Olivia ile aramda geçen bana göre tehlikeli, garip ve bir o kadar da önemli, diğerlerine göre ise tuhaf ama eğlenceli konuşmanın ardından çadırlar dağıtılmaya başladı. Rahatlamış gibi görünmek istedim. Çünkü diğerlerinin farklı bir şeyler olduğunu anlamasını istemiyordum. Çadırım mavi renkteydi ve bu beni sevindirmişti. Her zaman maviyi seven biri olmuştum. Denizi de öyle. Vampirlerin sadece kana ihtiyaçları olduğu tarzındaki hikayeleri unutun. Burası bambaşka bir gezegen ve hiç de hikayelerde geçtiği gibi vampirler değiliz. Gerçekten bu kadar insan vampirlerin olduğunu bildiği halde onlar hakkında saçma sapan hikayeler yazacak kadar hayal gücüne sahip olmamalılar. Hatta vampirlerin yaşamlarını, genel bilgilerini saptıracak hikayeler yazanların kafalarını kopartmamıza izin verilmesi gerekliydi ama verilmiyordu işte. Yine kendi kendime konuşuyorum, tanrım ne oluyor bana böyle?
Dağıtılan çadır çantasını koluma taktım ve herkes gibi iyi bir yer aramaya başladım. Suyun kenarında bir yer olmasını istiyordum çünkü sadece 2 t-shirt ve 2 pantolon getirebilmiştim. Dolayısıyla kıyafetlerimi yıkamam gerekecekti. Yürümeye devam ettim. Çoğu kişi ilk gördüğü yere çadırını kurmuştu. Gölge bir yer arama gibi bir sorunum yoktu elbet, sonuçta hava her zaman soğuktu ve hiçbir zaman güneşi cömertçe göremezdik. -Nedeni yanmamız falan değil, sadece gözlerimizin birazcık hassas olması ama cidden sadece birazcık.- ama çadırımı yine de güzel bir ağacın altına kurmak istiyordum. Ve mümkünse diğerlerinin gürültüsünden uzak. Candice beni sessizce takip ediyordu. Yanımda olduğunu uçakta olduğunun aksine çok az fark ediyordum çünkü neredeyse hiç konuşmuyordu. Olivia ile aramda geçen konuşmadan biraz çekinmiş olmalıydı. Sonunda suyun biraz yukarısında küçük bir tepecik üzerinde yan yana dizilmiş ağaçların önünde durdum. Hızlıca arkama döndüm. Candice bir anda sıçradı. Aman Tanrım kesinlikle Candice ile aramı düzeltmeli ve onu gece boğazını kesmeyeceğime inandırmalıydım.
"Candice, sence burası nasıl ? Benim hoşuma gitti. ''''Suya yakın, yüksekte, evet güzel''
Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirmişti ve korktuğunu gizlemeye çalışıyordu. Ama bunu başardığı söylenemezdi. Hiçbir şey demeden yüzüne bakma devam ettim. Alt dudağını dişleyip gözlerini kaçırdı.
"Neden bana öyle bakıyorsun ?"
"Çünkü sen de bana böyle bakıyorsun" dedim ve yüzümü şaşırmış ve korkmuş bir ifadeye sokup Candice'ye baktım. Yüzünün şekli değişti ve yanakları kızardı. Fena halde utanmıştı. Ellerini yüzüne kapattı. "Centua üzgünüm. Özür dilerim. Ama Olivia'nın gözlerine öyle bir baktın ki, o an senden korkmamak elimde değildi. Şimdi yaptığımdan fena halde utanıyorum. Lütfen beni affet." Dedi. Ellerini yüzünden çektim "benden korkmana gerek yok. Vampirleri yemiyorum ya da kafalarını kopartmıyorum. Ayrıca sen benim bu lanet adadaki tek arkadaşımsın. Sana asla kötü davranmam" dedim. Rahatlamışa benziyordu. Yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı. Bu seferki gerçekti. Bir anda kollarını boynuma doladı ve "ah Centua sen de benim bu adadaki tek arkadaşımsın. Seni kaybetmeyi asla istemem" dedi. Evet, belki onun kafasını şimdi koparabilirdim. Çünkü sarılmak kesinlikle bana göre bir şey değildi ve insanca bir hareket olduğunu düşünüyordum. Sert davranamamaya çalışarak Candice'nin kollarını kendimden ayırdım.
"tamam, az önceki sözümü geri alıyorum. Bana eğer tekrardan sarılırsan kafanı kopartabilirim" dedim. Candice bir anda durdu ve özür diler gibi kafasını yana yatırdı, sonra ikimiz de gülmeye başladık. Gittikçe Candice'ye benzemeye başlamıştım ve bundan hoşnut değildim. İfadesiz surat ifademi takındım ve Candice'nin elinde taşıdığı çadır çantasına hafifçe vurdum. "Hadi, daha fazla oyalanmayalım. Daha çadırımızı belirleyeci işaretler yapacağız " dedim. Candice bir anda bunu hatırlamış gibi harekete geçti. "Önce seninkini kuralım, sonra da benimkini olur mu" dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALRİSHA (Vampir Gezegeni)
Vampir1972 den beri vampirler artık dünyada yaşamıyordu. Alrisha adındaki gezegene yerleştiler. Ancak yaşamak için insan kanına ihtiyaçları vardı. Bunu da vampir Aracılar sayesinde dünyadan alıyorlardı. alıyorlardı. 19 yaşındaki Centualler Moore, Vampir...