-Bölüm15-

51 8 3
                                    


Medyadaki fotoğrafı ben yaptım.
Bu bölüm biraz kısa oldu özür dilerim.

Oy verip yorum yaparsanız sevinirim. Teşkkürler.  Keyifli okumalar!

Nicholas'la ilk işimiz çıkıp yüzük almak oldu. Mete yüzüğü fırlatmışı ve hemen sonra kavga başlamıştı. Kimsenin aklına yüzük aramak gelmemişti. Yüzüğü aldığımızda ayrıldık. Ben kuaföre gittim. O ise eve gitti ve hazırlandı.

★♠★♠★♠

Derin bir nefes aldım. Herkes bana bakıyordu. Ben ise dudağımı dişliyor az sonra yapacağım hatadan dolayı kendimden nefret ediyordum. Anneme baktım. Hadi artık 'evet' de der gibi bakıyordu. Salonda oturanlara baktım. Nicholas'ın ailesi en önde oturuyordu -daha doğrusu sadece babası, annesi ve benim annem şahitlerdi- salona bakınmaya devam ettim. Herkesin gözü bendeydi. Tanımadığım bir sürü kişi vardı. Nicholas'ın akrabaları.

Çalgılı çengili bir düğün istememiştim. Nikahı kıyıp dağılacaktık ve akşam bizim -artık benim değil ama neyse- evde küçük çaplı bir parti verecektik. Herkes bana de hadi ne diyeceksen öleceğim meraktan der gibi bakıyordu. Nicholas "Ecem iyi misin?" dedi. Boğazımı temizledim. Nicholas'a kısa bir bakış attım ve mikrafona yaklaştım. "Evet!" Demiştim, en sonunda evet demiştim ama der demez pişman olmuştum. Annem pişman olma hakkımı elimden almamıştı en azından. Nocholas da "Evet!" dedi. Nikah memuru önündeki defteri bana uzattı. İmzaladım ve Nicholas'a uzattım. Şahitlerde imzaladıktan sonra nikah memuru bana evlilik cüzdanımızı verdi. Annem bir sürü kamera tutmuştu ve şu an hepsi gözüme gözüme flaş patlatıyordu. Nicholas belimden tuttu ve beni kendine çekti. Bende evlilik cüzdanımızı ortamızda tuttum ve zoraki gülümsedim.

★♠★♠★♠

Kocaman gülümsedim ve halama sarıldım. O kadar uzun süredir görmüyordum ki onu. En son Amerika'ya giderken görmüştüm. Sık sık konuşmuştuk ama hiç görüşememişik. O Ankara'da oturuyor ve holdingin Ankara şubesini yönetiyordu. Ayrıldığımızda "Gözlerinden okuyorum onu sevmediğini." dedi. Derin bir nefes aldım "Bunu anlayan bir tek sensin sanırım." dedim. Salona bir göz attı ve "Annenle babanın yaptığı da iş değil Ecem." dedi. Nicholas'a baktım. Kendi akrabalarıyla konuşuyordu. Halama döndüm ve omuz silktim. "Klasik annem ve babam. Düşüncesiz, umursamaz ve çoğunlukla kendi menfaatlerini düşünen." Halamın yanında annemle babamı rahatça eleşirebiliyordum. Konu değistirmek için "Çocuklar ve eniştem nerde?" dedim. Elindeki bardaktan bir yudum aldı. "Eniştenin toplantısı vardı gelemedi ama selamı var. Çocuklarsa evde bakıcıyla oturuyor." dedi ve çantasını eline aldı. İçinden büyük kırmızı bir kutu çıkarttı. Kapağını açtı ve "Eniştenle benim sana küçük bir hediyemiz." dedi. İçinde pırlanta takımı vardı. Kolyeye dokundum ve üzerinde parmaklarımı gezdirdim. İlk baş düz gidiyor sonra tomurcuklanıyor ve dalga dalga oluyordu. Dalgalar birbirlerinden tekrar tomurcuklanıyor ve üçgen şeklini alıyordu. Yüzük iki taraftan çıkıp dalgalanmıştı. Bileklik biraz daha farklıydı. Uçlardan dalgalar çıkıyor küçükten büyüğe doğru gidiyordu. Ortada en büyük dalga duruyordu. "Bunlar... çok güzel. Teşkkür ederim." dedim. Halam güldü ve bana sarıldı. Sonra da "Dön bakıyım arkanı da kolyeyi takayım." dedi. Arkamı döndüm. Soğuk kolye vicudumla temas edince irkildim. "Tamam dön bakalım." dedi. Tekrar halama döndüm "Çok güzel oldu. Senin boynunda çok güzel duracağını biliyordum." dedi.

