Not Girls' Party

28 5 0
                                    

Bir hafta. Tam bir haftadır durmadan Nate'i izliyorum. Onun hakkında bol bol bilgi edindim diyebilirim. Pazartesi günleri okula gelmeden önce kulaklığını takıp etrafta dolanıyordu. Spor olarak falan değil ama sadece öylece sokakları dolanıyor. Sonra eve geri dönüyor ve Liam la her gün yaptıkları gibi kahveciden kahve alıp okula geliyorlar. Okulda neredeyse kimseyle muhatap olmuyor. Hatta bizim dışımızda arkadaşı yok. Derslere karşı çok ilgili her ders olabildiğince not tutuyor. Hatta birkaç defa bana da dinlemem için uyarıda bulunmuştu. Dinledim mi? Tabii kide hayır. Oh hadi ama lütfen burada Nate'i çözmek gibi bir işle uğraşırken dersleri dinleyerek dikkatimi dağıtamam tamam? 

Pazartesileri okuldan sonra huzur evine gidip bütün gününü orada geçiriyor. Salı ve perşembe günleri okuldan sonra çalışıyor. Çarşambaları ormana gidip kayboluyor. Cuma, cumartesi ve pazar günleriyse bizimle takılıyor. Tiyatro grubundan ayrılmıştı onun yerine Jake geçmişti. Onun kadar başarılı değildi ama idare edebiliyordu. Gruptan çıkma nedenini Dylan'la yaşadıkları o tuhaf olaya bağlamıştım. 

Onun dışında bütün bir hafta beklediğim gibi tuhaf bir şey bulamadım. Sadece çalışırken normalde iki kişinin zorla taşıdığı kutuları sanki içi boş bir kutu gibi tek başına kolaylıkla taşıyabilmesi ve ormanda bir anda kaybola bilmesi dışında. Sanırım o haklıydı. Yani tamam şizofren değildim ama göz yanılsaması olabilirdi. Ya da yorgunluktan artık saçma bir hayal görmüş olabilirdim işte her neyde ben şizofren değilim tamam mı?

Kapı zili çalınca düşüncelerimi bir kenara bırakıp kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda Bess, Amy, Kitty, Alex ve Angela'yı görünce biraz şaşırdım. Alex yüzümdeki şaşkın ifadeye gülüp ''Biz geldik!'' dedi. Bende ona gülüp ''Fark ettim.'' dedim. 

Kitty beni iteleyip içeri girerken ''Tamam çekil de içeri girelim. Bu sırt çantasıyla daha fazla yaşayamam. Bu gece party hard yapacağız kanka!'' dedi. Bess onun arkasından gözlerini devirip ''Az insan olsan öleceksin değil mi lan?'' diye seslenince Kitty ona orta parmağını gösterip oturma odasına geçti. Bess ona bir kez daha gözlerini devirdikten sonra ''Nasılsın manitum?'' deyip bana sarıldı. Bende ona sarılıp ''İyiyim hatta sizi gördüm mutluluktan ağlayacağım sıkıntıdan patlıyordum.'' dedim. Beni bırakıp ''Tamam lan şımarma.'' deyip içeri girdi. Bess le birbirimize manitum diye hitap ederdik. Sadece bize özel bir terim işte. 

Angela ve Alex'e de hoş geldin sarılışı verip, arkalarından kapıyı kapatıp, içeri geçtim. Kızlar çantalarını bir kenara fırlatmış, her biri bir kanepeye yayılmıştı. Gelmeleri beni gerçekten mutlu etti. Rachel uzun süredir yoktu ve yalnızlıktan delirmek üzereydim. Kızlar yine beni yalnız bırakmadıkları için mutlulukla gülümseyip, Bess'in yanına gidip dizine yattım. Angela televizyonu açıp kanalları gezmeye başladı. En sonunda bir müzik kanalında karar kılıp durdu. 

Bess ''Ben acıktım! Nicky hadi yemek yap.'' dedi. Alex ona gözlerini kocaman açıp bakarak ''Yuh lan bok ye şerefsiz! Daha gelmeden bir kova kfc yedin.'' dedi. Bess ''Açım olum ben yedi yirmi dört açım!'' diye isyan edince yerimden kalkıp ''Tamam mısır patlatayım, dolapta da cips bisküvi falan vardı. İdare edeceksin artık.'' dedim mutfağa giderken. 

Mısırlar patlarken bisküvi ve cipsleri tabaklara koydum. Mısırları da büyük bir tabağa koyduktan sonra içeri geçtim. Elimdekileri sehpanın üzerine bırakırken kapı zili tekrar çaldı.Kızlara dönüp ''Başka birileride mi gelecekti?'' dedim. Hepsi hayır anlamında başını sallayınca şaşkınca kapıya doğru gittim. Kapıyı açmadan önce lazım olur diye kapının yanında bulundurduğumuz beyzbol sopasını elime aldım. Saat neredeyse on ikiye geliyordu önlem almak lazım. Kapı ısrarla çalmaya devam ederken sopayı havaya kaldırıp kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda karşımda Austin'i görünce şok oldum. Oda benim gibi şaşkınca bir bana bir de elimde ki sopaya bakıyordu. 

NathanielHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin