Ceren hemen ayağa kalkarak bağırdı, İremle ayrıldık.
"Ne demek 4 yıl ya? Hiç mi görüşmeyeceğiz? Katlanamam o kadar ve hatta yanlışlıkla bazılarını boğabilirim sinirden!"
Ediz ona tuhafça baktı, bense güldüm.
"Peki ne zaman gidiyorsun Evren?"
Diye sordu Selin, ona döndüm ve dudağımı büzerek cevap verdim.
"Imm, şey... Yarın...."
"Neden acele ediyorsun peki?"
Diye konuştu Ediz. Ona döndüm ve kaşlarımı kaldırıp konuştum."Öyle gerekti."
Dedim, üsteledi ve ayağa kalktı, şimdi tek oturan Eren'di."Neden düzgünce cevap vermiyorsun?!"
Dedi ve bir adım yaklaştı, araya Selin girdi. Onun önüne geçtim ve kaşlarımı çattım."Peki sen neden bu kadar üsteliyorsun? "
Ellerini iki yana açtı ve
"Merak ettim sonuçta arkadaşız, çocukluktan beri..."
Ağzımı oynattım.
"Arkadaş..."
Arkadan bir ses duyuldu.
"Selaaam! Nasılsınız arkadaşlar?!"
Ay yok artık bunu kim çağırdı buraya ya!? Ah durun tabii ki de Ediz Günday! Bir bu salak eksikti. Ediz'in suratına sertçe baktım. Oda bana sertçe bakıyordu.
Arkamı döndüm ve sırıtan bir Gizem'le karşılaştım.
"Gelirken duydumda istemeden, nereye gidiyorsun hayırdır Evren?"
Dedi, fısıldadım
"Tabi tabi istemeden.."
"Ne dedin canım?"
"Diyorum ki hiç mi hiç ilgilendirmez seni nereye gideceğim. Dertlemiyor yani."
Ediz yüzüme bakarak konuştu.
"Evren arkadaşımız Ankara'ya gidiyormuşta.4 yıl kadar dönmeyecekmiş.. Onu haber vermeye gelmişte!?"
Dedi sonda sesini yükselterek.Gizem kahkaha attı ve konuştu.
"Ay canım... Çok üzüldüm cidden ya(!) 4 yıl bir de! O 4 yıl içinde kim bilir neler olur neleeeerrr!?"
Dedi sonda sinsi bir gülümsemeyle.
"Merak etme canım, benim bir kulağım, gözüm hep burada olacak, hiç olmadı, elim kolum uzundur benim. Bazı şıllıkları yavru kedi gibi enselerinden tutarsam hiçbir şey yapamazlar (!)"
Dedim. Şimdi piçimsi gülümseme bendeydi, o ise kızarmıştı ve daha fazla konuşmadı. Öyle değil böyle göt ederler işte yavrum. Sen kimin mahallesinde kime laf yapıyorsun len. Adam ol.
"Neyse biz bir arkaya geçelim, burası bulutlu birazda."
Dedi Ceren, benim kolumu tuttu ve arkaya götürdü, kızlar ve Eren'de peşimizden geldi. Ama Ediz yoktu zaten niye gelsin ki?
Masanın etrafındaki sandalyeleri çektik ve oturduk. Eren tam karşımdaydı ve söze başladı.
"Benden saklamanıza gerek yoktu Evren, hiçbir şeyi o salak kuzenime söylemezdim."
Kızların üstünde gözümü gezdirdim, onlarda Eren'in dediğine şaşırmışlardı. Eren elimi tutup konuştu, hareketlerinden rahatsız değildim, çünkü o her zaman benim abim olmuştu.
"Ediz'e olan aşkının önceden beri farkındayım. Susuyordum, çünkü bu kadar ileri gideceğini tahmin edememiştim, onun için gitmeyi göze almak biraz salakça olmaz mıydı? Arkanda onca seni seven insan bırakmak?"
"Tamam haklısın Eren, ama görmedin mi daha demin olanları? Ediz ona karşı bir şey hissediyor. Ve ben bunu kaldıramam. Hep sizinle irtibatta olacağım, yazın buraya geleceğim, buluşacağız ama bundan Ediz'in haberi olmayacak, çünkü onu unutmak istiyorum, gerçi bunu başaramayacağımı biliyorum. Fakat artık hayatıma başkalarının girmesine izin vermeliyim? Ne dersiniz?"
Hepsi onaylamıştı.
"Akşama birşeyler yapmaya ne dersiniz?"
Dedi İrem gülümseyerek."Bence kesinlikle yapmalıyız, hem görüşürüz partisi olur,hemde kötü havamızı üstümüzden atıp mutlu ayrılmanı sağlarız?"
Dedi Ceren,
"Peki, yapalım o zaman."
Eren ayağa kalktı, ve eliyle işaret edip konuşmaya başladı.
"Evren sen benimle Tansaş'a, İrem,Selin ve Ceren sizde buraları halledip , Mehmet amcadan bu akşam için izin alın arka bahçe için."
Dedi ve koluma girip, ön tarafa çıktık. Ediz ve Gizem'in yanından geçip merdivenleri inmeye başladık. Ediz arkamızdan bağırmıştı.
"Nereye?!"
Eren'de güldü ve yavaşça cevapladı.
"Cehennemin Dibine...."
***************
Alışverişi yapıp eve geldik Eren'le beraber, yani babaannemlere geldik. Tabaklarla kovayı çıkardım, tabaklara aburcunurları, kovaya ise aldığımız cipsleri koyduk. Tepsi alıp onun üstüne yerleştirdik herşeyi. İçecekleri ve bardakları torbaya koyduk. Aşağı indik.Arka bahçeye inerken hamaktaki Ediz takıldı gözüme... Gözlerini kapatmıştı ve çok hoş gözüküyordu... Gözlerimi ondan çekip önüme baktım.
Herşeyi masaya yerleştirdikten sonra İrem sırıttı.
"Felekten bir gün çalmaya hazır mısınız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım -ASKIDA-
Non-FictionO'nu ilk gördüğüm anda kalbim teklemişti... Oysa daha 6 yaşındaydım... Yıllar geçince, biraz daha büyüyünce adını koymuştum onun. Çocukluk Aşkım'dı O benim. Ve galiba hep öyle kalacaktı...