Bulut Mardin'e adımını atar atmaz eski haline bürünmekten geri kalmamıştı. Ki çoktan Zerda sultanıyla uğraşmaya başlamıştı. Ocağın üzerinde hala pişmekte olan sarmalara göz atarken dilini alt dudağının üzerinde gezdirmeyi ihmal etmemişti. Tencerenin kapağını kapatırken avına odaklanmış avcı misali gözlerini kısmış Zerda sultana bakıyordu.
O sırada içeri giren Toprak ablasını tencere başında görünce aklındakileri okumuşcasına
"Gelir gelmez bu ne hamaratlık sarmaların kokusu odama kadar geliyor valla ablacım" demişti ablasına göz kırparken Zerda Sultanın tombul tombul renk degistirmeye hazır yanaklarına bakıp doğru yolda gittiklerinden emin olmuşlardı.
"Ah ablanı bilirsin Xwişk(kız kardeş ) sarma konusunda üzerime kimseyi tanımam "
Ağzını açmış kelimeleri bir araya getirmeye çalışan Zerda sultanlarını kocaman gülüşleriyle izlerken mutfağa giren Rojin'i gören Bulut içten bir gülümseme ile kollarını açmıştı bile. Aynı tebessümle karşılık veren Rojin şişmiş karnının el verdiği kadarıyla sımsıkı sarılmıştı görümcesine.
"Bu ne siskoluk jinbira (yenge)!" Şen kahkasıyla yengesini izlerken hamilelik hormonlarıyla zaten kırılgan yengesinin iyice alınganlaşmasıyla eğlenmeden duramamıştı. Dudaklarını büzmüş ellerini karnında birleştirmiş birazdan ağlıyacağının sinyallerini veren iç çekişleri duyuluyordu.
"Ah abla sorma valla abim bu haliyle yataktan düşmüyorsa şükretmek gerek!" Iki kardeş burnunu çeke çeke küçük bir kiz çocuk gibi ağlayan yengelerine kahkahalarla gülerken kendini toparlayan Zerda xanım(hanım) iki kızı da uyarmayı ihmal etmemişti.
"Sizi çırpı bacaklılar sizi ! Botan Ağam hele bi gelsin görücem ben ikinizide"
Derince burnunu çekip onaylar şekilde başını sallayan Rojin bebeğine hitaben
"Bak annecim duy duy halaların da anneni sevmiyo-" kırdığı potu son anda farkeden Rojin elinin tersiyle göz yaşlarını silip yüzüne ben sahteyim diye haykıran bir gülümseme yerleştirip devam etti
"Yine seninle uğraştılar değil mi Zerda xanım"
Orada bulunan herkes kırılan potun farkındaydı elbette. En çokta Bulut. Kendisini sevmeyen bi adamın çocuğunu yinede aşkla karnında taşıyan yengesine buruk bi gülümseme ile baktı bi an hemen sonra onu üzmemek için kendini toparlayıp kardeşine bir dirsek atıp başıyla Zerda sultanı işaret etti.
"Yok be yengecim buralara ugramıyoruz ne zamandır malum, bizim çırak öğrettiklerimizi düzgün yapıyor mu diye bakıyordum."
Tombul yanakları kızaran Zerda Sultan gözlerini pörtletip ellerini dizine vura vura kendini sandalyeye atmıştı. Ağıt yakmasına saniyeler kala şaka yaptığını belli edercesine yanaklarına sulu sulu öpücükler bıraktı Bulut. Mutlulukla onları izleyen yengesine bakıp içten bir gülümseme daha gönderdi ona, içinden yine görevini layıkıyla yaptığı için kendini tebrik etmeyi de ihmal etmemişti. O Buluttu, ortamı en iyi o şenlendirirdi. Kalbi dayanamazdı abisine her baktığında yüreği kanayan yengesinin üzüldüğünü görmeye.
*****
Akşam yemeğinin ardından Yiğido aşiretinin bireyleri bir araya toplanmış kahvelerini içmekteydiler. Yanında oturmuş gözü bir noktaya dalmış gitmiş kardeşini izleyen Bulut sabahki Toprak'a ne oldu diye geçirmeden edemedi içinden. Vardı bu kızda birşeyler ama elbet çıkacaktı kokusu ortaya,çıkmasada öğrenirdi bunu Bulut.
Kardeşinden ayırdığı bakışlarını annesine çevirmiş gözleriyle birşey anlatmaya çalışmıştı. Daye hatundan kaçmamıştı elbet bu bakışlar.
"Hele de bakalım keçamin ne diyeceksen"
Orada oturan tüm bakışların odak noktası olmuştu birden. Istemsizce yerinde kıpırdandı.
"Bakmayın öyle canım Narin dicektim...Şey işte ben onu zorladım birazda bize kalmaya gelecekti yarın da onu dicektim"
Omuzlarından kalkan yükün ardından derin bir nefes verirken annesinin Daye hatunun kahkahasi duyuldu.
"Ben de birşey oldu sandım deli kız. Misafire kapımız açıktır elbet buyursun gelsin. Ilahi keçamin."
Ağzı kulaklarına paralel olan Bulut annesine minnet dolu bakışlar gönderirken yengesinin tedirgin bakışlarından haberi yoktu. Rojin korkuyordu. Kendince korkuları vardı. Nede olsa kendisine aşık olmayan bir kocası vardı ve eve ne zaman bekar bir kiz gelse kendi kendine kocasını ona kaptırcağını düşünürdü. Başını sağ sola sallayıp düşüncelerinden sıyrıldı. Narin'i tanırdı oda elbet. Bu kadar yanlış düşüncelere kapıldığı için azarladı kendi kendini.
Kahvelerini içen herkes yavaş yavaş odasına çekilirken Toprak oturduğu yerden kalkmamıştı. Dizlerinin üzerine koyduğu elleriyle oynarken belkide nefes alabileceği sayılı saatleri kalmıştı. Bunun farkındaydı ama diğer türlü de yaşayan bir ölü olmayacakmıydı. Herşeyi göze alarak başını gökyüzüne çevirdi. Yıldızlara doğru nefesini verirken içinden Allah'ım sen bizi koru yarabbi diye geçirmeyi de ihmal etmemişti.
****
Toprağın odasından telaşla çıkan Zerda xanım bir hışımla kendini Bulut 'un odasına attı. Içinden bu bir farkedilirse dökülecek kan için gözyaşlarını akıtmaya başlamıştı.
Gürültüyle açılan kapının sesiyle yerinden sıçrayan Bulut yarı açık gözlerle etrafına bakarken Zerda sultanı görmeyi beklemiyordu. Yüz ifadesine bakılırsa birşeyler olmuştu. Kendine gelip yataktan hızla doğruldu
"Zerda Sultan?" Soru sorarcasına telaffuz ettiği ismin ardından yarı ağlamaklı sesle şakımıştı Zerda xanım.
"To-toprak! Bulut'um Toprak kaçmış! " elinde tuttuğu kağıdı sıkmaktan buruşturduğunun farkında olmadığı gibi, bunları söylerken kapıyı kapatmadığının da farkında değildi. Ki çok geçmeden Daye hatunun sesi tüm konakta yankılanmıştı.
Sesi duyan herkes avluda toplanırken Daye hatun bağırmaya devam ediyordu. Karnını tutarak yataktan doğrulan Rojin'de anlamıştı elbet odadan çıkmadan kötü birşey olduğunu.
Rezo Ağanın havaya saçılan kurşunlarıyla beraber Botan çoktan arabasına atlamıştı. Botan Yiğitoğlu adı gibi biliyordu ki bu işin içinde Demiroğulları'ndan Şehmus vardı. Kardeşinin aptallığına yanarken gazı körüklemişti.
****
Merhabalar tekrardan :) Evet ikinci bölümle geldim, dediğim gibi beğeni gelmeye başlayınca yeni bölüm gelecekti ve geldi de. Tekrardan hatırlatayım ilk deneyimim o nedenle toparlamakta zorlanıyorum birazcık. Ilk iki bölümünde karışık olması bu yüzden. Emin olun ilerleyen bölümlerde kafamda kurduğum kurguya ulaşınca tadından yenmicek birşey çıkacak ortaya. Yine aynı şekilde beğeni geldiği an yeni bölüm gelecektir. Okuyan arkadaşlar yorumlarını ve beğenilerini benden esirgemesinler :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRİNA DILEMIN
Ficción GeneralBir adam ve iki kadının hikayesidir. Acılarını omuzlamaya çalışan iki kadın , Ve iki kadın arasında kalan Botan Ağa'ya şahitlik edeceksiniz. Henüz aşkı tatmamış bir adam, Kocasına delilercesine aşık bir kadın, Berdel'e kurban edilmiş, evli...