Bu egosu tavan yapmış insanın yanından hızla ayrıldıktan sonra eve vardım. Kapıyı açmaya elim gitmedi. Parmaklarımın kontrolünü kaybetmiştim. Parmaklarım titriyordu. Kapıyı açmaya güç bulamamıştım kendimde.
Dizimden destek alarak yere eğildim. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp yere varıyordu. Beynim uyuşmuş bir vaziyetteydi. Ellerimi kafama götürüp sıkıca parmaklarım ile bastırdım. Bedenim de giderek ağırlaşmaktaydı. Sağ dizim kaldıramadı bu bedeni. Eğiliş yerini yatmaya bıraktı.
Yere yığılıp kaldım da denilebilirdi.Sonra o geçti oradan.
Beni görünce koştu. Yanıma soluk soluğa geldi. O kalın sesini yükselterek korkmuş şekilde
"İyi gözükmüyorsun. Seni taşımama izin ver." dedi.
Konuşmaya çalıştım. Fakat dudaklarım kilitlenmişti adeta. Bir kelime dahi edemedim. Bedenim yavaş yavaş uyuşuyordu.Cevap alamayınca kaslı kolları ile bedenimi oradan kolayca kaldırdı. Ürkek bir bakış attım. Hemen omuzu ile zile basmayı denedi. Başaramayınca kapıya sert bir tekme attı.
Kapıyı annem korkuyla açtı. Beni öyle görünce daha korktu. Gözleri yerinden çıkacak gibiydi.
"Pelin kızım iyimisin ? Geç çabuk çocuğum içeri alalım. Ne oldu ona ?" dedi titrek bir sesle.İsmini öğrenemediğim bu ego sahibi yaratık içeriye girmeyi kabul etme anlamında kafasını sallayarak "Sakin olun" dedi. Beni içeriye aldı. Annem odama kadar götürmesini istedi. Yavaş yavaş sarsmamaya çalışarak odama götürdü. Annem önden girmişti. Yastığımı düzeltirken o da yavaşça yatağıma bıraktı.
Annem bir kez daha ne olduğunu sordu.
"Efendim kapınızın önünde bu şekilde buldum."
"Pelin konuşabilirmisin ? Sen söyle kızım ne oldu sana ?"
Kafamı sağa çevirerek bakışlarımı onlardan ayırdım. Hayır anlamına geldiğini farkettiler."Biraz dinlenirse kendine gelir efendim. Siz sakin olmaya çalışın. İzninizle ben gideyim."
"Tamam çocuğum. Teşekkür ederim."
"Sorun değil.Kendinize iyi bakın."Konuşmaları gözlerim kapalı şekilde dinlemiştim. Sonra odadan çıktılar.
Sanırım sürekli içtiģim haplardan ve düzensiz yemek yememden böyleydim. İlk defa kendim için korkmuştum. Hareket edememek kötü bir his uyandırmıştı bende. Bu olay ölmeyi gerçekten istediğim konusunda şüphelendirmişti beni.Sonra gözümün önüne annemin korkusu geldi. Benim için endişelenmesi hoşuma gitmişti. İçinde bir yerlerde saklanmış sevgisi bugün kendini göstermişti.
Bedenimin uyuşukluğu yavaş yavaş geçmekteydi. Bunu fırsat olarak görüp yatağımdan kalkmayı denedim. İlk deneyişimde başarısız olup yatağa oturur vaziyette düştüm. İkinci deneme daha başarılı olup uyku hapını almamı sağlamıştı.
Uyku hapını susuz şekilde yutmayı denedim. Başarmak zorundaydım. Su yoktu etrafımda. Yüzüm hapın tadından dolayı her seferinde çirkin bir hale giriyordu. Gözlerim kapanıyor. Yüzüm kırış kırış oluyordu.
Hapı yutabildikten sonra yatağa tekrar uzandım.
Uyku beni birazdan bu dertten kurtaracaktı.Uyumadan önce yine iç sesim benimle birlikte dertleşiyordu.
"Bu çocuk her kimse beni sürekli kurtarıyor. Heralde buraya benim için taşınmış olmalı" dedim. Kendi kendime kısık bir gülüşle...
Artık bir süper kahramana sahipsin Pelin. Filmlerdeki gibi...
Tüm tatsızlıklar geride kalmaya başlamış, gözüm yavaş yavaş kapanıyordu.
7 saat sonra
"Pelin. Kalk kızım. Hadi yemek yiyeceğiz."
"Baba ben yemeyeceğim. Niye uyandırdın ya."
"Uyandırmam baya zor oldu. Hadi kalk. İtiraz istemiyorum. "
"Baba ısrarcı olma."Babam beni dinlemeyip kolumdan çekerek kaldırmayı başarmıştı.
Of diye diye kızgın bir tavırla kalktım. Gözlerim kapanıyor, güçlükle kaldırıyordum.
"İki dakikaya gelmezsen yine gelirim."
"Tamam baba."Esneye esneye odadan çıkarak yüzümü yıkamaya gittim. O sırada duvardaki aynadan görünüşüm çarptı gözüme. Gözlerim kıpkırmızı olmuş.
Masayı çok bekletmeden yüzümü yıkadım. Havlu ile kuruladıktan sonra masaya doğru yürüdüm kafası eğik şekilde.
Masaya geldiğimde kafamı babama doğru çevirdiğimde bıyık ve sakalları arasından tatlı tebessümü ile karşı karşıya kaldım. Benim de yüzümde ufak bir tebessüm oluştu. Anneme doğru döndüğümde gözü tabağındaydı. Kaşıkla çorbasını karıştırıyordu dalmış bir şekilde.
Bende masaya oturdum. Masada derin sessizlik vardı. Kimsenin de bu sessizliği bozacağı yoktu. Babam bir ara konuşacak oldu ama sebepini bilmediğim bir şeyden dolayı konuşamadı. Çorbamı içip sarmalarımı ağzıma attıktan sonra tabağımla birlikte mutfağa yöneldim. Tabağımı yıkayıp kurulamaya bıraktım. Daha sonra odama yöneldim.
Odama geldiğimde pencereye yöneldim. Yıldızlara baktım. Yıldızlara baktığımda içimde hafif bir mutluluk oluştu. Az kaldı dedim, az kaldı kavuşmaya.
O sırada telefonumdan bir mesaj sesi geldi. Hemen telefona doğru çevirdim kafamı. Yastığımın yanında duruyordu. Hızlı bir şekilde perdeyi çekerek telefonu yatağımın üzerinden aldım.
Mesajı açtığımda gözlerim inanamadı. Bir süre telefona donuk donuk baktım. Kafamı binbir düşünce kapladı.
Gelen mesaj Enis'ten idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Sen de Gidersen ?
Ficción GeneralBir adım daha yaklaşarak, sıcacık elleri ile ellerimi tutmuştu. Gözlerini de adeta gözlerime hapsetti. Ardından ''Sonumsun.'' dedi. Ellerimi biraz daha sıkıp bir kez daha ''Sen sonumsun Pelin.'' dedi. Sesi ciddi bir o kadar da romantik idi. Ben ise...