Bölüm 18

989 76 8
                                    




               Yavaş yavaş gözlerim kararmaya ve sesler uğultuya dönüşmeye başlarken koşarak uzaklaştıklarını gördüm. Vücudumda daha fazla enerji kalmamıştı. Yere yığıldım.Bilincimin kapanmasını ve acını durmasını istiyordum ama olmuyordu. Vücudumun giderek ısındığını hissediyordum. Bu normal bir ısı değildi. Yanıyordum. Damarlarımdaki kan alev almış gibiydi. Kalbimin her atışında yanma hissi daha da şiddetleniyordu. Acının şiddetinden titremeye başlamıştım. O sırada birinin beni kucakladığını hissettim. Gözlerimi araladığımda her yer kapkaranlıktı. Beni bir yere yaslayıp oturtmuştu. Karnımın üzerinde bir baskı hissettim. Birinin sesi geliyordu ama ne dediğini veya kim olduğunu anlayamıyordum. Odaklanmaya çalıştım.

- Kamer! Kamer, beni duyuyor musun?

               Bu Batu'nun sesiydi. Gözlerimi açmak için kendimi tekrar zorladım. Karanlığın içinde siluetini görebilmiştim.

- Kamer, bana cevap vermen gerekiyor. İblis miydi?

- Si... Siyah...

               Ağzımdan sadece bu çıkmıştı. Ama onun anlaması için yeterli olmuş görünüyordu. Bilincimi kaybetmek üzereydim. Beni silkelemeye başladı.

- Kamer! Ne tarafa gittiler? Hadi biraz daha dayan. Başkalarına zarar vermeden onları durdurmam gerekiyor. Bana cevap vermelisin. Kamer!

               Sol elimin işaret parmağını hareket ettirmeye çalıştım. Başarabildiğimden emin değildim. Kendimden geçmeden önce Batu'nun bana:

- İyi iş çıkardın Kamer. Her şey yoluna girecek, dediğini duydum.


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


               Kulaklarımdaki uğultular giderek daha manalı hale geliyordu. Birilerinin konuştuğunu anlayabiliyordum. Bir seviyeden sonra ne duyduğumu algılayabilmeye başlamıştım ama gözlerimi açamıyor veya herhangi bir yerimi hareket ettiremiyordum.

- Bu kızın uyanacağı yok. Boşuna uğraşıyorsunuz.

- Doktor olan benim. Bırakın ona ben karar vereyim.

Doktor'un sinirli olduğu sesinden belliydi. Kapının sertçe kapandığını duydum.

Biraz sonra o tanıdık ses konuşmaya başladı.

- Fırsatım varken ona söylemeliydim. En azından kendini savunabilirdi.

- Kendini suçlamayı bırak Batu. Bu senin kararın değildi.

- O aptal adam gerçeği bilse şimdi de hiç düşünmeden kızı öldürür.

- Dua edelim de biz de bunu yapmak zorunda kalmayalım.


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


               Gözlerimi açmaya çalışırken karşılaştığım parlak ışık hevesimi kaçırmıştı. Biraz daha beklemeye karar verdim. Üstümden kamyon geçmiş gibi hissediyordum. Biraz sonra göz kapaklarımı tekrar zorladım. Yoğun ışıktan yaşaran gözlerimi umursamamaya çalıştım. Her şey bulanık görünüyordu. Gözlerimi birkaç kere kırpıştırdıktan sonra görüntü biraz daha netleşmişti. Etrafa bakınmaya başladım. Beyaz bir hastane odasındaydım. Yatağımın sağında tek kişilik koltukta Batu oturuyordu. Dirsekleri dizlerinde, elleri de saçlarının arasındaydı.

               Konuşmak için ağzımı açtığımda kuru boğazımın etkisiyle öksürmeye başladım. Bu küçük çaplı öksürük krizim bıçak saplanma hissiyle karnımda bir oyuk olduğunu hatırlamamı sağlamıştı. Batu beni duyunca ayağa fırladı. Başucumdan bir bardak alıp su doldurdu. Bana uzatıp içmeme yardım etti. Teşekkür etmek istedim ama görünüşe göre konuşmaya hazır değildim. O da hemen odadan çıktı. Vücudumda başka ne hasar var diye kendimi kontrol ettim. Sol ayağım alçılıydı. Kırılmış olmalıydı.

Gece BekçileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin