NOT: Ekteki videonun izlenmesi tavsiyedir ;) (GD&TOP 0114 M COUNTDOWN 'Obsession')
14 Ocak 2013
Pazartesi 16:20
Kris erkek arkadaşının kendinden istediği şeyi gerçekleştirebilmek adına önce Yixing'i ikna etmeliydi. Yixing, Jong In'in Sehun'dan gerçekten hoşlandığını ve hatta ona aşık olduğunu bilmesi nedeniyle esmer genci modellik konusunda ikna etmeye çok istekli değildi. Ancak Kris sağlam bir koz olarak, Jong In'in de mutlu olmayı hak ettiğini söyleyip, oyun gecesi Sehun'u izleyen Jong In görüntülerini Yixing'e izletti. Kumral genç Kris'in haklı olduğunu biliyor ve tüm kalbiyle Jong In'in saçma intikam takıntısından vazgeçmesini istiyordu. Bu durumda istese de istemese de Jong In'i Sehun'a model olup, yakınlaşması konusunda ikna etmeyi denemeyi kabul etti (Hatırlatma: Bölüm 10). Ancak Jong In modellik için ikna olmak bir yana, Sehun'la karşılaşmak bile istemediğine emindi. Duygulara laf geçirmenin ne kadar zor olduğunu, tecrübe etmeden konuşmak kolaydı.
Sözleştikleri gibi akşam 20:00'de stüdyoda buluşan üçlü önce yemek yemiş, ardından biraz Londra'dan, ihtiyarı ne kadar özlediklerinden bahsetmişlerdi. Kris, Jong In'in mutlu olduğu nadir anları hatırlatıp, kaya kadar sert kalbini bir parça olsun yumuşatmayı umuyordu. Tao, onun istediğini yerine getirmek için yaptıklarını görse Kris'e tekrar aşık olurdu. Resmen arkadaşını satıyordu ve bundan zerre pişmanlık duymuyordu. (Hatırlatma: Bölüm 11). Belki bir yanı Jong In'in hayatında eksik olan şeyin aşk olduğuna inanıyordu, kim bilir? Ama Jong In aşkı, Sehun hayatında değilken de hissediyordu. Bir hayale aşık olmak incitici olsa da kanlı, canlı karşısında durup, bir başkasına dokunan erkeğe aşık olmaktan daha kötü olamazdı kesinlikle...
Kris Yixing'e öldürücü bakışlar atıp konuya girmesini sağlamaya çalışırken, kumral genç saçma anılarını anlatıp kahkahalarla gülmeye devam ediyordu. Bu muhabbetin bitmeyeceğini anlayan sarışın boğazını temizledi ve Yixing'in susmasını diledi. Ortam sessizleştiğinde üzerindeki gözlere boş bir bakış attı. "Tao için" diye geçirdi aklından, "hem Jong In de bunu istiyor sadece farkında değil"dedi iç sesi.
"Kim ailesi için ne düşünüyorsun Jong In?"
"Bu da nereden çıktı şimdi?"
"Yeni yaşın kutlu olsun. Bugünü unutacağını sanmıyorum, unutturacağını da."
Yixing'in içtiği su boğazına kaçmış öksürüyordu. Kris belden aşağı vurmuştu. Bugün Jong In'in doğum günüydü. Hiç kutlanmayan, dillendirilmeyen tarih, kutlamadığını bilmeyenlerin safça hediyeler aldığı, verilen hediyelerin açılmadan çöpe gönderildiği tarih.
Jong In soğuk kanlılıkla bakışlarını kaldırıp Kris'e çevirdi.
"Teşekkürler Kris. Bu saçma cümleyi uzun süredir duymamıştım. Kim ailesini düşünmem için tarihlere ihtiyacım olmadığını biliyorsun. Bugün ya da sonraki daha sonraki gün hala onlardan nefret ediyor olacağım. Geçmişte olduğu gibi. Fikirlerimin değişip değişmediğini merak ediyorsan değişmedi."
"Ben de öyle umuyordum."
"Anlamadım."
"Ji An'a yakınlaşmak için onunla çalışma fikrine ne dersin*"
"Onunla çalışmak derken? Pure şirketi yine iş mi teklif ediyor?" diye sordu Jong In küçümseyerek. Daha önce benzer teklifleri Taemin'den almıştı elbette.
"Hayır. Oh Sehun, Pure markasının yeni ürünleri için şov yönü ağır olacak bir defile hazırlıyormuş. Seni modeli olarak istiyor. Tabi defilede nişanlısının yer almaması da saçma olur." Kris, Jong In'e bakarken sinsi bir şekilde sırıtıyordu. Tek istediği esmer genci ikna etmekti. Ancak Jong In, sırıtmaya karşılık ifadesizliğini korudu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GeceGunduz...
Fanfiction"Sadece hakkım olanı istedim. Belki biraz intikam, biraz bedel, biraz eğlence... Mesela, asla huzur istemedim. Ya da aşk. Ama..." -Kim Jong In "Bazen o gece orada olmamalıydım diye düşünüyorum. Orada olmasaydım da inandığım doğrular yerle bir o...