Sen Kal Bu Gece

➰9➰

Bazen bazı hayalleri gerçekleşsin ister insan. Gerçekleşmeyeceğini bile bile. Bir şeyler yapmak istesede elinden bir şey gelmez. Tek yapabildiği şey bu hayalini ölümsüzleştirmek olur.
Bende onlardandım.
En büyük hayalimi, dövme yaptırıp, sonsuza dek yanımda taşımak istedim. Gerçekleşmeyince unutmak istemedim.
Çünkü ben hayallerine bile değer veren bir insanım.

"Aşkın ve mutluluğun mümkün olmadığını mı düşünüyorsun?" Dedi takıldığı noktayı belli edip.

"Başkaları için hayır, benim için öyle." Dedim toparlanarak.

"Neden aşk senin için imkansız?" Diye bir soru daha yöneltti.
Bu çocuğun bugün soru sorma günümü yahu? Ne kadar çok soru soruyor?!

"Hayatımda pek güzel şeylere rastlayamazsın." Dedim gülerek.
"Aşık insan her gününü dolu dolu yaşar. Mutlu yaşar. Kafasını yastığa koyduğunda huzurludur."

"Aşk senin için bu kadar mı? Aşık olan bi insan hep mutlumudur sanıyosun?" Dedi alayla.
"Mutluluk aşkın sadece küçük bir bölümünü kaplıyor."

Gözlerimi devirip ona katılmadığımı belli edince devam etti.
"Aşk daha çok acı ve zayıflıktır. En azından benim düşüncem böyle."

Tamam, oda haklıydı fakat aşkın büyük bir bölümünü acının kapladığı söylenemezdi.

"Aşkta acı sadakatsizlikten ve düşüncesizlikten doğar... Zayıflık olduğunu düşünüyorsun fakat adam olanı aşk güçlendirir, zayıflaştırmaz" Dedim.
"Benim hayalimde ki aşkta bunlar yok. Bir adam var. Gerçekten seven bir adam. İlk defa kafamı yastığa koyduğumda huzurla dolmamı sağlayıp her anımı mutlu geçirmemi sağlayacak bir adam."

"Aşksız da kafanı yastığa huzurlu koyamıyor musun? Gününü dolu dolu yaşayamıyor musun?" Dedi ters ters. Kafamı hayır anlamında sallayıp
"Şuana kadar hiç böyle bir şey olmadı. Hayatı boş yaşamaktan herşeyi kafama takar oldum. Düşüncelerimi bir şeyde sabit tutamaz oldum. Kafamı yastığa koyduğumda şöyle olsaydı nasıl olurdu diye düşünmekten bıkar oldum." Dedim.
"Hiç üzülmeden geçirebileceğim bir gün istiyorum. Hiç bir şeyi kafama takmadan."

Kafasını sallayıp
"Sana o günü yaşatırsam aşksızda mutlu olunacağına inanır mısın?" Dedi arkaya attığı kafasını kaldırıp bana bakarken.
Omuz silkip
"İnandığın şeyi kanıtlamak adına bir gününü harcayacak mısın?" Dedim gülerek.
Kafasını yani dercesine sallayıp dudaklarını aşağıya doğru sarkıttığında ayaklarımı suyun içinden çıkarıp onun gibi korkuluklara yaslandım.

"Ben sadece benim mutlu olduğum bir gün istemiyorum. Aşık olduğum kişiyle ikimizin de mutlu olduğu bir an istiyorum." Dedim
"Sadece ben mutlu olursam bir işe yaramaz." Dedim
"İki insanında mutlu uyumasını sağlayan şeydir aşk. Eğer sen bunun aksini kanıtlamaya çalışıyorsan, sende mutlu olmak zorundasın."

Kafasını sallayıp
"Anlaştık." Dedi.
"Yarın yemekten sonra gidelim."

Kafamı sallayıp onayladığımda "Hadi" dedi.

'Ne oluyor?' dercesine baktığımda
"Kulübeye girmek istemiyor musun?" Dedi. Kulübeyi hatırlayınca kafamı sallayıp onun gibi bende ayaklandım. Eğilip çoraplarımı ve ayakkabılarımı giyip peşinden koştum.

Boynumdaki anahtarı çıkarıp açması için verdiğimde öküzlüğünü yine gösterip, beni beklemeden içeriye girdi.
Gözlerimi devirerek bende içeriye girdim ve arkamdan kapıyı kapattım.