Ara Bölüm

1K 75 2
                                    

          Uçaktan indiğinden beri bin bir güçlükle taşıdığım bavulumu çekiştire çekiştire metroya sokmayı başarabilmiştim. Dışarıdaki 30 derece havanın aksine, fazla çalışan klimalar yüzünden metronun içi buz gibiydi. Annemin her ihtimale karşı elime tutuşturduğu lacivert kapşonlu hırkamı giydim. Elimde bavulumla oturmaya çalışmak çok mantıklı değildi. Bavulumu oturakların arkasına yerleştirdim. Kendim de hemen yanında sırtımı cama yasladım.

          Pantolonumun cebinden çıkardığım telefonumun uçaktan inmeme rağmen hala kapalıydı. Açma tuşuna birkaç saniye basılı tuttum. Telefonun ışığı yanınca açılmasını bekledim. Bu sırada kafamda da yapmam gerekenleri sıralıyordum. Önce annemi aramalıydım. Beni merak etmemesi için geldiğimi haber vermeliydim. Bu arada acıkmaya başlamıştım. Evde yiyecek hiçbir şey yoktu. Tatile giderken buzdolabını boşaltmıştım. Ama bu yorgunlukla alışverişe de çıkamazdım. Sipariş vermeye karar verdim. Telefonumun açılmasıyla annemi arayıp yolculuğumla ilgili kısa bir açıklama yaptım. Sağ salim vardığımı söyleyip telefonu kapattım.

          İneceğim istasyona yaklaştığımızı fark edince kapıya yaklaştım. Evim normalde metrodan yürüyerek 15 dakikada gidebileceğim mesafedeydi ama bu bavulla o kadar yürümek istemiyordum. Metrodan çıkıp taksiye bindim. Beş dakika sonra evin önündeydim. Apartmana girip hali hazırda giriş katta olan asansöre bindim. Telefonumdan gelen mesaj sesiyle elimdeki telefona baktım. Mesaj Esra'dandı.
"Kamer nasılsın? Bugün dönüyormuşsun İstanbul'a. Görüşelim :*"
          Asansörden inip cebimden çıkardığım anahtarla kapıyı açtım. Bavulu içeri sürüklerken bir yandan da telefonu elime alıp cevap yazmaya çalışıyordum. Bavulun tamamını içeri soktuğumdan emin olunca kapıyı kapattım. Mesaj yazmaya devam ediyordum. Duyduğum sesle irkildim. Yere bir şey düşmüştü. Olduğum yerde durup etrafı dinledim. Sesin evin içinden geldiğine emindim.

          Yavaşça ve ses çıkarmamaya özen göstererek odama doğru yürüdüm. Odaya geldiğimde terasın kapısı aralıydı. Kapıyı açık bırakıp gitmiş olamazdım. Yaklaşık 3 aydır evde değildim. Bu kadar zaman açık kalsa içerisi tozdan geçilmezdi. Oysa ev neredeyse bıraktığım gibi duruyordu. Kalp atışlarımın hızlanmasıyla kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Derin bir nefes alıp terasa doğru ilerledim. Kapıya geldiğimde dışarıya hızlıca göz gezdirdim. Kimse yoktu. Kapıyı kapattım. Arkamı döndüğüm an gözlerim karardı ve yer ayaklarımın altından kaydı.

---------------------


Gece BekçileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin