-Bölüm9-

49 10 0
                                    

Telefonu kapattım. Nicholas'a baktım. Ondan beni Mete'nin kaza yaptığı yere götürmesini isteyemezdim. " Arkadaşım kaza yapmış onun yanına gitmem gerek." dedim. Ellerini dizine koydu "Seni ben bırakırım." dedi. Yanımda gelirse Mete onu görebilirdi yaz bitene kadar öğrenmesini istemiyordum." Hayır ben taksiyle giderim. Her şey için teşekkürler." dedim ve arabadan çıktım.

Taksiciye elli lira uzattım ve üstünü almadan taksiden çıktım. Mete polislerle bir şeyler konuşuyordu. Yanına gittim. Beni fark ettiğinde polislerle konuşmayı bıraktı. Bana baktı. "Ecem arabanın yanına git az sonra geliyorum." dedi. Dediğini yaptım. Beş dakika sonra o da yanıma geldi. İki eliyle arabaları göstererek " İşte son model arabamın son hali." Arabaları inceledim. İkisine de dokunmamışlardı. Mete'nin çarptığı arabada son modeldi ve gayet güzeldi. Arabayı gözüm bir yerden ısırıyordu ama fazla kurcalamadım. Mete'ye baktım. Bana bakarak gülüyordu." Noldu? " dedim. "Hiç. Hiçbir şey olmadı. Sinirlerim boşaldı bir an. Ehliyetimi aldılar." dedi. Konuşurken burnuma keskin bir koku geldi. Mete'ye dik dik baktım." Sen," dedim "Alkollüyken araba mı kullandın?" Ellerini cebine soktu" Yok canım nerden çıkardın? Kim soktu bu saçma düşünceyi kafana?"

"Üzerinden buram buram gelen alkol kokusu soktu sözde bu saçma düşünceyi kafama. Tabi ehliyetini alırlar." dedim. Yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu." Annemden beter azarlıyorsun."

"Teşekkür ederim. Söyle bakalım ne kadar süreliğine aldılar?"

"Bir hafta." dedi dudaklarını büzerek. İçime derin bir nefes çektim "İyi o kadar uzun bir süre değilmiş. Hazırlanmamız için yeterde artar." dedim etrafıma bakındım "Arabasına çarptığın adam nerde? " dedim.

"Bilmiyorum ama neye hazırlanacağız?"

"Ahh doğru... tüm yaz tatilini senle geçireceğim evde plastation oynamayı mı tercih edersin yoksa Bodurm'da dört dörtlük bir tatili mi? " dedim. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. "Şaka mı bu? Yaz tatilini benle mi geçireceksin?"

"İstemiyorsan senle birlikte geçirmem sıkıntı yok."

"Hayır, hayır, hayır. İstiyorum ve evde plastation oynamayı istemiyorum Bodrum'da tatil yapalım." dedi. İçimde birden tarif edemediğim bir duygu canlandı. Mete'ye baktım. Çok tatlı görünüyordu. Ellerimi beline doladım ve ona sıkı sıkı sarıldım. Birkaç saniye sonra o da bana sarıldı. Kalp atışlarını duyabiliyordum ve şu an gayet hızlıydı. "Ecem arabasına çarptığım adam şurada yanında bir kadın var ama. Arabasına çarptığım sırada yanında değildi. " dedi. Pozisyonumu bozmadan "Ne tarafta çenenle çaktırmadan göster." dedim. Dediğimi yaptı ama çaktırmadan yaptığını söyleyemem. "İyi, iyi ki çaktırmadan dedim. Direkt göster deseydim nasıl gösterecektin Allah bilir." dedim ve işaret ettiği yere baktım. Bize bakmıyorlardı. İkisi de bizim yaşlarımızda gösteriyordu. Kızın arkası bana dönüktü ve adama sarılmıştı. Adamsa kızın alnını öpüyordu. Mete'ye döndüm "Bu adamın arabasına çarptığına emin misin? Çünkü şu an arabasına çarpılmış bir adam gibi durmuyor daha çok kumsalda sevgilisiyle öpüşen keyfi yerinde bir adam gibi duruyor." dedim ve başımı tekrar onlardan yana çevirdim. Birkaç saniye sonra adam kafasını kaldırdı. O anda kalbim küt küt atmaya başladı. Aslında Mete yanımdayken bir şey yapamazdı. Yani umarım. Adamla gözlerimiz birleşti. İlk baş gözleri fal taşı gibi açıldı. Kızın kulağına bir şeyler fısıldadı sonra bize doğru yürümeye başladı. Mete'ye sokuldum ve "Bana sarıl hiçbir şey belli etme." dedim. Belki yanlış gördüm diye düşünür başka bir yöne döner diye düşünmüştüm. Ama tabiki her şey gönlünce olmuyordu. Kolumda bir el hissettim ve işte şimdi adamla tekrar göz gözeydik." Merhaba Burak." dedim. Bana baktı baktı ve en sonunda "Beni bu adam için mi bıraktın?" dedi. Mete'ye baktım şaşkın gözlerle bizi inceliyor ve konuyu anlamaya çalışıyordu."Hayır, hayır gerçekten seni bu adam için bırakmadım senden ayrılırken nedenini zaten söylemiştim." Götümü kurtarmak için dört döndüğüm sesimden bile anlaşılıyordu. Son cümleme kızmış olmalıydı ki kolumu daha çok sıkmaya başladı. "Burak canımı acıtıyorsun." dedim. Ama pek tınlamadı. "Sana evlilik teklifi etmek için koskoca üç yılımı harcadım ve sen bu çabayı tek kelimeyle maafettin." dedi ve boşta olan eliyle çenemi tuttu. Artık canım daha çok acıyordu. "Ee tamam da sende benden sonra pek yanlızlık çekmiyorsun şurada seni bekliyen kıza bakılırsa. Arabada değiştirmişsin yeni araban çok güzelmiş." dedim. Kızın arkası hala bize dönüktü.

"Hop hop hop sen kendini ne sanıyorsun bırak kızı." dedi Mete ve Burak'ın elini kavradı. Burak'ın yüzüne alaycı bir gülümseme yayıldı "Bırakmazsam ne olur? "

"Sağ yumruğun mu tadına bakmak istersin sol yumruğun mu? " dedi ve ekledi "Niye sana seçme şansı bırakıyorum ya, sağ yumruk daha eğlenceli." Burak'ın çenesine hızlı bir yumruk geçirdi. Burak biraz geriledi ve doğal olarak ellerini çekti. Yere hızla tükürdü ve Mete'ye doğru ilerleyip hızlı bir yumruk attı. Mete olduğu yerde hiç gerilemeden kaldı. Sonra Burak'ın bacağına tekme attı ve dengesini bozup yere düşmesini sağladı. Üstüne çıktı ve yüzüne doğru yumruk savurmaya başladı. Mete'nin beline yapıştım ve onu durdurmaya çalıştım. Bir yandan da "Mete tamam yeter." diyordum. Ortada yeterince olay vardı zaten daha fazla başına iş çıkmasını istemiyordum. İşte tam o sırada biri beni Mete'nin yanından kaldırdı ve Mete'yi Burak'ın üzerinden aldı. Mete biraz çıkıştı ama kendini kaldıranın polis olduğunu görünce debelenmeyi bıraktı. Burak da kendi kendine yerden kalkınca polis ikisini de süzdü ve "Karakola geleceksiniz benle birlikte." dedi. Burak polise baktı ve "Birbirimizden şikayetçi olmazsak gelmek zorunda mıyız?" dedi. Polis birkaç saniye durdu ve "Hayır gelmek zorunda değilsiniz ama sen bayağı iyi benzetilmişsin şikayetçi olmayacak mısın?" dedi. Burak başını iki yana salladı ve "Hayır şikayetçi olmayacağım." dedi. Polis Mete'ye baktı. Mete de şikayetçi olmayacağını söyledi.

"Nereye gidiyoruz?" Elimden tutmuş beni bir yerlere sürüklüyordu." Şuradaki cafeye." dedi.

"Niye ki? "

"Berkay'a arabanın anahtarını vereceğim arabayı tamirciye götürsün. Malum bir hafta araba kullanamayacağım."

Sipariş ettiğim pastayı bitirdim ve tabağı elimle ittirdim. Çok şişmiştim. Mete'ye baktım. Bana sorgulayan gözlerle bakıyordu."Evet? " dedim. Sipariş ettiği yemeği didiklemeye başladı." Sadece Burak'ı bana neden söylemedin onu düşünüyordum." dedi. Dudak büzdüm." Bilmem. Peşimi bıraktı sanmıştım. Böyle düşününce pek de önemli bir konu olduğunu sanmadım. Neyse bu konuyu kapatıyoruz. Ben bu akşam evde kalacağım yarın senin evine gelirim tamam mı? " dedim. Yanağından öptüm ve masadan kalktım.

Merdivenlerden indim. Çıkışın hemen yanındaki kasadan yediklerimizin içtiklerimizin parasını ödedim ve dışarı çıktım.

Medyada Meteeeee...

Mrs Odun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin