➰10➰

5.9K 224 9
                                    

"Peki bu nasıl?"

"Ben pek beğenmedim. Günün kızı sen olmalısın." Dedim sabahtan beri tekrar ettiğim şeyleri tekrar, tekrar edip.
"Daha ateşli şeyler almalısın, tatlı değil." Diyerek devam ettim gösterdiği toz pembe üstü simli altı tül olan elbiseye burun kıvırarak.

Bütün Avm'yi dolaşmamıza rağmen hâla ne o kıyafet bulabilmişti nede ben.

O doğum günü kızı olduğunu belli edecek şeyler arıyordu, ben ise hem yemekte hemde doğum gününde giymek için kıyafet. Saat 5 olmuştu ve ben 8'de yemeğe gidecektim.

O mağazadan da çıkıp yanında ki mağazaya girdik. Ordan da kıyafet beğenemediğimizde oflayarak isyan ettim.

"Çocukların yanına gidelim, başka gün başka yerlere bakarız."dedim ayaklanarak.

"Tabi kesin çocukların yanına gideriz." Diyerek burun kıvırdı.

"Evet, bara çocukların yanına gideceğiz." Diyerek anlamaması için gözlerimi kaçırdım.
Tamam belki çocukları bahane edip Arel'in yanına gidecek olabilirim. Fakat bunun konumuzla bir alakası yoktu.

"Of, neyse. Bende sıkıldım zaten. Hadi gidelim." Dedi oda sonunda pes ederek.
Kafamla onaylayıp oturduğum puftan kalkarak kapıya yöneldim. Avm'den de çıkıp arabaya binerek çocukların yanına doğru sürdük. Tabi süren ben değildim, oydu. Daha ehliyetim yoktu veya o kadar da profesyonelleşmemiştim.

Barın önüne geldiğimizde hızlıca arabadan inip koşar adımlarla kapıya doğru yanaştım. Güvenlik tanıdığı için ses çıkarmadan yol açtığında Derin'de bana yetişmişti.

"Çok mu özledin." Dedi benim gibi havalı giriş yapmak adına yavaşça yürürken.

Hafif bir tebessüm edip
"Neyden bahsettiğini anlamıyorum." Dedim. Benim aksime o küçük bir kahkaha atıp "tabi" diyerek yanıtladı beni.

Gözüm önce bizimkilerin sonrada gizlice Arel'lerin masasına kaydı.

Bizimkiler her zamanki yerlerinde otururken Arel'lerin pek öyle olduğunu söyleyemezdim.

Yanındaki o Arel'e sırnaşmaya çalışan sürtük de kimdi!
Arel yüz vermemesine rağmen, kız adeta içine düşecekti.
İçimi saran kıskançlık duygusuyla onlardan tarafa bakmayıp çocukların yanına yerleştim. Zaten kız olmasada bakmazdım. Yediğim hakaretten sonra Eray'la bir kez bile konuşmamıştım. Özür dilemediği müddetçe konuşmayıda düşünmüyordum.

"Sen ne diyorsun?" Dedi Derin, omuzumu dürtüp.

Gözlerimi diktiğim masadan çekip, dinlemediğimi anlamasın diye
"Güzel." Diye mırıldandım.

"Pekala." Dedi ellerini çırpıp
"Helen mekanla ilgileniyor" diye devam etti beni ayaklandırırken.

"Ne?" Dedim şaşkınlıkla. Ben bunumu onaylamıştım!

"Hayır, ben.. Bundan bahsettiğini bilmiyordum. Beni rahat bırak." Dedim yerime tekrar yerleşip.

"Ya bak, burda olsun istiyorum ve onlarla arkadaş olan sensin." Dedi ellerini lütfen dercesine birleştirip.
"Hayır." Dedim kafamı sallayarak.
"Hem, neden burayı istiyorsun ki?" Diyerek ters ters bir soru sordum.

"Kızım iyi misin? İstanbulun en iyi mekanı burası! Tabikide burada olacak." Diyerek oturduğum yerden tekrar kaldırdı beni. O tarafa doğru ittirip

"Ayarlamadan gelme." Dediğinde ittirmesiyle ilerlediğim yola devam ettim.

Masalarına yaklaştığım da kız hariç hepsinin gözü bana dönmüştü.
Saat daha erken olmasına rağmen bu kızın bu kadar erken, gece için adam ayarlaması tuhaftı. Bar daha dolmamıştı bile!

Sen Kal Bu GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin