Merhaba Belinda.
Görüyorum da, odanı daha yeni temizlemişler. Her yer parlıyor.
Makinelerde kendimi görebiliyorum.
Şimdi yansımamı görünce..
Komik geldi çünkü..
Uzun zamandır gülemiyordum aslında.
Sadece yanındayken gülebildiğimi fark ettim, şuan.
Ben...
Eskisi gibi bağırmıyorum artık.
Onu da yendim.
Krizler gidince çığlıklarım da kesildi.
Ama artık şarkı da söyleyemiyorum...
Buna kızdığını biliyorum, üzgünüm.
Sadece konsantre olamıyorum Bel.
Kelimeler dudaklarıma geliyor ama bütün şarkılar seni anlatıyor.
Ardından gözlerim doluyor ve sesim kesiliyor.
Şey.. bide.. çocuklar bana kızdılar.
'Ne zaman ağlamayı bırakırsam o zaman provaya gidebilirmişim.'
Bu da şarkı söylemeyi bırakmak demek oluyor.
Çünkü ben senin için ağlamaktan hiç vazgeçmeyeceğim.
Tabi, sevmekten de..
Sevmekten de asla vazgeçmeyeceğim Belinda...
Saçmalığa bak.
Eskiden hep söylememi istediğin şeydi bu.
Seni seviyorum kelimesi...
Ne kadar değerli.
Aslında sana bunu bağırmak isterdim.
Sana seni sevdiğimi haykırmak...
Sanırım şimdi çığlık atarak bile söyleyebilirim.
Aslında biliyorsun bıraktım ama yapabilirim.
Ama şuan ne anlamı var ki?
Yatakta yatan ve söylediklerimi duymayan biri için ne anlamı var ki?
SENİ SEVİYORUM.
Şey.. yine de dedim...
Hoşça kal.