➰24➰

4.4K 165 4
                                    

Tarif edemediğim bir mutluluk yaşıyordum şuan. Kelimelerle anlatamayacağım bir his. Sanki anlatmaya başlasam, duygularım dile gelip bu kelime benim için yeterli değil diye bas bas bağıracak gibiydi.
Yani arkadaşlar, sevdiğiniz adamın sabah kalktığınızda saçı, kokusu dağılmış bir şekilde yan tarafınızda yattığını gördüğünüzdeki his, nasıl kelimelere sığardı ki?

Sığmıyordu işte.

Tarif edemiyordum.

Gözümden yaş geldiğinde ona dönük kafamı tavana çevirip, iki elimide kalbimin üzerine getirerek "Tanrım" diye inledim.

Mutluluktan ağladığım günleride mi görecektik bu masalda.

Kendimi sakinleştirip elimi saçlarına uzattığımda huysuzca kıpırdandı. Kıpırdanması bile çok huysuzcaydı.

"Huysuz sevgilim" diye mırıldanıp güldüğümde "Efendim sevgilim" diye karşılık verip elini belime attı.

İlk başta uykusunda mı sayıklıyor diye şaşırsam da, sonradan aslında uyumadığını farketmiştim.

"Sen.." dedim kızgınca. "Ne zamandan beridir uyanıksın."

Gözlerini açıp,
"Ne zamandan beri beni böyle seviyorsun ki?" Diye sorduğunda armut gibi kala kalmıştım. Sevmeye başladığımdan beri uyanık mıydı?!

"Sen 3 saattir uyanık mısın?!" Diye sorduğumda

"Çüş saçlarıma dokunduğunda uyandım da, sende 3 saattir böyle beni mi seviyorsun." Dediğinde kendi ağzıma okkalı iki tane tokat atmak istedim.

Yanlış anlayıp pot kırmıştım.

"Lafın gelişi 3 saat canım" dedim yalandan gülerek ve seğiren omzumu sabit tutmaya çalışarak.

Umarım uyku mayhoşluğuyla omzumu farketmemiştir.

"Tabi canım sen bunu birde benim omzuma anlat" diyerek tekrar yatağa gömüldüğünde derin bir of çektim. Ne olurdu farketmese?

Benide yanına çektiğinde,
"Sıra bende, hadi uyu ben izleyeyim" diyip, sarıp sarmalamıştı.

"Saçmalama saat 12 oldu, ne uyuması." Diyip güldüğümde omuz silkti.

"Sözün olsun o zaman."

Kafamı sallayıp, dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum ve kıyafetlerimi ayarlayıp, banyoya girdim.

'İnşallah bu mutluluğum bozulmaz' diye diye dua etmiş ve banyo yapıp üstümü giyinmiştim.

Odaya geri döndüğümde Arel çoktan kendi kıyafetlerini giyinmiş yatakta yatarak telefonla uğraşıyordu.

Aynanın karşısına geçip önce saçlarımı kurulamış sonrada makyajımı yapmak için işe koyulmuştum.

20 dakika sonra hazırlığım bittiğinde Arel'e dönüp
"Okula gitmeyeceğim," dedim bilgilendirmek açısından.
"Derin mesaj atmıştı onlara gideceğim."

Kafasını sallayıp
"Haberim var. Bizimkilerde orada, kahvaltı için bizi bekliyorlar." Dedi ve benide ittirerek kapıdan çıkardı.

Tam o sırada Yaprak'tan bir mesaj gelmişti.
Twitter'da bir tweetin linkini atmıştı. Linke basıp fotoğrafı açtığımda, merdivenlerin yarısında ağzım açık bir şekilde dona kalmıştım.
Arel ise çokta gidip arabaya binmişti bile.
Arel kendi hesabında benim makyaj yaparkenki fotoğrafımı paylaşıp, 'Hatun iş başında.' Diyerek birde altına' Efendim sevgilim?' yazmış ve göz kırpan  bir emoji koymuştu.
İnanabiliyor musunuz?
Resmen benimle dalga geçiyordu.
Zaten konunun hemen kapanmasına şaşırmam gerekiyordu. Lafımı bana yedirmese ahı kalırdı!
Hızlıca koşturup bende arabaya bindiğimde, telefonla konuşuyordu. Hoparlöre alıp kucağına koyduğunda arabayı çoktan çalıştırmıştı.
5-6 dakika boyunca anlamadığım bir kaç iş mevzusunu konuştuktan sonra sonunda kapatmıştı.
Kapatır kapatmaz telefonu burnunun dibine kadar sokup "Bu ne?!" Diye çıkıştım. Yoldan 2 saniyeliğine gözlerini ayırıp, fotoğrafa bakıp gülmüş hatta kahkaha atmıştı.

Sen Kal Bu GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin