➰2➰

9.6K 267 18
                                    

Sanırım karakterimizi buldum. Sizi bilmem de bu adam benim çok hoşuma gitti. Hayalimde ki adam Lucas Garcez'in Google'da ki hali gibi olsada aynısını Instagramda ki fotoğraflar için söyleyemeyeceğim ;D:P
Neyse buda cuk diye oturdu gibi. Oldu bence ya, oldu :D

İYİ OKUMALAR :))

"Tamam, önemli değil." Dedim gülümseyerek.
"Birazcık beklemekten zarar gelmez, korkma." Diye devam ettim.

Aslında birazcık desemde, o birazcık oldukça fazlaydı. Tamı tamına yarım saattir Emir'i hava alanında beklemiştim.

Emir kim mi? Kardeşim. Hani biyolojik olan.

Ensesini kaşıtıp defalarca yaptığı gibi, tekrar özür dilemek için ağzını açtı. Son anda bıkmış bir ifadeyle elimle dudaklarını örttüğümde gülerek avucumu yaladı. Tanrım! Gerçekten mi Emir! Bu alışkanlığını hala bırakamadın mı?

Annemler ayrıldığı zamanlarda ben 12, Emir ise 13 yaşlarındaydı. Anlıyacağınız ayrıldığımız zamanda pek küçük değildik. Yani anılarımı hatırlıyordum. Emir ile hatırladığım en güzel anımda da yine Emir avucumu yalamıştı.

"Ya salak!" Dedim kahkahalarla.
"Hiç değişmemişsin!"
Ben kahkaha atınca oturduğumuz kafedeki insanlar bize dönmüşlerdi.

Ben eve gitmek istemeyince Emir beni sürekli takıldığı kafelerden birine getirmişti. Söylediğine göre bizim, yani benim yeni üniversitemin öğrencileri hep buralarda takılırmış.

"Ya sen?" Dedi elimi ağzından çekip avuçlarının arasına hapsederek.
"Hala eskisi kadar yaramaz mısın?"

Yaramaz mı? Ben mi? Hah! Güldürmeyin.

"Saçmalama!" Dedim alayla.
"Ben ve yaramazlık ? Gerçekten bunu soruyor musun?" Dedim sahte bir kahkahayla. Omzum kasılmaya başladığında içimden küçük bir küfür yuvarladım.

Yalan söylediğimde omzum kasılırdı ve Emir bunu çok iyi biliyordu. Senelerin alışkanlığıydı.

'Gerçekten mi?' Dercesine bir omzuma birde bana baktığında tuttuğum nefesimi geri verip 'teslim oluyorum' dercesine ellerimi havaya kaldırdım.

"Üvey babamın arabasını çizdim." Dedim masum bir çocuk gibi gülerek.

'Devam et' dercesine elini salladığında omuzlarımı düşürüp arkama yaslandım.

"Az daha disiplinlik oluyordum. Bir hafta önce bacağım alçıdan yeni çıkmıştı. Kavga edip, kızın kafasındaki bütün saçlarını yoldum. Bir de üvey babamın en sevdiği kurabiyelerin içine tarçın attım." Dedim omuz silkerek. Tarçını anlamamış olmalı ki kaşları havaya kalktı. Açıklamak adına
"Alerjisi var" dedim umursamazca.

"Sende hiç değişmemişsin." Diyip güldü. Sonra arkamdan birilerine el sallayıp yanımıza çağırdı.

3 erkek ve 1 kız yanımıza geldiklerinde biraz rahatsız olsamda bozuntuya vermedim. Onlar Emir'in arkadaşlarıysa, katlanabilirdim.
Evet, yabancılardan pek haz etmezdim.

Emir bizi tanıştırmak adına tek tek isimlerini söylemeye başladı.

Sarı saçlı, yeşil gözlü, suratında ki hatları aşırı hoş taşıyan çocuğu gösterip
"Doğukan." Dedi. Tam ağzımı açıp, kendim tanışmak istediğimi söyleyecektim ki, bu sefer dolgun dudaklı kumral çocuğun ismini söyledi
"Baran."

"Emir!" Dedim onu durdurarak. "Kendim tanışabilirim"

"Haklısın." Diyip arkasına geri yaslandığında, tekrar Doğukan'a dönüp, elimi uzattım
"Helen"

Sen Kal Bu GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin