20. Bölüm

38 0 0
                                    




Fırından etin olduğu tepsiyi çıkarıp kesme tahtasının cam yüzeyine oturttum ve fırının kapısını kapattım. Menü istediğimden bile daha iyi olmuştu. Başlangıç için kremalı ıspanak, üzerine ara sıcak olarak mozarella ve jambonlu krep, ana yemek için soslu büftek ve kızartılıp, erimiş peynir serpiştirilmiş baharatlı patates ve salata çeşitleri.. Kendimle bu konuda iyice gururlanmaya başlamıştım. Içeriden Andy'nin, Dave'in ve Sam'in konuşurken ara sıra yükselen seslerini; Ryan'ın kahkahasını, kızların neredeyse asırlar sonra ilk defa bugün kapısını açtığım salonumdaki yemek masasını kurarken yaptıkları dedikoduya eşlik eden kıkırtılarını ve yanımda bana rokaları keserek yardım eden Joel'un hafif mırıldanışı geliyordu. Sosyalleşmeyi özlemiştim, ki aslında son bir aydır hiç yapmadığım kadar insan görüyordum. Tepsideki etleri kaliteli cam borcama yerleştirip suyunu üstüne döktüm. Yumuşacık bir etti. Patatesleri de üzerlerine az evvel ilave ettiğim peynirin eriyip erimediğini görmek için kontrol ettikten sonra patatesleri ve eti alıp salona gitmek için mutfaktan çıktım. Adam ve Rachel koridordaki bir tablonun önünde tablo hakkında sohbet ediyorlardı. Gerçekten birbirlerine yakışıyorlardı. Salona ayağımda tıngırdattığım beyaz topuklu ayakkabılarla girdiğimde birçok göz bana dönmüştü.

Gülkurusu rengi sıkı parlak kumaşlı kalem eteğim hatlarımı sarıyordu. Üzerine giydiğim beyaz askılı büstyere rağmen ev o kadar sıcaktı ki yanıyordum. Masaya yemekleri kurup lila örtü üstündeki fildişi rengi tabak takımımı inceledim. Düzleştirdiğim saçlarımı sol elimle omzumdan geri attım.

"Yakıyorsun ortak! " Dave beyaz gömleğinin kollarını kıvırmıştı. Altındaki kotun aynısını ve gömleğinin siyahını Sam de giyinmişti. Dave saçlarını jölelemiş, yukarı dikmişti. Yanında oturan sevgilisi ise saçlarını kendi haline bırakmıştı. Zaten kısa olduğu için bir şey yapmasına gerek kalmıyordu. Sam'in sert hatları olan kemikli yakışıklı bir yüzü vardı. Kahverengi gözleri Dave'e tutkuya bakardı. Aşkı bulabilmek ne güzeldi.

"Sen de pek fena sayılmazsın ortak! " diyerek göz kırptım. Kızlar kıyafetlerini getirip burada giyinmişlerdi çünkü hava olmaması gerektiği kadar soğuktu. Joey ona aldığım koyu yeşil biraz göğüs dekoltesi olan dar bir elbise giyinmişti. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Georgina ise beyaz basit ve şık bir elbiseyi tercih etmişti. Ikisi de kendi tarzlarında oldukça iyi görünüyorlardı.

Tahmin ettiğim üzere Sam eli dolu gelmişti. Bir şişe şarap bir şişe de şampanya getirmişti. Adam ve Rachel güzel renkleri olan bir demet çiçeği uygun görmüşlerdi. Bir aile yemeği için hediyeye ne gerek vardı ki! Incelik edip ne olur ne olmaz diye getirdiğim şişeler yerine Sam'in şişesini açtırarak yemek için herkesi masaya davet ettim. Iyi dostlarımla bol kahkahalı bir sohbet ve gülümsemesiyle huzur veren bir eş.. Isteyebileceğim her şeye çoktan sahiptim. Bütün gece süren eğlenceden geriye dolu bir bulaşık makinesi, salonda yere dökülüp üzerine basılmış krakerler ve Ryan'la ikimiz kalmıştık. Etrafı öylesine bir toplayıp direk yatmaya çıktık. Uzun bir pijama takımı seçip giyindikten sonra makyaj masamın önüne oturup makyajımı sildim. Birlikte bir düzenimiz vardı. Ben odada giyiniyordum. O banyoda işlerini hallediyordu, daha sonra yer değiştiriyorduk.

Bir iki dakika sonra banyodan çıkıp odaya geldi ve ben de dişlerimi fırçalamaya gittim. Cildim hiç olmadığı kadar güzeldi ve parlıyordu. Mutluydum. Bunun en kanlı canlı kanıtı da dış görünüşüm olmuştu. Gözlerimde mutluluğumun kanıtı keskin bir ışıltı vardı. Aşık olmayı seviyordum. Bunun bedenime hediye ettiği nimetlere aşıktım belki de. Banyodan çıkıp odama girdim ve paytak adımlarla yatağa yürüdüm.

"Güzel geceydi. " sesim bir mırıltıdan ibaretti.

"Çünkü sen çok güzeldin. " dudaklarımı aptal bir sırıtış fethetti. O da çok yakışıklıydı. Ona aldığım kot gömleği giyinmişti. Çok zarif görünüyordu.

AŞKA GIDEN YOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin