Ediz'den
"Yeter artık! " diye bağırdım Eren'e. "Sen sırf bir kız yüzünden, kuzenini karşına alabiliyorsun! Size n'oluyor ya!? Ben sırf Gizem için Evren'e kızdığımda, hepiniz taraflaşıp onun yanında oldunuz! Bu bana bir anlam ifade etmiyor! Sırf onun yüzünden, ortada ufak bir sebep varken anında bana arkanızı dönüyorsunuz!" diye bağırdım.
Bizimkiler bu tarafa geldiler, Evren gözleri dolu bir şekilde halimizi izliyordu. Onun yanına hışımla gidip sarstım onu ve bağırmaya devam ettim.
"Bana mantıklı bir neden söyle! Bana neden böyle davrandıklarını açıkla! Tüm bunların seninle ne bağlantısı olduğunu açıkla!! " diye bağırınca Evren korktu ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Savaş beni Evren'den uzaklaştırdı.
Selin ve İrem ona sarılırlarken, Ceren beni kolumdan tutup kendine döndürdü ve anında bit tokat attı. Elim yanağıma giderken kimse onu durdurmak için bir şey yapmadı.
"Ediz yeter artık! Siktiğimin Gizem'i seni değiştirdi sen bu değilsin! Sen bize değer verirdin eskiden.. Şimdi ne oldu ha? Gizem hayatına girince götün mü kalktı pezevenk herif!" dedi ve beni omuzlarımdan itti.
"Ediz haklı.. " dedi hıçkırıkları ve gözyaşları arasında. "Benim yüzümden ona kötü davranmak zorunda değilsiniz... O sizin arkadaşınız..." diye konuştu zorlukla.
Eren gözleriyle neredeyse yalvarırcasına bakıyordu Evren'e.. Evren başını salladı. Eren bana yaklaştı ve konuşmaya başladı.
"Evren'den mantıklı bir açıklama istemiştin, onun yerine ben anlatıyorum her şeyi..."
"Tam 9 sene Ediz... Senin gibi bir piçi aralıksız 9 sene seven, sırf senden uzaklaşmak için Ankara'ya giden, sana görünmemeye çalışarak bizi ziyarete gelen bir kız... "
"O artık bunlara katlanamayacak kadar yorgun ve artık tükeniyor... Bunun tek sorumlusu var, o da sensin.. O sırf sen mutlusun diye Gizem'e katlanıyor..."
"Ama aslında bunların hiç birini hak etmiyor... " diye tam sözünü bitirmişti Eren, tam o sırada İrem bağırdı.
" Evren!! " onların tarafına baktığımda Evren yere yığılmıştı. Kafası Selin'in dizlerindeydi. Hemen Eren'le onlara doğru hızlıca yürüdük, onu tam kucağıma alacaktım ki Selin "Dokunma ona!" diye çıkıştı.
Savaş Evren'i kucağına aldı ve hemen ön tarafa hızlıca yürüdü. Ceren telefonundan Tansu Amca'yı aradı.
"Alo,Tansu amca hemen aşağı gelin lütfen! Evren bayıldı! "dedi sonra telefonu kapattı. Savaş Evren'i merdivenlerden indirip otoparka getirdiği sırada Tansu amca da geldi. Kapıları açtı, Savaş ve Ceren arabaya binip gittiler.
Eren hemen amcamı aradı, hızla onla konuştu. Yaklaşık 2 dakika sonra amcam geldi ve bizde arabaya binip hastaneye gittik...
*************
Ceren'denEvren'i o halde görğnce ne yapacağımı şaşırdım, çok korktum. Hastaneye gelince Tansu amca kapıyı açıp Evren'i kucağına aldı ve bağırmaya başladı.
"Sedye yok mu! Yardım edin! " acildekiler hemen bir sedye getirdiler ve Evren'i yatırıp bir odaya götürdüler. Tansu Amca girmek istedi ama izin vermediler. Seray Teyze koltukta ağlarken Tansu Amca da yanına gitti ve birbirine sarıldılar.
Bende gidip Savaş'a sarıldım ve ağlamaya başladım, "Sakin ol birtanem, geçecek her şey..." dedi ve saçlarımı okşadı. O sırada acilden içeri Eren, Ediz, Selin ve İrem girdi. Hızlı bir şekilde bize geldiler. Eren'in babası Berk Amca, Tansu Amcaya Evren'in durumunu sordu. Herkes Ediz'e nefretle bakıyordu. Onun ise gözleri doluydu.
"Evren Atan'ın yakınları siz misiniz?" dedi doktor Seray Teyzelerin yanına giderek, bizde onlara yaklaştık.
"Evet doktor bey, biz ailesiyiz. Neyi var kızımın? " dedi ağlayarak.
"Ciddi bir şey yok, stresten olduğu açıkça belli, buraya getirdiğinizde kalbi normalin biraz daha altında atıyordu. Serum bağladık, şuan iyi. Ama bir kaç gün yatsın, iyice dinlensin ve stresten uzak dursun. Ara ara böyle olabilir, fazla telaşlanmayın lütfen. İyi günler... " dedi gülümseyerek, Tansu Amca teşekkür etti doktora."Allah Allah, bu yaşta bir çocuk için ne stresi bu?" dedi şaşırarak Berk Amca. Bizim gözler anında Ediz'e döndü, sonra hepimiz kafasını başka bir yere çevirdi.
"Çocuklar biliyorsanız söyleyin.. Neye üzüldü bu kadar benim kızım? " dedi Seray Teyze. İçimden geçirdim 'Ediz pezevengine... O piç üzdü kızı' diye.
" Bunu Evren açıklasa daha iyi olur... " dedi Selin.
Bir hemşire Evren'i götürdükleri odadan çıktı ve bizim yanımıza geldi. "Hastayı görebilirsiniz..."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bu Bölüm Ceren Doğa Özden'e İthaf Edilmiştir...
UZUN BİR ARADAN SONRA, YİNE ESKİ FORMUMA DÖNEBİLDİM. BUNUN KARŞILIĞI OLMASI GEREK DEĞİL Mİ? HİKAYEYİ OKUYORSUNUZ GÖRÜYORUM AMA VOTE'LAYAN YOK MAALESEF... LÜTFEN EMEĞE SAYGI... İYİ OKUMALAR....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım -ASKIDA-
NonfiksiO'nu ilk gördüğüm anda kalbim teklemişti... Oysa daha 6 yaşındaydım... Yıllar geçince, biraz daha büyüyünce adını koymuştum onun. Çocukluk Aşkım'dı O benim. Ve galiba hep öyle kalacaktı...