-Bölüm6-

80 8 0
                                    

Mete bana doğru eğilip yanağıma bir öpücük kondurdu. Berkay itiraz etti "Yanaktan değil, dudaktan." ve sonra tezahürat yapmaya başladı "Öp, öp, öp, öp, öp, öp....!" Mete ellerini havaya kaldırdı "Bu olmaz,  o benim sevgilim değil ve bunu onun rızası olmadan yapmam." dedi. Arda "Oyun bozansın Mete!" dedi sesini yükselterek ama Mete'nin beni öpmemesi hoşuma gitmişti neden bilmiyorum ama Berkay öpmesini söyleyince kalbim hızlı hızlı çarpmış ve yerinden çıkacak gibi olmuştu. Mete beni öpseydi eğer şuracıkta bayılabilirdim. Kafamı sağa sola hızla salladım. "Hayır olmaz! " dedim. Sonra daha fazla zor duruma düşmeden ayağa kalktım ve televizyona doğru yürüdüm. CD'leri elime aldım. Korku filmi aradım. En az on-on beş CD gezdikten sonra Dabbe Cin Çarpması diye bir film buldum. CD oynatıcıya taktım ve "Hadi koltuklara yayılın bakalım." dedim. Ve eski koltuğuma geçtim. Arda ve Berkay da eski koltuklarına geçti ve Mete benim yanıma oturdu.

Film başlangıcı bana hiç korkunç gelmemişti ama bir kaç bölümden sonra altıma etme derecesine geldim ve filmi açtığıma pişman oldum. Bu filmi seçtiğim güne lanet girsin dedim kendi kendime. Mete'ye yapıştım ve yüzümü göğsüne gömdüm." Bu filmi izlemiş miydin? " dedim. "Yarısını." dedi sonra saçımı okşamaya başladı. Kafamı televizyona çevirdim ama kafamı Mete'nin göğsünden kaldırmamıştım. Kalp atışlarını duyuyordum. Bir ara cidden çok hızlandı. Gerçekten bu sahnede korkmuştu. Kulağına "Çok korktuysan bana sarılabilirsin." dedim. Güldü elini omuzuma attı. Tam sarılmak sayılmazdı aslında.

Kafamı arkaya attım. Berkay'la Arda'ya baktım. Filmi izlemiyorlardı bile! Sessiz sessiz öpüşüyorlardı. Mete'yi dürttüm. Gözümle onları işaret ettim. Kafasını çevirdi onlara baktı. Belli olmayan bir şekilde güldü. Sonra kulağıma doğru eğilip "Boş ver. Alıştım artık." dedi. Ayağa kalktı ve mutfağa gitti. Arkasından baktım. Az sonra elinde koca bir kutu Nutella ve iki kaşıkla geldi, yanıma oturdu. Kaşıklardan birini bana uzattı.

Nutella'ya tekrar kaşığımı daldırdım. Koca bir kaşık çikolata aldım. Hemen ağzıma tıkıştırdım. Gözümü ekrandan ayırmıyordum. Yüzüme bir el uzandı. Yerimden sıçradım. Mete bana bakıyordu bana uzanan elde onun eliydi zaten. Baş parmağını dudağımda gezdirdi. Sonra parmağını ağzına götürdü. "Çikolata vardı." diye açıklama yaptı. Kafamı televizyona çevirdim. Filmi inceledim tekrar Mete'ye döndüm" Bu filmde romantik olmaya çalışacak kadar aşkta beceriksizsin." dedim.  "Ufff Ecem... Benim romantik olma çabalarımı gerçekle karşılaştırarak boşa çıkaracak kadar odunsun."

"Teşekkürler. " dedim. Aslında onun bana romantik davranmasını da istemiyordum. Evlenmek zorundaydım, birime aşık olma veya birinin bana aşık olması gibi bir seçeneğim yoktu. Ben... aslında ben Mete'ye her şeyi açıklayabilir beni buradan kaçırmasını isteyebilirdim. Ama hayır, biz Türk dizilerinde yaşamıyorduk. Acaba aşağı mı atlasaydım? Belki şans eseri ölürdüm. Tabi bende o şans yoktu. Ben yine ağır bir yara alıp yaşamıma ezik büzük devam ederdim. Entrikalarla dolu hayatımda bunlara yer yoktu maalesef.

Mete'ye baktım. Mavi gözleri ekrana odaklanmış o kadar masum izliyordu ki ekranı. Bu salak, benim hayatıma niye bu kadar boktan bir anımda daldı ki? dedim kendi kendime. Ona baktığımı fark etti. Mavi gözlerini gözlerime dikti. Onu öpme isteğim ağır basıyordu.  Kendime engel olamadım ve yanağını öpmek için ona ilerledim ama tam o sırada lanet olası telefonum çaldı. Elime aldım ve numaraya baktım. Yabancı numaraydı ama benim yabancı numaraları açmama gibi bir huyum olmadığından telefonu açtım ve "Efendim?" dedim.
"Ecem?" dedi karşıdaki ses. Sesi tanıyamadım ve "Pardon siz kimsiniz? " dedim. Karşıdaki ses "Ah doğru ben sana numaramı vermemiştim. Ben Nicholas." dedi. Bende Nicholas'a numaramı verdiğimi hatırlamıyorum ama bir şekilde bulmuştu. "Evet Nicholas. Ne istiyorsun?" ona kibar bir şekile cevap vermek istemiyordum çünkü ailem ve Nicholas benim hayatımı bir günde rezil etmişlerdi." Hmmm... Ecem bu gün bir yerlerde buluşabilir miyiz?" dedi. Neden buluşacaktık ki? Konuşacak neyimiz vardı? Daha iki gün önce tanışmıştık. Ama yinede ailelerimiz bizi evlenecek kadar yakın bulmuşlardı.  "Olur. Nerede ve saat kaçta? " dedim. Mete bana sorgular gözlerle bakıyordu. Sessizce yok bir şey dedim. Başıyla onayladı ve filme geri döndü.  "Saat sekizde. Seni nereden almamı istersin?" dedi. "Evimin önünden alabilirsin." dedim ve telefonu kapattım.

Medyada Ecem

Mrs Odun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin