10. BÖLÜM: "ÖZLEM"

1.5K 155 25
                                    

Uyku bedenimi dinlendirecek, zamanın çabuk geçmesini sağlayabilecek tek yoldu benim için.

Hemen ayağa kalkarak dolaptan siyah dar kot, beyaz tişört çıkardım. Üzerimi değiştirdikten sonra evden ayrılıp adımlarımı eczaneye doğru attım.

Eczaneye geldiğimde karşımda yüzü kırışmış, gözü torbalı, söz yerindeyse suratsız bir amca vardı. Daha önce hiç güldüğüne ihtimal vermiyorum. İçimden neyse diyerek uyku hapını alıp eczaneden ayrıldım.

Dışarıyı özlemişim. Her ne kadar özlemiş olsam da bu sokaklarda olan anılarım artık acı vermekte. Burak, Serdar ikisiyle az mı geçtik buralardan ?

Eve yavaş yavaş yaklaşıyordum. Burak ve Serdar'ı düşünürken dalmış olmalıyım ki araba çarpmak üzereydi. Son anda arabayı kullanan kişi arabayı durdurdu. Kaba biriydi, ama sesi de çok etkileyiciydi. Kirli sakalları, mavi gözleri, bembeyaz inci gibi dişleri vardı. "Önüne bak." diye sertce bağırdı. Özür dileyip yoluma devam ettim. Benim hatamdı.

Biraz daha yürüdükten sonra eve gelmiştim. Kapının önünde durarak hapları çıkartıp cepime doldurdum. Poşetini ve hap paketini çöpe attım. Ayakkabılarımı da paspasa silerek çıkartıp eve girdim.

Annem çıktığımı farketmemişti, ama eve girerken gördü ve şaşkınlığını gizleyemedi. Fakat yine de çıkmamın sebepini sormamıştı.

Mutfaktan bir bardak su alarak odama geçtim. Odaya gelince cepimden bir adet hap çıkararak su yardımı ile yuttum. Yavaşça yatağıma uzandım.

Birazdan uykuya dalacaktım. Uyku benim için huzurdu. Kurtuluştu. Acılara veda edişti. Gözlerimi kapatacağım ve herşeyi unutacağım. Bundan daha güzel şey var mı ?

Uyku hapı yavaş yavaş etkisini göstermeye başladı. Esnemelerim giderek artıyordu.

12 saat sonra

Saat kaç ya ? Oo 12 saat geçmiş. Buna çok ihtiyacım vardı. Şimdi Enis'i bir kez daha arayalım bakalım. Belki açar.

"Alo ? Konuşurmusun ? Konuşmayacaksan neden açtın ? Lütfen ses ver. "

Ya kapadı. Ne yaptığını sanıyorsun sen ?

Hey mesaj geldi ve atan kişi Enis bey !

"Beklemelisin."
"Beklemeyi düşünüyorum. Buluşmayı erkene alamazmıyız ? Telefonda neden konuşmadın ? Aramamı istermisin ? "

Yazsana. Allah'ım bu benimle oyun mu oynuyor ?

Zil çaldı. Annem bakar diye umursamadım. Zil tekrar çalınca ve çalan kişi kapıya vurmaya başlayınca bu sefer hızla koştum.

Kapıyı açtım. Karşımda ağlamaklı bir Ceren vardı. Beni görünce hemen sıkıca sarıldı.

"Sen manyakmısın ? Şükürler olsun yaşıyorsun. O mesaj ne ?"

"Boşver. Gel içeri. Ya da gelme annem seni bu şekilde görmesin. Biz çıkalım."

"Giy hadi ayakkabılarını."

"Tamam."

Ayakkabıları giydikten sonra yola çıktık. Yolda durup durup Ceren sıkıca sarıldı. Oldukça üzmüşüm onu. Gözleri kıpkırmızı olmuş.

Ceren ile ağlaya ağlaya parka geldik. Herkes bize bakıyordu. Bir teyze iyi olup olmadığımızı bile sormuştu. Ceren ile bir banka oturduk.

"Sen aptalsın. Sakın öyle bir şeye kalkışma."
"Kalkışmam canım."
"Söz ver !"
"Kalkışmam dedim."

Ceren'e söylememeliydim. Çünkü 2 haftam vardı. Anneme söyleme ihtimali oldukça yüksekti.

"Seni çok seviyorum Pelin. İyi ki burdasın."
"Sen benim en yakınımsın. Canım benim bu kadar üzülme. Özür dilerim. Öyle bir şey asla olmayacak"
"Bak gitmeyeceksin değil mi ?"
"Kapa bu konuyu Ceren'im pişman oldum o düşünceye. Pişman olmasam şuan yaşarmıydım ?"

Ceren ile otururken o çocuk geçti. Arabasıyla çarpmak üzere olan çocuk ! Banka oturdu. Telefonu ile uğraşıyordu. Çok dikkatimi çekmişti. Özellikle ses tonu. Bir yerden tanıdık geliyordu. Fakat bulamıyordum.
Rahatsız oldum bana bakmaya başlamıştı.

"Hadi kalkalım Ceren."
"Neden ?"
"İyi hissetmiyorum."
"Tamam canım."

Ceren ile banktan kalkıp eve doğru yürümeye başladık. Ceren bir yerden sonra ayrılmak zorunda kaldı. Eve tek başıma yürümeye başladım. Burak'ın oturduğu evin sokağı yakındı. Oradan geçmek istedim. Evlerinin orda kalakaldım. Gözlerim çeşme gibi aktı. Kalbim sıkıştı. Ellerim titredi. Ayaklarım biraz daha ileriye gidemedi. Başım döndü. Gözüm kararıp kulaklarım duymaz oldu.

Gözümü açtığımda yine o çocuk karşımdaydı. Göz göze geldik.

"Su iç biraz." dedi. Elindeki suyu nazik bir şekilde uzattı.
Suyu elinden alıp "Klasik soruyu sormayacağım. Yerde olduğuma göre bayılmış olmalıyım. Teşekkürler beni ikinci kurtarışınız. " diye ekledim
"Çok dikkatsizsin ufaklık. Madem iyi değilsin. Neden buradasın ?"
"Bilmiyorum. Ben gitmeliyim."
"Bu şekilde gidemezsin. Seni ben bırakayım. "
"Yok teşekkürler iyiyim."
"Peki gidebilirsin."

Şaşırıp yerden kalktım. Arkama döne döne yürümeye başladım. Peşimden geliyordu. Tedirgindim. Korkuyordum.


Eve varmıştım. Hala peşimdeydi. Durup bağırdım.
"Amacın ne ?"
"İyi olup olmadığını görmek istedim."
"Gidebilirsin."
"Olur."


Eve girdim. Sinir olmuştum. Bakışları rahatsızlık veriyordu. Sanki dünden beri beni takip ediyordu. Sinirli şekilde salona girdim. Annem uyuyordu. Direk odaya geçtim. Üzerime gri eşofman takımını giyip yatağa uzandım.

Uyku hapını aldım. Yuttum bir tane daha..

Gerçekten beklemek bana acı veriyor. Sanırım beklemekle hata yapıyorum.
Özledim sizi.














Ya Sen de Gidersen ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin