➰20➰

4.6K 190 20
                                    

Abi kabulleniyorsun, kabullenmene izin vermiyorlar. Kendini ifade etmeye çalışıyorsun, onada izin vermiyorlar. Bu dünyada bir tek acı çekmemize izin veriyorlar, o da bi süre sonra bitiyor.

Yada benim iradem zayıf, bilemedim.

"Bu ne içindi?" Dedim dudaklarımda dudaklarının tadını bırakan Arel'e minnetle. Minnet duyuyordum çünkü bağımlılaştığım bir şeyi tekrar tatmanın zevkini yaşıyordum.

Kulağıma doğru yaklaşıp
"Güvenimi kırmadığın için" diye fısıldadı. O fısıltı bir kulağımdan birde boynumdan geçti. Biri öpücükle mayışmış beynimi aktif hale getirdi. Biri eriyip giden kalbimin tekrar kan pomplamasını sağladı.

Ama söylediklerinde, benim açımdan, sıkıntı vardı işte.
Güvenimi kırmadığın için? Gerçekten bunu o kadar rahat söylemişti ki, o söylerken bana iğneler batmıştı.
Ne demek güvenini kırmadığım için sevinmek ya ?
Sen benim güvenimi kır kır, sonra gel bana güvenini kırmadığım için minnet öpücüğü ver.

"Keşke aynısını bende diyebilsem" dedim buruk bir sesle. Kulağıma yanaşmış dudaklarından uzaklaşıp tam gözlerinin içine baktım.
Gözlerim dolu doluydu.
"Ama diyemiyorum"

Bir süre gözlerimin içine bakıp bir şey demek için dudaklarını aralasada, daha sonra tekrar geri kapattı.

Diyecek bir şey bulamadı diye düşünsemde
"Haklısın" diye mırıldanmıştı.
Ah evet! Ne güzelde diyecek bir şey bulmuş!

Gözlerinin en içine burkulduğumu, kırıldığımı belli edercesine bir şekilde baktığımda, belime sardığı ellerini yavaşça çözüp beni özgür bıraktı. Ama ne özgür!
Gözlerini gözlerimden ayırıp bir adım geri çekildiğinde bende hiç beklemeden oradan uzaklaştım.

Biraz daha bekleseydim 'Aman umrumda değil, tekrar güveniriz, sonunda ölüm yok ya' diyip üstüne atlayabilirdim çünkü.
Bu isteyeceğim en son şey olurdu. Gururuma düşkün bir kızdım fakat, Arel'e karşı bende gurur denen bir şeyin kalmadığını da az çok öğrenmişsinizdir.

Hadi bunları geçip biraz dram yapalım.

Ya Güney?
Ulan babam tarafından terk edildim, annem tarafından kovuldum, sevdiğim bey tarafından oynatıldım, abim tarafından ihmal edildim. Bi dostumuzdan kazık yemediğimiz kalmıştı, onu da yedik maşallah!

Koştura koştura bizim grupla sürekli oturduğumuz masaya gittiğimde, bütün grup oradaydı.

Güney hariç.

"Güney nerede?" Dedim ortaya.
Tam o sırada arkamdan kahkaha sesi geldi.
"Beni mi özledin küçük şeker"

Arkamı döndüğümde tam da beklediğim kişiyle karşılaştım. Küçük şeker mi? Gerçekten mi Güney?

Gözlerinin en içine bakıp burukça gülümsedim ve hızımı alıp suratına okkalı bir tokat yapıştırdım. Tabi bütün bahçede dahil bütün kafalar bize dönmüştü.

Ama benim dikkatimi çeken tek şey bahçeye daha yeni giriş yapmış Arel'in bana gururla bakışıydı.

Beni o kadar kandırmasına rağmen, hala daha ona güvenip yakınımdan kazık yediğimi düşünüyordum. Nasıl hala güveniyordum bilmiyorum ama güveniyordum işte! Yani Arel yalan söylemezdi değil mi? Bok yere millete çamur atmazdı.

Baran sinirle ayaklanıp "Ne oluyor?" Diye söylenince ona dönüp kısa bir bakış attım. Bütün grup hazır burdayken arkadaşlarının yaptıkları iğrençliği öğrenmeliydiler.

"Bunu bana değil, ilkimi aldığını idda eden Güney'e sorun!" Dedim sinirle.
Biraz bağırsam da sıkıntı değildi. Zaten bahçedekilerin çoğu kendi hallerine geri dönmüşlerdi bile.

Sen Kal Bu GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin