Saati beklememeye karar verdim.
☆
Kaynanasının seslenişi üzerine oturduğu yerden ayaklanan Narin, durmak bilmeyen göz yaşlarının önüne, taş koymak istercesine avuç içlerini bastırmıştı.
Rojin'le konuşmalarının ardından daha da fena olan kadın kendisini toparlamak adına , bedenini odasına zar zor atmış fakat daha da toparlanamamıştı.
Gevseyen tülbentinin arasından firar eden bir kaç tutam, genc kadının bitik halini daha da harlamış ve sıkıntıyla tülbentini çekip almıştı. Avjin xanımı bekletmemek için acele eden genc kadın , gür saçlarını sıkı bir topuz yapmış , tülbentini baştan sağma bir şekilde başına örtmüştü.
Odadan çıkmadan evvel son bir kez daha elinin tersini göz altlarına bastırmış derin bir nefesi ciğerlerine çekmişti.
Avjin xanım gelen gelininin sofraya oturusunu dikkatli bakışlarla takip etmişti. Iki gelininde halinden haberdar olan kadın yine bir bıkkınlık geçirmeye hazır durumdaydı. Bu iki kadın tükenmek üzere olan ömrünün kalan taraflarını da ellerinden almak için uğraş veriyorlardı.
Elinde ki kaşığı duyulur bir sertlikle sofraya bırakan Avjin xanım, üzerinde ki örgü yeleği çekiştirerek sofradakilerin bakışlarını üzerine toplamıştı.
"Bulut."
Annesi gibi elinde ki kaşığı sofraya bırakan genc kız sorgulayan bakışlarını annesinin üzerinde gezdiriyordu.
"Buyur daye?"
Avjin xanım bakışlarını Rojin'in üzerinde sabitlerken konuşmasına devam etmişti.
"Hazırlan çiftlik evine gidiyoruz."
Gözlerini bu sefer Narin'e kaydıran Avjin xanım cümlesini sonlandırmıştı.
"Bu ikisi bana erkenden toprağı boyla diye diretiyorlar keçkamin! Elini çabuk tutasın."
Rojin'in lokması boğazında kalmış, kayinvalidesinin sözlerine şaşırmıştı .
"Jı-jımom o nasıl söz? "
Onaylamayan bir sekilde suratını buruşturan Avjin xanım gelininin sorusunu yanıtlamaktan geri durmamıştı .
"En iyi siz bilirsiniz bûke! Gideceğim bu konaktan az soluk alacağım. "
Kaynanasının bir diger iması da kendisine gelince başını kaldıran Narin , kırmızılıga bürünmüş mavi gözlerini Avjin xanıma yöneltmişti. Biraz olsun evden uzaklasmakta fayda vardı.
"Ben de soluk alsaydım jımom? "
"Oturasan oturduğun yerde bûke ! "
Avjin xanim 'ın buram buram hükmünü ortaya seren sesi, Narin'nin okyanus gözleriyle kesişen kara gözlerine eşlik ediyordu .
" Ölüden farkın mi vardır keçkamin! Ne işin var bu halde?"
Rojin reddedilen Narin'in ardından, bir kez de kendisi şansını denemek istemişti. Konaktan biraz olsun uzak kalmak, burada bulunan herkes için faydalıydı.
"Peki ben jımom?"
Oturduğu yerden ağır ağır ayaklanan Avjin xanım gelininin gözlerine , kara gözlerini dikmişti. Gök mavisi gözlerinde ki kırmızılıklar Avjin xanımın görmeye dayanamadıklarıydı. Bu kadın iki gelinini de kızlarından ayırmıyor , onların canı yansa kendisi harâp oluyordu.
" Bırindar bı bırina xwe zane Rojin. (Yaralı yarasını bilir.) "
Kayinvalidesinin sözü üzerine anlayışla başını sallamıştı Rojin. Narin'le gözleri buluşan genc kadın, yaralarınızı ben gelene kadar sarın diyen kaynanasına hak veriyordu ! Iki dudağını aralamış ve cevabını vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRİNA DILEMIN
Ficción GeneralBir adam ve iki kadının hikayesidir. Acılarını omuzlamaya çalışan iki kadın , Ve iki kadın arasında kalan Botan Ağa'ya şahitlik edeceksiniz. Henüz aşkı tatmamış bir adam, Kocasına delilercesine aşık bir kadın, Berdel'e kurban edilmiş, evli...