07.08.2030- CUMARTESİ
Judith ve Oliver ile oturmuş film izliyorduk. Biten patlamış mısırımızı doldurmak için mısır tabağını alıp ayağa kalktım. Mısır tabağını doldurmuş halde mutfaktan çıkacağım sırada Oliver yanıma geldi.
"Bir şey mi alacaksın hayatım? Söyleseydin ben gelirken getirirdim."
"Hayır bebeğim seninle bir şey konuşmak istiyordum. Judith'in duymaması gerekiyor."
"Tamam, dinliyorum."
"Bir sonraki ay anaokulu için kayıtlar başlıyor. Ne yapacağız? Artık onu sürekli yanımızda tutamayız Centua, okula gitmesi gerekli."
"Farkındayım ama hala hazır değil Olie. Bildikleri ona yetmiyor. Daha fazla şey öğrenmek istiyor. Durumun ciddiyetinin farkında değil. 3 ay önceki olayı unuttun mu? Ya okulda bir arkadaşıyla kavga ederse ve tırnakları ortaya çıkarsa? Her şey biter. 6 yıldır onun için yer değiştiriyoruz. Neden sürekli taşındığımızı bile bilmiyor. Konsey hakkında hiçbir fikri yok. Ve sayemizde konseyin de ondan haberi yok. Sadece bir yıl daha bekleyelim tamam mı? Seneye İzmir'e taşınırız ve ilkokula başlar."
"Seneye de hala çocuk olacak Centua. Yine okulda kavga edebilir."
" Her şey benim hatam. Geçen yıl bardağımı masanın üzerinde bırakmasaydım hepimizin insan olduğunu düşünecekti."
"Ama bir gün mutlaka söylemek zorunda kalacaktık. Eğer geç söyleseydik bize kızabilirdi."
"Ama güvende olurdu."
"Şimdi de güvende Centua."
"Okuldayken olmayacak ama."
"Olacak, bir çaresini bulacağız."
"Çok tehlikeli Olie. Hepimiz için tehlikeli."
05.07.2016 CUMA
" Araz ?! Bunu nasıl yaptın ?" Bana döndükten sonra cevap vermesini beklemeden, insanların arasında olduğumu umursamadan vampir hızımla oradan uzaklaştım. Yaşadığım acının tarifi yoktu, duygularımı anlatacak bir kelime yoktu. Ben Araz'ın gözlerini gördüğümde denizi unutmuştum, şimdiyse en güvendiğim suda boğuluyordum.
İlk gördüğüm taksiye binmeyi ve otelime gitmeyi düşündüm. Ama koşarsam daha hızlı gidecektim. Hiç kimseyi umursamadan koşmaya başladım. Mesleğe başladığımdan beri sadece yaşam kaynağı oldukları için besin olduğunu, ama aslında birer birey olduklarını düşündüğüm insanlar şimdi benim için birer kan torbalarından ibaretti. Gözüm hiçbirini görmüyordu.
Otele geldiğimde odama çıkmak yerine bara girdim. İçebildiğim her şeyi içtim. Sonunda karşımdakileri çift görmeye başladım ve artık karnımı doyurmam gerektiğini düşündüm. Ama bu gece şişe yoktu, kendi kan bankamı kuracaktım. Bardan çıktım ve yolda yürümeye başladım. Tam olarak yürüyemiyordum ama adım atabiliyordum. Ara sokaklardan birine girdim ve yürümeye devam ettim. İyice ıssız yerlere gelmiştim nerede olduğum ve nasıl döneceğim hakkında bir fikrim yoktu ama şuan dönmek de istemiyordum. Sadece birinin canını yakmak istiyordum. Araz'ın benim canımı yaktığı gibi.
Biraz daha yürüdükten sonra köşede telefonla konuşan 1.80 boylarında sarışın geniş omuzlu biri duruyordu. Tadına bakmak için sabırsızlanıyordum. Vampir hızımla hemen karşısına geçip elindeki telefonu aldım. Elimde büküp yere attım. Neye uğradığını şaşırmıştı.
"Merhaba insan, hoşça kal insan." Dedim ve sinsice gülümseyip dişlerimi boynuna geçirdim. Henüz birkaç yudum kanını yutmuştum ama sanki zihnime biri girmiş gibi hissettim. Gözümün önünde boynuna yapıştığım insan ve benim görüntülerim vardı. Yan yanaydık ve elimi tutuyordu. Anlamıştım. Uyumsuzdum, ve bu adam benim kaderimdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALRİSHA (Vampir Gezegeni)
Vampiros1972 den beri vampirler artık dünyada yaşamıyordu. Alrisha adındaki gezegene yerleştiler. Ancak yaşamak için insan kanına ihtiyaçları vardı. Bunu da vampir Aracılar sayesinde dünyadan alıyorlardı. alıyorlardı. 19 yaşındaki Centualler Moore, Vampir...