3. Bölüm

16.7K 682 45
                                    

Tesadüf , inanmayanların kadere taktığı isimdir.

Emreyle aynı evde yaşamamızın ve birbirimizi görmezden gelmemizin 5. günüydü. Aslında birbirimizi bilerek görmezden gelmiyorduk.Gerçekten birbirimizi görmüyorduk. Ben çalışıyordum , o da iş arıyordu. Peki bu durumdan hoşnutmuydum. Fazlasıyla. Hayatımda gıcık birine daha ihtiyacım yoktu.Mimarlık yaptığım ve projelerle uğraştığım beni çok yoran iyi bir işim vardı ve sadece onunla ilgilenmek istiyordum.

"Bu projede 1 yıl boyunca proje müdürlerini asiste edeceksiniz. Böylelikle müdürlerin tecrübelerinden de faydalanabileceksiniz.

2 saatte yakındır devam eden proje toplantısında kızıl cadıyı dinlemekten o kadar sıkılmıştım ki elimdeki kurşun kalemi dişliyordum. Bana baktığında ilgili görünmek adına gözlerimi kısıyor , dinliyormuş gibi yapıyordum. Ama sıkıntıdan ölmek üzereydim.Söylediği son sözle koltuğumda dikleştim.Meraklı Bade de hemen atladı tabi durur mu ?

"Peki eşleştirmelerimiz neye göre olacak ?

"Aslında eşleştirmeleriniz yapıldı.Bu dosyadan proje müdürlerinizi öğrenebilirsiniz. Ayrıca toplantı bitti çıkabilirsiniz.

Uzattığı dosyaya balıklama atlayan çalışanlara gülerek baktım.Bu benim için çok önemli değildi. Sonuçta işimi severek yapıyordum ayrıca müdürlerimizde gerçekten işinde başarılı ve tatlı insanlardı.Hepsi müdürlerini öğrenip aralarında iyi olup olmadığı hakkında tartışmaya başlarken dosyayı elime aldım. İkinci sayfanın sonunda yazan ismimin karşısına baktığımda hiçbir isim yazmıyordu. Doğru baktığımdan emin olmak için tekrar baktım. İsmimin karşısı boştu.Hemen kalkıp bir şeylerle uğraşan kızıl cadının yanına gittim. Aslında ismi Melekti ama daha melek olan bir yanını görememiştim. Cadı onun için daha uygundu.

"Melek hanım benim proje müdürüm yazmıyor.

"Ah! Nasıl unuttum ? Evet Deniz.Proje müdürün yarın gelecek. Amerikadan yeni gelmiş , başarılı bir mimar. Umarım anlaşman kolay olur. Çünkü sana çok şey katacağına inanıyorum.

Ona sahte bir gülümseme sunup toplantı odasından çıktım.Ofisime gittiğimde masama oturup şanssızlığıma bir kez daha küfrettim.Bu şirkette stajla birlikte ikinci senemdi ve hizmetlilere kadar herkesi tanırdım. Ama şimdi kadın mı erkek mi , iyi biri mi kötü biri mi , anlaşılması kolay mı zor mu ? , kendini beğenmiş aptalın teki mi yoksa mütevazi ve iyi biri mi ? hiçbir fikrim yoktu. Bu kumar gibi bir şeydi.Ne gelirse şansıma.Bu işten kaçış yada dönüş şansım olmadığından ne gelirse kabul etmek zorundaydım. İyi biri gelmesi için dua etmekten başka şansım yoktu.Gerilmiş ve sıkılmış ruh halimden kurtulmak için çantamdan kulaklığımı çıkardım. Kulaklık ve müzik benim için herşeyden kaçıp iç dünyamdaki etrafı kalın duvarlarla çevrili şatoma dönmek gibiydi. Orda benden başka kimse yoktu.Tamamen özgür ve yalnızdım. Kulaklığımı takıp hayal alemine dalmamı sevgili arkadaşım Duru engelledi.Her zaman aynı şey. Deniz'in yalnız kalıp huzur bulması yasak.

"Deniz.Kiminle eşleştin ?

"Kim olduğunu bilmiyorum.

"O ne demek ?

"Amerikadan gelen başarılı bla bla biriymiş.Bana verilen bilgiler bu kadar.Ha bide kızıl cadıya göre bana çok şey katacakmışmış.

"Ahaha.Benim kiminle eşleştiğimi duyunca kulaklarına inanamayacaksın.

"Kim ? Söyle de kulaklarıma inanamamış gibi yapayım.

"Tunç Demirel.

Gerçektende duyunca gözlerimin büyümesine engel olamadım.Tunç Duru'nun yaklaşık altı aydır hoşlandığı tek erkekti.Hatta arada acaba aşık mısın ? Muhabbetleri bile yapıyorduk. Durunun hergün başka birinden hoşlandığını dikkate alırsak bu onun için bir rekordu.Duru şanslıydı. Nedense şansın varlığını arada baska insanlar aracılığıylada olsa görebiliyordum.

ENİŞTEMİN KARDEŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin