15. Bölüm YENİ HAYAT

32 5 5
                                    

Savaş işten çıkmıştı. Aslı'yı arayacaktı. Belgin Hanım'ın ölümünden sonra bu aramalar daha sık olmaya başladı. Öyle sık arıyordu ki en son aramasının ardından bir saat bile geçmiyordu. Aslı'nın sesini duymak, başına bir şey gelmesini önlemek istiyordu. Aklında hep; "Kendine bir şey yaptı mı ? İyi mi ?
Kötü mü ? Şuan nasıl ? Nerde ? Ne yapıyor ?" Soruları yer alıyordu. Her şeyden haberdar olmak için dakika başı arıyordu.

Telefonunu cebinden çıkardı. Son arananlardan aradı. Çaldı. Çaldı. Çaldı. Uzunca bir süre çaldı ama açan yoktu. Savaş'ın içine bir korku saplandı. Hançerden bir farkı yoktu. O hançerin tek çıkma şansı Aslı'yı görmek olacaktı. İyi olduğunu görmek...
Aklının ucundan intihar girişimleri geçti teker teker. Koşarak arabasına bindi. Hızla Aslı'nın evine sürdü.

Eve geldiğinde arabadan bir hışımla indi kapıyı kapattı. Koşarak apartmana girdi. Uçar adımlarla merdivenleri çıktı. Ter içinde kalmıştı. Kapıyı çaldı ama ne açan vardı ne duyan. Geri geri gelerek kapıya abandı. Sertçe itmenin ardından kapı kırıldı. Hızlıca evi dolaştı. Aslı'yı bulamıyordu. Çıldıracaktı. En sonunda koridorun sonuna gitti. Kapıdan sızan bir sıvı vardı. Ayaklarına doğru ıslaklık geliyordu. Kapıyı korkarak açtı. Karşılaştığı manzara karşısında bayılacaktı. Küvetten akan su ve içinde yatan cansız bir beden. Hızlıca koşarak Aslı'nın yanına geldi. Bu görüntü gözlerine ihanet ediyordu adeta. Kocaman olmuş gözleriyle kollarını küvete daldırdı. Aslı'yı tuttuğu gibi kavradı. Yukarı çekerek küvetten çıkardı. Baktı uzun süre. Diyebildiği tek şey koca bir " Neden ?" oldu.

Yere uzunca yatırdı. Başının altına dizlerini yerleştirdi. Önce sarstı. Sonra suni teneffüs yaptı. Dudakları dudaklarına değdirdiğinde buz gibi bir soğuk hissetti dudaklarında. Önce bir geriledi sonra derin nefes alarak tekrar suni teneffüs yaptı. Aslı'nın başını kaldırarak yavaşça yerden kalktı. Dolaba koşar adımlarla giderek dolusuyla havlu aldı. Rulo yapıp başının altına koydu. Yanına eğilerek ıslanmış yere oturdu. Ellerini göğsüne götürdü ve kalp masajı yapmaya başladı. Defalarca yaptı. Geçmek bilmeyen dakikaların ardından Aslı ağzından su fışkırarak uyandı. Derin nefeslerle yaşamak istemediği hayata tutunuyordu.
Savaş, derin bir oh çekti. Aslı'ya sımsıkı sarıldı. Öptü defalarca. Kokusunu içine çekti ve dönüp,
" Aslı, neden böyle yapıyorsun ?"
Kısık sesiyle,
" Annemin yanına gitmek için."
" Emin ol Belgin Hanım böyle yapmanı istemezdi. Hemde hiç."
Aslı, o an anladı ki gerçekten bunu hiç düşünmemişti. Hep kavuşmaktı amacı, düşündüğü tek şeydi Belgin Hanım'ın yanında olmak. Peki ya Belgin Hanım'ın düşünceleri. Beyninden vurulmuş gibiydi. Ayağa kalkmaya çalıştı ama Savaş eliyle müsade etmedi.
" Kalkamazsın bir müddet."
" Savaş, ben hiç düşünmemiştim bunu. Annem bana çok kırılmış mıdır?"
" Şuan vazgeçersen eğer kendine zarar vermekten anneni daha fazla kırmazsın."
" Ama... Ama annem ?"
Savaş,
" Şşş. Sus artık. Öleceksin ama o an şuan değil."
Aslı gözlerini kapatarak içini çekti. Savaş'a sarıldı.
" Teşekkür ederim."
Savaş derin iç çekişinin ardından,
" Teşekkür edilecek bir durum yok. Her zaman olduğu gibi hayat kurtardım. Ama bu hayat diğerlerinkinden farklı. Bu hayat yaşamaya değer bir hayat. Bu hayat sevdiğim kadının hayatı. Bu hayat aynı zamanda benimde hayatım. Bu hayat... Annesi için yaşaması gereken bir kızın hayatı."
Aslı gözlerini açtı yavaşça. Kafasını kaldırarak Savaş'a baktı.
" Beni hiç bırakma."
" Zaten böyle bir şey asla yapmam, yapamam." deyip Aslı'yı öptü.
" Ama bir şartla. Bir daha kendine zarar vermeyeceksin." diye ekledi Savaş.
Aslı gözlerini devirerek,
" Peki yapmam."
" Buna pek inanmıyorum. Bundan böyle benimle kalıyorsun küçük hanım."
Kaşlarını kaldırdı Aslı, boş gözlerle Savaş'a bakıyordu.
" Olur mu ki ?"
" Olur tabi. Bugün bavullarını hazırlayalım. Hemen bugün kalmaya başla bende."
" Şey ben Nazan Hanım'la da tanışmadım. Bir gün eve geldiğinde tanımadığı birisini görmesi beni epey rahatsız eder."
" Tamam. Yarın tanıştırayım. Uygun mudur birtanem ?"
" Tabi olur."
Savaş ıslak yerden kalktı. Aslı'yı da kucağına alarak oradan çıktı. Aslı'yı yatak odasına götürdü. Yatağa yatırdı. Kendiside gardrobu açtı.
" Şimdi bana söyle hepsini alayım mı?
Yoksa seçip mi yerleştireyim ?"
" Canım sen hepsini yerleştir ben kalktığımda seçerim."
" Hayır. Olmaz öyle şey. Sen bana söyle. Sırasıyla gösteriyorum şimdi."
" Peki tamam."
Savaş başladı kıyafetleri çıkarmaya. Eline ilk gelen parçaya odaklanmıştı. Çok dikkatli bakıyordu. Çünkü eline gelen parça Aslı'yı ilk gördüğünde ki kıyafetti. O günü hiç unutamazdı. Siyah tişörtünün üzerine kot ceket giymişti. O kadar gündelik parçalar olsalar bile Aslı'yı bambaşka yapıyordu yine de. Tebessüm edemeden duramadı.
Aslı, anlamsız bakışlarıyla Savaş'a bakıyordu.
" Savaş ? N'oldu ?"
Savaş dürtüşmüş gibi sıçradı. Aslı'ya baktı. Hemen ilk günkü Aslı geldi gözünün önüne. Birde şuanki Aslı'ya baktı. O kadar fark vardı ki aralarında.
Ağlamaktan harap olmuş gözlerden, kesilmekten parçalanmış bileklere kadar... Çok değişmişti Aslı.

Uzun bir bakışın ardından Savaş, elindeki tişörtü havaya kaldırarak
" Bu kıyafet... Seni ilk gördüğümde üzerindeydi. Çok iyi hatırlıyorum. Sana dikkatli bakınca benden korkmuştun. Bunu da hatırlıyorum. dedi gülerek.
" Evet, o gün çok hüzünlüydün ayrıca. Sürekli Chivas regal içiyordun." dedi göz kırparak.
Savaş, o güne gitti. Neden içtiğini hatırladı. Çağdaş aklına gelince hüzünle gardroba gitti.
" Ee bunu alıyor muyuz ?"
" Evet."
Aslı, Savaş'ın birden böyle hüzünlendiğine anlam veremedi. Deli gibi merak etmesine rağmen soramadı. Cesaret edemedi.

Yarım saatin ardından bavul hazırdı. Aslı yavaşça yataktan kalkacakken Savaş, yine izin vermedi.
" Savaş, alt tarafı boğuluyordum. Trafik kazası geçirmedim merak etme."
Savaş, alayla,
" Olsun ben aşkıma kıyamam."
" İyi taşı o zaman o ağır aşkını. Dikkat et ha. Sonra mazallah kalırsın o kocaman aşkın altında."
Savaş gülerek,
" Bak sen. Benim böyle güçlü kollarım varken merak etme sen. Ne sen düşersin, ne de ben kalırım o kocaman aşkın altında."
Aslı, bir kahkaha patlattı.
" Şimdi kaldırıyorum seni. Bak sakına kucağıma atlayım deme. İşte o zaman düşeriz. Kalkamayız sonra."
" Tamam tamam."
Savaş, Aslı'yı kucağına aldı. Cebinden arabanın anahtarını aldı. Yerden de bavulu alarak evden çıktılar. Merdivenlerden yavaş adımlarla indikten sonra arabanın yanına geldiler. Arabayı açarak ön koltuğa oturtturdu Aslı'yı. Bavulu da arka koltuğa koydu. Sonra arabaya bindi ve eve doğru koyuldular. Aslı, bundan böyle annesiz ama sevdiği adamla birlikte geçireceği bir hayata adım atıyordu...

Geriye kalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin