-Bölüm5-

84 8 0
                                    

Sabah kendimi uyuyakaldığım yerde bulamadım. Yanımda Mete yatıyordu. Üstünde sporcu atleti ve altında kendisine baya büyük gelen bir şort vardı. Kafamı kaldırdım. Beyaz yorgan karnıma kadar çekiliydi. Terden üstüm vıcık vıcık olmuştu. Hazirandayız lütfen ama tabi ki terleyeceğim.

Yataktan tam çıkacakken Mete boğuk bir sesle "Ecem?" dedi. Yüzüne baktım. Gözleri yarı kapalıydı. Hala uyku sersemiydi, ki daha uyanabildiği söylenemezdi. "Efendim?" dedim. Çarpık bir gülümseme yüzüne yayıldı "Ben..." dedi. "Sen?" dedim. Dirseklerinden destek alarak yataktan kalktı. "Bütün gece sen uyurken seni izledim. Sanırım sana aşık olmaya o zaman başlamış olabilirim." Yanaklarımı şişirdim sonra geri indirdim." Uykuluyken hiç komik olmuyorsun." dedim. Yataktan kalktım. Tüm gece uyumadığı her halinden belli oluyordu. Gerçekten tüm gece beni mi izlemişti? Hayır, son istediğim şey bir erkeğin daha kalbini kırmaktı. Bir erkeği daha kendime aşık etmekti. Zaten Burak yetmiş ve artmıştı.

Telefonumu aradım ama bulamadım. Sonra Mete'ye döndüm. Yatağa geri yatmış uyuklamaya başlamıştı. "Hadi kalk sana kahve yapayım uykun açılsın. Bu arada telefonumu gördün mü?" dedim. Bana sadece "Hı hım." dedi. İç çektim "Peki. Nerde?"

"Demem."

"Ama neden? "

"Derim ama bir öpücük karşılığında."

"Ufff Mete yapma şunu hadi söyle telefonumun yerini! "

"İyi tamam be! Bir romantizm yaşatmadın insana. Aşağıda oturma odasında dün uyuyakaldığın koltuğun üzerinde."

Koşarak aşağı indim telefonumu açtım. Yirmi beş tane cevapsız çağrı ve on beş tane mesaj. Hepsi annemden. Ona sadece mesaj atmakla yetindim: Dün akşam arkadaşımda kaldım. Belki bugün de kalırım. Beni merak etme.

Mutafağa geçtim dolapları kurcalamaya başladım. Aradığım şeyi bulduğumda koşarak su koydum ve kaynamasını bekledim.

Yatak odasına girdim. Yatağa doğru yürümeye başladım. Mete hiç kalkmamış hala olduğu gibi yatıyordu. Elimdeki kupayı komodinin üzerine koydum ve yatağa oturdum. Mete'yi dürttüm "Hadi kalk!" başından defolmamı söyler gibi inledi ama gözlerini azıcık açtı. "Ne?" dedi. Elimi kupaya attım. Sıcaklığı parmaklarımın arasında dolaşıyordu. "Sana kahve yaptım." dedim. "Ben kahve sevmem." diyerek gözlerini geri kapattı. "Ne demek sevmem?"

"Ne, ne demek sevmem?"

"Kahve sevilmez mi yaa?"

"Sevmeyen sevmiyor işte Ecem. İnsanlara sormadan kahve yapmayı bırakmalısın."

"Uffff Mete!! Sen içmiyorsan ben içerim" Kupayı elime aldım ve büyük bir yudumu ağzıma doldurdum. Yavaş yavaş yutmaya başladım. Bir taraftanda Mete'yi izliyordum. Terlemişti ve terden atleti üzerine yapışmıştı. Kasları belli oluyordu. Sağına döndü boşta olan bir yastığa sarıldı ve "O kahve iki yıllık." dedi. Elimdeki kupayı yavaşça komodinin üzerine geri koydum. Yataktan kalktım ve kar kadar beyaz ama bir o kadarda kirli olan çalışma masasına doğru yürüdüm. Çekmecelerden birini açtım. Koca çekmecede sadece bir tane eşya vardı. O da sınıfça çekilmiş bir fotoğraf. Fotoğrafı elime aldım. Yüzler çok ama çok tanıdık geliyordu. Biraz göz gezdirince kendimi buldum. On iki yaşımdaki halim. Sivilcelerim vardı ve diş telim ona rağmen özgürce sırıtmışım. Fotoğrafla Mete'nin yanına gittim. Yanına uzandım ve "Sen bu fotoğrafı nereden buldun?" dedim. Gözlerini açtı, fotoğrafı eline aldı. Yarı açık gözleriyle fotoğrafı süzmeye başladı. "İkinci sıranın en arkasında, sağ köşede olan benim." dedi ve fotoğrafı bana uzattı. Elime aldım en arka sağ köşeye baktım. Uzun boylu, sarışın, mavi gözlüydü hala ama on iki yaşındaki haliyle şimdiki halini karşılaştırınca evrime kafa attığı belli oluyordu. Aslında şimdi farketmiştim. Bende evrime kafa atmışım!! Sonra aniden dank etti. METE!? Mete ile aynı sınıftaydım ve bir zamanlar ona deli gibi aşıktım. Evet hatırlamıştım. Bu fotoğraf onda bu yüzden vardı. Aynı sınıftaydık! "Sen..." dedim "O pislik çocuksun. Tüm kızları peşinde koşturtan ama hiçbirinin yüzüne bile bakmayan. Uyuzun tekisin Mete! Ve işin kötü yanı altıncı sınıfta bende sana aşıktım ama beni başından savmıştın." Dudağını büzdü. "Evet olabilir... O yaşlardayken bir sürü kızı başımdan savdım hiçbirini hatırlamıyorum ama."

Mrs Odun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin