21 Aralık 2012
Cuma 05:00
Sahnedeki yakalayıcıların nefes kesen dans gösterisi sonrasında Luna'nın (6. Hücre) içindekiler kimin daha iyi olduğuna dair tartışmaya başlamıştı. Kris gösterinin beğenilmesinden ve Sehun'un ilgisini çekebilmiş olmaktan memnun, sessizce konuşmaları dinliyordu. Tao ise Sehun'un esmer yakalayıcıyı izlediğini fark etmişti. Ancak geçmişteki deneyimlerine güvenerek bu durumun farklı anlamlar içerme olasılığının düşük olduğuna kanaat getirmiş; Sehun'un Bayan Oh'la sürtüşmesinin düşünülenden daha ciddi olduğuna karar vermişti. Kendince uydurduğu bahanesine tutunup, endişelerini ilerleyen günlere erteledi. Sehun'un üzerindeki koruyucu anne gözlerini kapatıp, sevdiği adama sokulmayı tercih etti
Sehun, şarabın ağzında bıraktığı buruk tattan ve aklındaki karmaşadan kurtulma ihtiyacıyla, alışkın olduğu sığınağına, viskiye döndü. Şarap zaten ona göre bir şey değildi...
"Değerli konuklarımız ve eşsiz avlarımız yerlerini aldığına göre, yakalayıcıları sahneye davet ediyorum" diyen yöneticinin sesiyle Sehun tüm dikkatini sahneye yöneltti.
Merakla parlayan gözleri tek bir şey için sahneyi tarıyordu. Bu süreçte sahnedeki silindirin az önüne yerleştirilmiş direkleri fark etti. Avların olmadığı metal striptiz direklerini gözden geçirirken, 4. hücreye karşılık gelen direğin arkasında aradığını buldu Sehun. Yakalayıcı, bordo papyonu ve pantolon askılarıyla hareketlendirilmiş beyaz gömleği, biçimli vücuduna yapışmış siyah pantolonuyla kendine ayrılan yerde duruyordu. Başında yine bir şapka vardı, ancak bu kez fötr şapkaydı. "Şapkaların altına saklanmaktan zevk alıyor" diye düşündü Sehun.
"Sevgili konuklar, oynayacağımız bölümün, ilk bölümden daha zevkli geçmesini umar, tüm avcılara bol şans dilerim.
2. bölümün ilk turu için yörünge dönmeye başlasın!
Herkese iyi şanslar!"
Yöneticinin konuşması sonrasında yörünge yeniden dönmeye başladı.
Sehun, elindeki viski bardağını dudaklarına götürmek üzereyken, gözleri yörünge üzerindeki direğe yaslanmış, kolları göğsünde bağlı esmerin yakıcı bakışlarıyla anlık bir buluşma yaşadı. Tüm vücudundan geçen elektrik akımını görmezden gelerek hırsla bardaktaki viskinin tamamını içti; boş bardağı Luna'ya uzattı.
"Bir tane daha lütfen"
Tao sevgilisinin boynuna gömdüğü yüzünü kaldırıp, başını kaslı omza yasladı. Alkolün etkisinden midir bilinmez, düşünceli görünüyordu. Luna'nın içindeki herkes şuan kendi dünyasındaydı.
Yörünge avcıların komutları doğrultusunda durduğunda, Sehun avıyla karşı karşıya kalmıştı. Değişen müziğin ritmiyle 'Karanlığın Lunası', süzülerek hücreden sahneye indi ve 'Aydınlığın Lunası'na meydan okur bakışlarla yaklaştı. Avlar (Aydınlığın ve Karanlığın Lunaları) yavaş hareketlerle önce birbirlerine okşama denmeyecek dokunuşlarda bulunup, ardından sırt sırta olacak şekilde dans etmeye başladılar. Fondaki sesin alçalıp yükselmesi avların hareketlerinde belirleyici oluyordu. Müzik iyice kısıldığında salondaki yapay alkış ve çığlıklar bu boşluğu doldurmaya yetip artıyordu.
NOT: Ekteki videoyu izlemelisiniz. ( Winterplay-Billie Jean cover )
'Karanlığın Lunası' (hücrede görevli olan) sırtını yasladığı kızdan ayırdı. Arkasına dönerek sert bir hareketle 'Aydınlığın Lunası'nı kendine çevirdi. Salondaki çığlık bu dakikada en yüksek seviyeye ulaşmıştı. Aynı anda iki av birbirlerinin yakasındaki papyonu söküp Sehun'a doğru savurdular. Ardından yine birbirlerine ait olan gömleklerin düğmelerini açmaya başladılar. Göğüs altına dek açılan düğmeler sonrası bir süre daha tahrik edici dans devam etti. Finalde, birbirlerinin açık olan yakalarından tutup, sert bir hamleyle bağlı kalan düğmeleri kopardılar. Hızla gömleklerden kurtulup, saniyeler içinde yalnızca fantezi ürünü denebilecek çamaşırlarla sahnede kendilerini sergiler hale büründüler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GeceGunduz...
Fanfiction"Sadece hakkım olanı istedim. Belki biraz intikam, biraz bedel, biraz eğlence... Mesela, asla huzur istemedim. Ya da aşk. Ama..." -Kim Jong In "Bazen o gece orada olmamalıydım diye düşünüyorum. Orada olmasaydım da inandığım doğrular yerle bir o...
