Bölüm 19

957 74 8
                                    

- Annen gelene kadar idare edebilir misin? İstersen bir kaç saat yanında kalabilirim.

Batu'nun teklifi istemsizce gerilmeme sebep oldu.

- Yok. Hiç gerek yok. Hem doktorla bir işiniz vardı sanırım. Ona geç kalma. Ben idare ederim. 

- Öyle diyorsan, dedi gözlerini yoldan ayırmadan.

- Yine de sağol, dedim gülümseyerek ortamı yumuşatmak adına.

Evimin önüne geldiğimizde Batu inip arabanın arkasından bir tane koltuk değneği çıkarıp yanıma geldi.

- Yürüyebilecek misin?

          Başımı evet anlamında salladım. Destek almam için elini uzattı. Bir anlık tereddütten sonra elini tutup ayağa kalktım. Koltuk değneğini elinden alıp apartman girişine kadar ilerlemeyi başarmıştım. Ama girişteki merdivenlerden çıkabileceğimden emin değilim. Batu duraksadığımı fark etmiş olacak ki belimden tutup merdivenleri çıkmama yardım etti. Merdiven bitince tekrar bıraktı. Birlikte asansöre bindik eve girdiğimden emin olmak için dairenin kapısına kadar geldi. Kapıyı açıp içeri girince teşekkür ettim. Arkasını dönüp asansöre doğru giderken:

- Kendine dikkat et, dedi. Bu cümleyle ürperdim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

          Annemin de gelmesiyle, ilerleyen günler daha rahat geçiyordu. Annem her türlü işle ilgilenirken sevgili koltuğumun üstünden kalkmadan saatlerce dizi izleyebiliyordum. Daha önce zaman bulamadığım bir çok diziyi izleme fırsatım olmuştu.

Eve geçtikten birkaç gün sonra Merve, Ada, Anıl ve Yiğit ziyaretime geldiler. Annem onlara bir sürü soru sorarak incelemeye aldı. Günün sonunda hepsinin "iyi çocuklar" olduğuna kanaat edip rahatlamıştı.

          Birkaç gün sonra da Esra'lar ziyarete geldiler. Bu kez Batu da onlarlaydı. Hastaneden çıktıktan sonra görüşmemişiz gibi davranıyordu. Neden olduğunu anlamasam da bozuntuya vermedim. Herkes geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra yine annemin birbirinden alakasız sorularına maruz kalmışlardı. Bu sırada Esra'yla ilk kez konuşma fırsatı yakalamıştım.

- Sen iyi misin, diye sordum.

- Merak etme canım benim. Çok iyiyim, dedi.

- Aslında o akşama dair hiçbir şey hatırlamıyorum, diye ekledi dalgın bir yüz ifadesiyle.

Üstelemedim. Belki de hatırlamaması daha iyiydi. Diğerlerine döndüğümde annem Batu'ya:

- Peki senin annen baban ne iş yapıyor delikanlı, diye soruyordu.

Bu rahatlığını Batu'yu tanımamasına verdim. 

- Otel işletiyorlar.

- Sen niye onlarla çalışmıyorsun da burada çalışıyorsun, dedi bu kez paravan şirketimizi kastederek. O sırada annemin arkasında oturup sırıtan Ali'yle bakıştılar.

- Hazıra konmaktan hoşlanmıyorum.

- Aferin sana evladım. Kendi emeğinle bir yerlere gelmek istemen çok güzel.

- Bize biraz Kamer'in çocukluğundan bahseder misin Zehra teyze, dedi Ali bana muzipçe sırıtırken. İçimden annemin beni rezil etmemesi için dua etmeye başladım.

- Kamer kıpır kıpır bir çocuktu ama çok da sakardı. Köydeyken durmadan ağaçlara tırmanır inerken de hep kayıp düşerdi. Hiç akıllanmaz yine ertesi gün bir ağacın tepesinde bulurdum onu. O zamanlar 7-8 yaşlarındaydı. Yine ağaçtan düşmüş, kaşını gözünü yarmış. Ben de kızdım buna. Dedim bir daha ağaca çıktığını görürsem seni evden dışarı çıkarmam.

Gece BekçileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin