Öğlen eve geldim, üstümü değiştirdim, yemek yedim. Ondan sonra ödevlerimi yaptım. Ödevler bitince bilgisayarı açtım. Onun profiline baktım.
Çok güzel gülüyordu... Gamzeleri vardı yanaklarında... O kusursuzdu, o mükemmeldi... O mükemmel olduğu kadar da imkansızdı.
İmkansız olsa kaç yazacaktı ki zaten? Yıllardır zaten onu seviyordum, imkansız olması bir şey değiştirmez ... Ama korkuyordum işte. Onun başkasının olması düşüncesi bile beni öldürmeye yeterdi...
Küçükken her şey daha kolaydı, saatlerce oyun oynardık, eve girmek istemezdik. .. Daha saf ve daha temizdik... Herşeyden habersizdik. .. Gelecekten, herşeyden habersizdik. ..
Gözümden bir damla yaş düştü. Bilgisayarı kapatıp biraz dinlenmek için yatağa uzandım. Ve dayanamayıp kendimi uykunun kollarına teslim ettim...
*******************
Gözlerimi açtığımda saat 7 ye geliyordu ve hava kararmıştı,telefonu alıp Ceren'i aradım.Ceren, benim babaannemlerin oradaki en yakın arkadaşım. Deli falan ama kafa dengidir hani.
Telefonu açtı.
"Evren! Nasılsın?"
"İyiyim Ceren, şey ben şeyi soracaktım da, şeyi işte ya..."
Kahkaha atıp sözüne devam etti.
"Ediz'i soracaktın galiba"
Dedi,sesinin tınısından güldüğü belliydi. Bende güldüm ve,
"Ya gülme..."
"Tamam tamam gülmüyorum. Ediz'e gelirsek eğer bugün çıkmadı. Seni üzmek istemem ama bu aralar Gizemle fazla sıkı-fıkılar."
Suratım hemen bozuldu ve kalbim sızladı.
"Nasıl yani? O... Onun sınıfındaki Gizem mi?"
Dedim ve doğrulamaya çalıştım. Ama gözümden bir damla yaş süzüldü...
"Evet, o Gizem..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım -ASKIDA-
No FicciónO'nu ilk gördüğüm anda kalbim teklemişti... Oysa daha 6 yaşındaydım... Yıllar geçince, biraz daha büyüyünce adını koymuştum onun. Çocukluk Aşkım'dı O benim. Ve galiba hep öyle kalacaktı...