Halamla havadan sudan konuşmaya dalmışken Nicholas yanımıza geldi ve elini belime attı. Diğer elini halama uzattı ve "Merhaba. Ben Nicholas." dedi. Halam elini sıktı ve "Gülderen. Ecem'in halasıyım." dedi. Halam kendini tanıttıktan sonra yavaş bir müzik çalmaya başladı. Nicholas, "Dans edelim mi Ecem?"  dedi ve yüzünü dans edenlere çevirdi. Halama baktım sessizce hadi git ne bekliyorsun dedi. Nicholas'ın elini tuttum "Hadi dans edelim!"

Yerimizde yavaş yavaş sallanırken çenemi Nicholas'ın omzuna koydum ve "Dün akşam olanlar hakkında bir şey demeyecek misin? " dedim. Dudağını kulağıma daha çok yaklaştırdı "Dün akşam ne oldu ki?" dedi. Ayaklarımın üzerinde yükseldim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Güldü o da saçlarıma bir öpücük kondurdu. Ve yerimizde sallanmya devam ettik.

★♠★♠★♠

Parti bittiğinde biz de bitmiştik. Tüm masaları tek tek dolaşmış herkesle konuşmuştuk. Nicholas'a yaslandım ve topuklularımı çıkardım. "Ayaklarımı hissetmiyorum." dedim. Kafamı ayaklarımdan kaldırdım ve Nicholas'a baktım. Nicholas'ın tam arkasından annem bize doğru geliyordu. Aramızda birkaç adım kala "Nicholas uçak biletlerini ne zamana aldın?" dedi. Bir de Amerika'ya gitmek ve o uzun yolculuğu çekmek vardı. "Yarın saat beşte." dedi. Annemin gözlerinde küçük bir kırgınlık belirdi ama hemen kayboldu "Annenler yattılar. Sen nerde yatmak istersin?" dedi ve durdu sonra ekledi "Ecem'in yatağı iki kişilik istersen orda yat." dedi. Nicholas ilk bana baktı sonra anneme döndü, "Evet olur Ecem ile yatarım." Annem "Tamam o zaman." dedi ve bizden uzaklaştı. Nicholas bana döndü ve "Senin için sorun olmaz değil mi? " diye sordu. Başımı iki yana salladım sonra da "Çok yoruldum yatalım artık." dedim. Elimi tuttu ve merdivenlerden çıkmaya başladık.

Nicholas yatağıma oturdu. Hizmetlilerden biri kapıyı çaldı. "Zeynep Hanım gönderdi." dedi elindeki valizi bıraktı ve çıktı. Nicholas yataktan kalktı, valize doğru yürüdü ve valizi açtı. İçinden şort ve tişört aldı. Gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Gözlerimi kaçırdım "Napıyorsun sen?! " Nicholas gayet doğal bir sesle "Üstümü değiştiriyorum." dedi. "Şurada banyo." dedim "Ecem biz evliyiz ne olacak ki? " dedi ve soyunmaya devam etti. Bense eşyalarımı aldım ve banyoya gidip üstümü değiştirdim. İçeri girdiğimde Nicholas yatağa uzanmış kitap okuyordu. Yanına uzandım ve telefonumu açtım "Çok mutluyum." dedi kitaptan kafasını kaldırarak. Güldüm "Bende." dedim "Ama bu senin karşında soyunma olayına alışamadım. Dudağını ısırdı "Hmm demek öyle." dedi. Kitabı kapattı ve komodine koydu. Sonra ellerini yanlarıma koydu, üstüme çıktı ama ağırlığını vermiyordu. Öpüşmeye başladık. Nicholas elini belime kaydırdı ve üstümdeki tişörtü sıyırmaya başladı. Dokunduğu yerler karıncalanıyordu. Elini tuttum ve dudaklarımı dudaklarından çektim. "Ben..." dedim kalbim küt küt atıyordu. "Nicholas ben hazır değilim. Özür dilerim." dedim. Beni tekrar öptü ve üzerimden indi. "Sorun değil aşkım." dedi. Elini kafasının altına koydu. "Seni seviyorum. İyi geceler." dedi ve abajuru kapattı. "İyi geceler." dedim ve gözlerimi kapattım.

Ecem'i yavşak bir tip sanabilirsiniz ama öyle değil. Hayatının cehenneme dönmemesi için ve Mete'yi unutmak için yapıyor çoğu şeyi ama başarılı olduğu söylenemez.

Mrs Odun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin