Ömür Boyu Seveceğim

350 29 11
                                    

Brad' den

Akşam olmuştu ve Perrie hâlâ ağlıyordu. Bu beni her ne kadar üzsede elimden gelen tek şey onu teselli etmekti. Zaten tek bunu yapabiliyordum. Gözleri morarana dek ağlamaya devam eden Perrie sabahtan beri bir kelime bile konuşmamıştı.

"En azından konuş Perrie sadece konuş."

Perrie gözlerini bana doğru çevirerek konuşmaya başladı.

Perrie;
Sadece konuşmak istemiyorum. Kendine acı çektirmeyide kes. Senin bir suçun yok.

"Hayır ben suçluyum. Senin mutlu olacağını düşündüm ama seni berbat bir hale getirdim."

Perrie göz yaşlarını silip yanıma doğru yaklaştı. Soğuj elleriyle elimi tuttu. Yalandan bir gülümsemeyle konuştu.

Perrie;
Sen iyi niyetliydin.

"Evet ama..."

Perrie;
Aması falan yok Brad. Senin suçun değildi. Kendini suçlamayı bırak.

"Peki o zaman ağlama...lütfenn."

Perrie;
Tamam ağlamayacagım ama sana bir şey sorucam.

"Sor bakalım."

Perrie;
Onu nasıl buldun ?

"Şey...aslında.."

Perrie;
Hadi ama sadece merak ediyorum.

"Çocuklarla alışveriş yapmak için markete gitmiştik. Alışverişi tamamladıktan sonra market sırasına girdik. Bizim önümüzdeki adam aldıklarının parasını ödemek için cüzdanını çıkarttı ve parayı uzattı. O sırada cüzdanında senin resmini gördüm. Sonra adama çaktırmadan takip ettik arabayla. Bir evde durdu ve içeriye girdi. Sonra bende arkasından girdim ve sordum oda bu olayı anlattı."

Perrie;
Demek hâlâ cüzdanında fotoğrafım var.

"Bu kadar konuşmak yeter. Şimdi uyumaya gidiyoruz."

Perrie' den

Brad;
Bu kadar konuşmak yeter. Şimdi uyumaya gidiyoruz.

Ben;
Çoook uykum var.

Brad dolabından seçtiği tişörtünü bana doğru uzattı.

Ben;
Heyy bana eski tişörtlerini verme. Arctic Monkeys' li tişörtlerinden ver.

Brad;
Yalnız uyumak için tişört seçiyorsun. Podyuma çıkmayacaksın.

Ben;
Ben senin o tişörtünle uyumak istiyor olamazmıyım.

Brad Arctic Monkeys' li tişörtü uzattı.

Ben;
Aslında çok yorgunum. O tişörtü giymek istemiyorum.

Sırıttım.

Brad;
O zaman ben giydiririm.

Uyuyor taklidi yapmaya çalışsamda ellerimden tutup yatağa oturttu.

Ben;
Brad çok uykum var dedim.

Brad;
Ellerini kaldır Perrie.

Uflayıp puflasamda ellerimi kaldırdım. Brad' de kazagı yukarıya doğru çekti. O kadar yorgundum ki bunu Brad' in yaptığını umursamadım bile. Tişörtü kafamdan geçirdikten sonra ellerimide geçirdim.

Brad;
Pantolonunuda benim çıkartmamı ister misin ?

Sırıttı.

Ben;
Her ne kadar yorgun olsam bile buna izin veremem çünkü sen bir sapıksın Brad.

Kahkaha attı.

Brad;
Demek öyle ha..

Ayağa kalkıp pantolonumu çıkarttım. Zaten tişört bacaklarımı hafif kapattığı için bir şey giymedim ve zaten çok yorgundum. Sonra Brad' in yanına uzandım. Brad bana sarıldı ve kulağıma fısıldadı;

"Seni seviyorum."

Ve kulağına fısıldadım;

"Ve ömür boyu seveceğim."




BAŞIMIN TATLI BELASI //BWSFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin