Daha fazla dinlemeyerek telefonu kapattım. Koşar adımlarla içeri girdim. Elim ayağım titriyordu ve iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramıyordum.
Şebnem: Selim kalk, kalk gidiyoruz hemen ...
Selim: Ne oldu Şebnem ?
Şermin: Ne oluyor Şebnem ? Nedir bu saygısızlık ?
Şebnem: Özür dilerim Şermin hanım ama size açıklama yapacak ne halim ne vaktim var! Selim gitmemiz gerek acele eder misin ?
Şermin: Selim hiçbir yere gitmiyor. Ailesiyle akşam yemeği yiyecek!
Şebnem: Selim!
Selim: Anne bi sakin olur musun ? Şebnem, sevgilim ne oldu bembeyaz kesildin. Bi anlatır mısın ne olduğunu ?
Ağlamaklı ses tonuyla Selim'in gözlerine baktım.
Şebnem: Almila yaralanmış, hastanedelermiş!
Selim: Ne ?
Şebnem: Selim götür beni ne olur ...
Şermin: Almila kim ?
Şebnem: Ya sen bizi daha oyalayacak mısın ? Arkadaşım yaralı diyorum, yaralı! Kardeşim o benim ... Bana ihtiyacı var !
Selim: Şebnem! Şebnem, tamam ... Tamam, sakin ol ... Bağırma! Gel gidelim biz ...
Harun: Şermin ... Allah aşkına ya!
Şermin hanım arabaya binene kadar gidişimizi izledi. Elimin tersiyle göz yaşlarımı silerken, Selim elimi tuttu. Tek koluyla beni kendine çekip göğsüne bastırdı.-Gidelim lütfen.
-Tamam, gidiyoruz .. Ağlama artık.
( Hastane )
Şebnem: Nerde ? Almila nerde ? Can, Almila nasıl ? O iyi di mi?
Can: Sakin ol, gel otur şöyle ...
Selim: Ne olmuş ? Özgür nerde ?
Can: Özgür'e sakinleştirici yaptılar, uyuyo yan odada.
Selim: Olay nasıl olmuş olay ?
Can: Bi kaç kendini bilmez girmiş cafeye, saatlerce oturmuşlar. Almila'ya ileri geri konuşmuşlar , hesap ödememişler falan! Özgür'de bunlara dalıyor. Almila da ayırayım derken, adam bıçağı Almila'ya geçirmiş.Donup kalmıştım. Göz bebeklerimin büyüdüğünü, göz yaşlarımın yavaşça yanaklarımdan süzüldüğünü ve dudaklarımın titrediğini gören Selim , Can'ı dürttü.
Selim: Can !
Can: Ama bacağına denk gelmiş yani! Çok hayati tehlikesi yok merak etmeyin. Kan aranıyor, gidip hemşirelerle konuşalım hadi!
Şebnem: Konuşalım hadi, nerde ? Nerde hemşire Can ?
Can: Sakin ol, Şebnem sakin ... Heh bak şurda hemşire hanım. Melek hanım ... Melek'ti diymi ?
Melek: Evet buyrun ...
Can: Size bahsettiğim arkadaşlar geldi, bide onlara bakabilir miyiz kanları uyuyor mu ?
Melek: Tamam, buyrun şöyle şu taraftan ...
----
Selim koluma girmişti. Kan verdiğim kolumu pamukla bastırırken, yüzümü buruşturdum. Yavaş adımlarla bekleme odasındaki sandalyelere oturduk.
Can: Çıktınız mı ? Ne çabuk ...
Selim: Şebnem'e az uzan dedim ama dinlemedi. Burada bekleyecekmiş.
Can: Ben konuştum hemşire hanımla, yeteri kadar kan karşılanmış. Durumu iyiymiş Almila'nın. Biraz sonra normal odaya alcaklar !
Şebnem: Çok şükür !
Selim: Can, Özgür nasıl sen onun yanına git istersen biz buradayız. Almila'yı bekleriz.
Can: Tamam ... Ben Özgür'e bakıp geliyorum.
Can uzaklaşırken, Selim omzuma elini atarak kendisine çekti, ve beni koluna doğru yatırdı.
Selim: Gel şöyle bakayım prenses ... Yeni kan verdin, uzanman gerek.
Şebnem: İyiyim ben, çok bi şey almadılar zaten.
Yanağıma öpücük kondurdu.
Selim: Geçti bak, bi şey yok ... Almila iyi. Rahatladın dimi ?
Şebnem: Yani .. Ama bide görsem daha çok rahatlıcam.
Melek: Şebnem hanım ? Nasılsınız ?
Şebnem: İyiyim , iyiyim ...Toparlanıp üzerimi düzelttim. Selim'i göstererek ;
"Erkek arkadaşım sadece durumu abartıyor !" dedim burun kıvırarak.
Selim: Başı dönüyor, uzanması gerektiğini söylüyorum ama beni dinlemiyor.
Melek: Kan vermeler sonrası bedenin dinlemesi gerek, Selim bey doğru söylüyor. Ayrıca da çok şanslısınız , sizi düşünüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Şey ... (ŞebSel)
Storie d'amoreDiziFilm.com sitesinde Kaçak Gelinler 29. bölüm sonrası olarak tarafımdan istek üzerine yazılan ŞebSel devam hikayesi, "Başka Bir Şey" adı altında yeniden ve Şebnem Gürsoy'un ağzından düzenlenmiş haliyle burada yayınlanacaktır. Umarım seversiniz :))...