Haziran 2013
Jong In ve Sehun arasındaki ilişki oldukça ilerlemiş, ikili haftada 3 yada 4 kez görüşmeye başlamıştı. Bu görüşmelerbirbirlerini tanımak için birçok fırsat sağlasa da Jong In kapalı bir kutu olmaya devam ederken Sehun, tüm samimiyetle hayatını esmer gence açmıştı.
Sehun, Jong In'i dans ederken izlemekten nekadar zevk alıyorsa, Jong In de dizine yatıp günlük koşturmasını anlatan genci dinlemekten o kadarzevk alıyordu. Tabi ikili arasındaki ilişki bu kadar masum değildi. Aralarındaki çekiminkuvveti bir şekilde sıcak dokunuşlarla ya da ıslak dudaklarla taçlanıyordu. Sehun'a göre gözlerinin önünde terden sırılsıklam olmuş Jong In çekiciliği diye, karşı konulmaz bir gerçek vardı. Jong In için ise o dayanılmaz çekimin nedeni, süt beyazı tenin gülümseyen ince pembe dudaklarla birleşen ilahi güzelliğiydi.
Sarışın genç engellemeye çalışsa da bir şekilde kendisini stüdyonun kapısına gelmekten alamıyordu. Durum böyle olunca, Sehun'un geliş saatleri de belli olmuyordu. İşlerinden fırsat buldukça Jong In'e kaçıyordu.
Tekrarlanan kaçışlar sonrası Jong In, sarışın gence kapının şifresini vererek, sürprizi seven konuğunun ani baskınlarıyla çalışmasını yarıda kesip kapı açmaktan kurulmuştu. Aslında açılan kapı sonrası dudaklarında hissettiği sıcaklık paha biçilmezdi. Ancak bazen öpücükle sınırlı kalamadıkları da inkar edilmez bir gerçekti.
10 Haziran 2013
Pazartesi 13:00
Tanıtımlar nedeniyle yurtdışında olan nişanlısıyla konuşup telefonu kapattı. Anlaşılan Ji An yine dönüşünü iptal etmiş, farklı bir ülkeye gideceğini haber vermek için aramıştı. Sehun da bu durumdan şikayetçi sayılmazdı. Özellikle Jong In hayatına dahil olduktan sonra zaman çok hızlı geçmeye başlamıştı. İtirafının üzerinden bir ay geçmesine rağmen Sehun'un, Jong In'e karşı aynı çekimi hissediyor olması, sarışın genç için şaşırtıcıydı.Jong In'in bir heves olmadığına ve ondan hoşlandığına tamamen ikna olmuştu. Ancak bu hoşlanma olarak adlandırdığı şehvet dolu ilişki özel hayatına yönelik değişiklik yapmasını nedense gerektirmemişti. Ji An nişanlısı, Jong In ise kendisine sakladığı küçük sır dolu dünyasıydı.
Telefonu kapattıktan sonra içini dolduran özleme daha fazla direnemeyip aceleyle ofisten çıktı. Neyse ki şirket ve stüdyo arası çok uzak sayılmazdı. Yukarı çıkmadan önce stüdyonun altındaki kafeye (Xiumin'in kafesi) uğrayıp kahve almanın fena fikir olmadığını düşündü. Kafeye girdi, kasadaki çalışana siparişlerini verdi. Arkadaki koltuktan gelen tanıdık gülüşle dikkati o yöne çevrildi.Jong In, ikili koltukta biriyle oldukça samimi bir şekilde oturmuş, gülüşüyordu. Sehun durumu anlamaya çalışırken, yanında oturan kişiyi tanıdığını fark etti. O kişi Taemin'den başkası değildi. Çalışan kahveleri hazırlarken Sehun yanlarına gitmekle gitmemek arasında sıkışıp kalmıştı. Damarlarında dolaşan kıskançlık ve sinir onu ele geçirmek üzereydi ve bu durum tümüyle saçmalıktan ibaretti. Neden kendisini aldatılmış hissettiğine dair en ufak bir fikri yoktu.
Hazırlanan kahveleri alıp stüdyoya çıkmaya karar verdi. Jong In, bugün geç saate kadar stüdyoda olacağını söylemişti. Sehun, eninde sonunda esmer gencin dairesine çıkacağını biliyordu. Sadece yalnız çıkıp çıkmayacağından emin değildi. Kahvelerin olduğu torbayı aldı ve yan girişten asansöre doğru ilerledi. Stüdyonun kapısına gelip şifreyi girdi. Elindeki torbayı zemine bıraktı ve her zaman yaptığı gibi, duvarın kenarındaki yatağı geniş camların önüne getirip oturdu. Taemin'e gülümseyen Jong In, o kadar çok aklını meşgul etmişti ki ne soğuyan kahvelerin, ne de kaç saattir orada öyle oturduğunun farkında değildi. Giriş kapısının kapanma sesiyle içini kemiren rahatsız edici histen biraz olsun sıyrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GeceGunduz...
Fanfiction"Sadece hakkım olanı istedim. Belki biraz intikam, biraz bedel, biraz eğlence... Mesela, asla huzur istemedim. Ya da aşk. Ama..." -Kim Jong In "Bazen o gece orada olmamalıydım diye düşünüyorum. Orada olmasaydım da inandığım doğrular yerle bir o...
