2.Bölüm ANİ ÖLÜM

302 14 12
                                    

Günün ilk saatleriydi. Tan yerinin ağarmasıyla Savaş uyanmıştı. Gözlerini ovuşturdu. Komodine uzanıp telefonunu aldı. Saate bakıp yataktan çıktı. Esneyerek lavaboya doğru gitti. Aynada ki yansımasından hiç hoşlanmamıştı. Gözlerinin altı şişmiş, yüzünden yorgunluk akıyordu. Yüzünü soğuk suyla yıkayıp kendine geldi ve odasına gitti. Üstünü değiştirip kahvaltı yaptı. Savaş bu saatleri seviyordu. Hiç kimsenin olmadığı saatler...

Dışarısı sükunetini koruyordu. Derin bir sessizliğe mahkum bırakılmış gibiydi. Savaş ağır adımlarla yürümeye başladı. Kulaklığı takıp hayattan uzaklaşmak istercesine dinliyordu şarkıları. Bu ona iyi geliyordu. Eskiler. Ah o unutulmayan eskiler...
Şavaş'ın herşeyiydiler. Sevinçler, hüzünler.
Kardeşini çok özlüyordu. Biliyordu bir daha gelmeyeceğini fakat o her seferinde geleceğine inanıyordu, inanmak istiyordu.
Kardeşini kaybedeli çok olmamıştı. 6 ay olmuştu. Belgin Hanım'ın kanser olduğu gün.

Savaş kendini hiç affetmiyordu. Kardeşinin hayatı ona bağlıydı. Onu kurtarabilirdi fakat yapamamıştı. Çağdaş'ı kurtarmak için elinden gelen herşeyi yapmıştı ama olmamıştı işte. Yapamamıştı. Kurtarmak için artık çok geçti.
Savaş çok iyi bir doktordu. Elinden iyileşmeden geçmeyen bir hasta yoktu. Hepsi hayattaydılar. Ta ki o güne kadar. " On iki Ağustos"

Çağdaş'ın gözü kararmıştı bir an.Dengesini kaybedip kafasını yere çarparak düşmüştü. Kafatası kemiği kırılmıştı.

Beş dakika, on dakika derken kırk beş dakika geçmişti. Kan beyninin her tarafına yayılmıştı artık. İç kanaması vardı ve bunu kimse fark etmiyordu. En sonunda hizmetlinin farketmesiyle Şavaş'ın hastahanesine gittiler. Savaş neye uğradığını şaşırmıştı. Derin bir nefes alıp, güçlü olması gerektiğini çok geçmeden kendine hatırlattı.
Hemen asistanlarına haber verdirtti ve ameliyata aldılar. Çağdaş'ın bilinci yerinde değildi. Ama sanki Savaş haykırsa sesini duyacak, onu hissedecekti. Savaş öyle sanıyordu.

Zorlu ve bütün çabalara rağmen Savaş'ın çok sevdiği kardeşi kurtulamamıştı. O ölmüştü. Bir ölüm ancak bu kadar ölümsüz olabilirdi.
Bir an kendiside ölmek istedi ama kardeşi bunu istemezdi. Ölüm saati ve tarihi not aldılar.

Savaş, gözünü kırpmadan kardeşine bakıyordu. O cansız bedeni izliyordu.
Hemşireler yakınlara durumu izah ettiler. Lakin Savaş ameliyathaneden çıkmamış, kimseye tek kelime dahi etmemişti.

Akşama kadar kardeşinin dizinin dibinden ayrılmamıştı. Yalnızca Çağdaş'la konuşmuştu.

Savaş, bunu hatırlayınca birden ağlama isteği geldi fakat dayandı. Eve geldiğinde üstünü değiştirip tekrar uykuya dalmıştı.

Geriye kalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin