakın bir arkadaşının veda gecesiymiş. Arabanın arkasındaki elbisemi alıp lavoboda giydim. Arabaya koymaya gittim. Sanırım Brad partiye girmiş. Hemde beni beklemeden. İçimde Brad' e küfür ederken partiye girdim. Etrafa baktığımda Brad' i göremedim. En son aramaya karar verdim ama telefonu kapanmış. Bir köşeye oturup beklemeye karar verdim. Parti başlayalı neredeyse yarım saat olmuştu ve Brad hala ortalarda yoktu. Saat 20:36 ve ben neredeyse bir saattir tek başımayım. Yanıma bir kaç erkek oturdu.

"Tanışalım mı güzelim"

Ben;
Defol git yoksa seni fena benzetirim.

"Benzet bakalım nasıl benzetiyorsun"

Hemen oradan uzaklaşıp arabaya bindim. Torpido gözündeki yedek anahtarı alıp eve doğru yol aldım. Acaba başına bir şey mi geldi ?. Yoksa kendisimi gitti ?. Bu soruları kendime sorarken bir yandanda sinirle araba kullanıyordum. Eve geldiğimde hemen bir duş aldım. Üzerime pijamalarımı giydikten sonra aşağıya indim. Hala aramaya devam ediyordhm ama ulaşılamıyordu. Saat 00:12 oldu. Gece yarısını geçmişti bile. Uyumaya çalıştım ama uyuyamıyorum. Çocuklara haber mi versem acaba. Ama yok ya korkarlar şimdi. En iyisi bekleyeyim.

Saat 03:54 ve hâlâ gelen giden yok. Gözlerimin şiştiğini anlayabiliyordum. Kapı zili çaldı delikten baktığımda Brad' i gördüm. Hemen kapıyı açtım ama açar açmaz boynuma sarıldı. Leş gibi kokuyor muhtemelen içmiş. Sarhoştu, hemen lavoboya götürdüm. Kustu sanırım. Sonra duşa soktum. Çıktıktan sonra pijamalarını verdim. Hiç konuşmadım.

Brad;
Konuşmayacak mısın ?

Ben odadan çıkıyordum ki kolumdan tuttu.

Brad;
Konuşmayacak mısın ?

Ben;
Evet konusmayacağım.

Brad;
Bana kızgın olduğunu biliyorum.

Ben;
Nası biliyorsun acaba, kaç saat seni orada bekledim birde yetmezmis gibi partidekiler askıntı oldular. Az da olsa haklı değil miyim ?

Brad;
Ne nası askıntı oldular ?

Ben;
Her neyse uykum var. Ben yatıyorum.

Brad;
Burada yatmayacak mısın ?

Ben;
Tabiki hayır. Sana sadece 1 kere demiştim.

Brad;
Lütfen.

Ben;
Sen beni delirtmek mi istiyorsun ?

Brad;
Hayır çünkü SENİ SEVİYORUM.

Bir saniye ben yanlış mı duydum. Ya da öyle mi istiyorum. Sadece çok şaşırmıstım.

Biraz geç geldi affedin beni.

BAŞIMIN TATLI BELASI //BWSFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin