Kaç dakika öylece, boş boş Selim'in gözlerine baktım. Hatırlamıyorum... Ortamda oluşan sessizliği biri kesmeli, bu atmosferi biri dağıtmalıydı. Kimseden ses çıkmadı. O en romantik , en olmadık anlarda çalan telefonlar bile yetişmedi imdadıma. Biri dalmadı kapıdan ... Selim yutkundu. Ben yutkundum. Muhtemelen bi kaç dakika önce ağzından birden çıkan o cümleden deli gibi pişman olmuş, hayır demem için dua ediyordu. Ya da tam tersi, bu sefer ciddiydi. Belki de "evet" cevabını bekliyordu benden. Hangi cevabı almak istediğini bilmediğimden, yada kendim hangi cevabı vermeye hazır olduğumu bilmediğimden ağzımı açamadım. Düşündüm ... Düşündüm ...
Sanki sonsuza dek düşünecekmişim gibi hissettim bi an. Son bi kez yutkundum, boğazımı temizledim. Hiçbir şey demeden küçük, masum bi tebessüm takındım suratıma ... Soruyu ciddiye almadığımı hissettirecektim. Başka çarem yoktu ... Gülümsedim, dişlerimi biraz gösterecek kadar ...
-Bu kadar mı özledin beni ?
Boynuna sımsıkı kollarımı doladığımda, belimde Selim'in kollarını hissettim. Yüzünü boynuma gömerek, saçlarımın kokusunu içine çekti. O an onu 2 gün bensizlikle cezalandırdığım için içim çekildi sanki. Kulağıma çok yakın olan dudaklarıyla , sadece benim duyabileceğim yükseklikte "Seni çok özledim Şebnem ..." dedi. Sesi çatallaşmıştı. Kapının önünde öylece, sanki asker dönüşü kavuşmuşuz gibi hüzünlü bir sahnenin tam orta yerindeydik sanki ... O daha sıkı sarıldıkça ben, ben daha sıkı sarıldıkça Selim daha çok sokuluyordu boynuma. Boynuna gömdüğüm yüzümü çekerek, yanağına 2. kez öpücük kondurdum. Yanağını okşadım ... Parmaklarımı sakallarında gezdirdim. Yüzünü sol elimin avucuna alarak, gözlerinin içine baktım uzun uzun ... Konuyu açmak istemezdim ama , gerçekten o soruyu bilinçli sorup sormadığını merak etmiştim.
-Biraz önce ne dediğinin farkında mıydın Selim?
-Ne dedim ?
- Kapıyı açtığımda bi şey dedin. Hatırlamıyor musun ?
-Hatırlıyorum. "Evlen benimle" dedim.
Yutkundum. Hatırlıyordu. Birden ağzından çıkmamıştı o zaman ... Bilinçli sormuştu. Gözlerimi gözlerinden kaçırdım, yüzündeki elimi ve boynuna doladığım sağ kolumu yavaşça çektim. Aslında neden bu kadar panik olduğumu biliyordum. Evlenmek istediğim adam kesinlikle Selim'di. Ama çok fazla korkularım, acabalarım vardı. Bi kere en başta şuan Selim'in bi işi yoktu. Ayrıca da var gücümüzle tekneyi geri alabilmek için para biriktiriyorduk. Düğündü, evdi bunlara para yatırmak istemiyordum. İstediğim tek şey Selim'in teknesini geri alabilmekti. Bir de aile faktörü vardı elbet. Selim'in annesinin bulunduğu ortamlardan bi şekilde hep kaçıyordum. Beni sevdiği söylenemezdi. Babamla Selim'inde tanışması pek hoş olmamıştı. Halletmemiz gereken tonla sorun varken, bu evlilik işine girmek, bile isteye ölüme yürümek olacaktı !
"İçeri geçsene ..." diyebildim zar zor. Bozulduğum çok belliydi. Selim bana baka baka içeri girip, koltuğa oturdu. Yanına oturdum . Ondan yana bakamıyordum. Bakarsam kıyamam, "evet evlenirim" der boynuna sarılırdım kesin. Kendimi tuttum ... Parmaklarımla oynarken, konuşmaya devam ettim.
-Selim, bu soruyu ciddi sormadın herhalde değil mi?-Ciddi sordum Şebnem. Seni seviyorum ... Hep yanımda ol istiyorum. Baksana , seni bi kaç saat görmediğimde bile delircek gibi oluyorum. Ben aklımı oynatacaktım. Sen bana görüşmeyelim bi süre dediğinde, ben benden sıkıldığını düşündüm. Ayrılıyoruz herhalde biz dedim. Kalbim sıkıştı Şebnem ... Ben her sabah seninle uyanmak istiyorum. Ben seni kaybetmekten çok korkuyorum an ...."
Elimi Selim'in dudaklarının üzerine bastırarak, nefessiz konuşmasına bi son verdim.
-Sevgilim sakin ... Anladım. Tamam. Özür dilerim ... Ben bi daha böyle bi şey yapmıcam söz veriyorum. Ama şu evlilik meselesini kapatalım olur mu ?
-Şebnem sen benimle ...
Çektiğim elimi ikinci kez Selim dudaklarına bastırarak sözünü kestim. Gözlerinin içine baktım.
-Ben seninle evlenirim. Ama böyle değil Selim. Bu şartlarda değil. Bi anlık kaybetme korkusu ile, düşünmeden ettiğin bi teklifle değil. Aldığın anlık bi kararla değil. Zamanı geldiğinde, şartlar yerinde olduğunda. Günlerce acaba nasıl evlenme teklifi etsem diye kara kara düşündüğünde ... Gerçek anlamda hazır olduğumuzda Selim.
Yutkundum, ve gözlerinin içine bakarken, sağ elimi Selim'in yüzüne götürüp yanağını okşadım. Naif ve ılımlı bi şekilde ; "Anlaştık mı ? dedim. Yüzündeki ellerimi kendi avuçlarının içine alarak, dudaklarına götürdü. İçine çekerek öptü, tek eliyle önüme düşen saçlarımı arkaya iterek gözlerime baktı.
-Beni bi daha böyle cezalandırma...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Şey ... (ŞebSel)
RomanceDiziFilm.com sitesinde Kaçak Gelinler 29. bölüm sonrası olarak tarafımdan istek üzerine yazılan ŞebSel devam hikayesi, "Başka Bir Şey" adı altında yeniden ve Şebnem Gürsoy'un ağzından düzenlenmiş haliyle burada yayınlanacaktır. Umarım seversiniz :))...