3. Bölüm

30 2 0
                                    

( Media: Lawson sırasıyla Joel, Adam, Ryan ve Andy )

Gece karanlıktaydım. Hava da batan güneşin etkisiyle serinlemişti. Hep takıldığım barın yanındaki boşlukta O'nu bekliyordum. Mezuniyetimi kutlayacaktık. Son bir mesaj attım ve telefonumu çantama atarken birden soğuk ve pis duvara yapıştım. Ensemde o pis herifin nefesini hissetmek midemi bulandırıyordu. Elleri bacağıma gitti ve beni kendine çevirdi. "Ah Chris ödümü kopardın. " dedim ve kahkaha attım. Çok gerginken böyle rahatlamaya çalışırdım. Kulağıma dudaklarını sürerek "rahat ol. Korkma zararsızım. " dediğinde ondan tiksindim. Bu durumundan daha önce de bahsetmişti. "Sen her şeyinle benimsin Anna"

Onu tanırdım ve beni kolay kolay bırakmayacağını da anlamak çok zor değildi. Üzerime çullanmış bedenimi istiyordu. Ona istediğini vermeyecektim. Gerçek Anna Kunis böyle yapardı. Kendinde değildi. Ve ben de kendinde olmayan tarafa hitap etmeliydim. En azından deneyebilirdim. Ben de onun yaptığı gibi kulağına yaklaştım ve "en azından burada yapmayalım. Bana gidelim. " dedim. Giderken birini arar Supermen yapardım. Sözlerimden sonra inlediğinde midem bulandı. Bu sırada çantamdan törpümü çıkarmıştım. Bacağına sapladım. Acıyla geri çekildiğinde de bacak arasına dizimi geçirdim. Yalpaladı, kafa attım. Yere düştü. Hayatımın en sıkı yumruğunu o pis suratına patlattım. Öyle ki sol elimin üstü yara oldu. Yanına eğildim ve "bir daha hiçbir kadına aynısını yapmayacaksın" diye kükredim. Sonra da saçının üst kısmını yukarı çekip "iyi uykular " diyerek yere hızla sektirdim.

Doğrulup baktığımda bilinci kapalıydı. Eğilip nabız almaya çalıştığımda hiçbir şekilde bulamamış olmamın yanı sıra kulağından akan kan beni bir katil yapardı.

"Hayır" diye haykırışım beni titreten ellerle son buldu. Hemen Ryan'a sarıldım ve hıçkırarak ağladım. Gene aynı anı rüyamda yaşamıştım. Tek farkı gerçeğinde ambulansı arayıp kamera kayıtlarını satın almış olmamdı. Yirmi dakika boyunca ağladım. Ryan yatmış ben de kafamı göğsüne koymuş ağlıyordum.

Daha iyi hissettiğimde " seni de uyandırdım özür dilerim. Ben aşağıda uyurum. Keyfine bak. " diyerek aşağı inecekken "saçmalama önemli değil! Sana su getireyim. " dedi ve yataktan kalkıp gitti. Kapının kitli olup açmaya çalışması ve sonra aklına gelince kilidi çevirmesi beni gülümsetmişti. Iyi ki yanımdaydı.

Elinde bir bardak suyla geldiğinde onu incelemekten kendimi alıkoyamamıştım. Karışmış saçları, omuzlardan tam oturan ama belinin bol olduğu tişörtü ve düşmek üzereymiş gibi görünen eşorfman altıyla 'ben Ryan Fletcher'ım' diye bağırıyordu.

Yaklaşıp bana suyu verdiğinde söze başladım. Bana hangi konuda bu kadar destek olduğunu bilmeye hakkı vardı. " dört ay önce erkek arkadaşımla bir barda buluşacaktım. Barın adı Lotus. Bilirsin yanında kokain çekenlere özgü bir yer var. İşte sevgili eski sevgilim de hem uyuşturucu almış hem de bir şişe viski bitirmiş. Beni oraya çekti. Tecavüz edecekti. Anlamıştım. Kendimi savundum. On yıl boyunca eğitimini aldığım şekilde... Tamam biraz ileri gittim. Bilincini kaybetti. Sonra ailesinin ne kadar varlıklı ve sosyete olduğunu bildiğimden gidip kamera kayıtlarını satın aldım. Bir de kendisine bir ambulans çağırdım. Bunlar benim için çok fazlaydı. Bir süre evden çıkmaya korktum. Sonra dışarı çıktığımda insanlara hep uzak duruyordum. Bir gün artık yettiğini anladım. İyileştiğimi gördüm. Aynaya baktığımda ne eski ben gibiydim ne de olay sonrasında çökmüş olan! O gün yeni bir ben doğdu. Sanırım bu halim eskisinden daha iyi ama hala çok duygusalım. " diyerek sözümü bitirdiğimde ellerimle yüzümü kapattım. Anlatmaya başladığımda damlayan iki damlayı saymazsak hiç ağlamamıştım.

Ona döndüğümde beni incelediğini fark ettim. "Bugün bana destek olduğun için teşekkür ederim. Sana minnettarım. " dedim. Ryan dudağıma masum bir öpücük koyduğunda şaşırmıştım. Yatıp beni kendine çekti ve onun göğsüne kafamı koymuş vaziyetteyken kulağıma "önemli değil! " dedi. İşte bu sefer midem bulanmamıştı!

AŞKA GIDEN YOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin