5. Bölüm

38 2 3
                                    


(Medyada nasıl göründükleri)

İçecekler gelene kadar hiç konuşmamıştık ve içecekleri az evelki yılışık çocuk getirmişti. Ryan beni daha da kendine çektiğine mutlu olmuştum. Sırayla hepimizin önünde yerini alan içecekler tamamlandığında uzun ve sıska çocuk gitti. Sabırsızlıkla beklediğim içeceğin sonunda boğazımdan geçmesine izin verdim. Tadı güzeldi.

Bir saat daha orada oyalandıktan sonra ben eve gitmek üzere ayaklandım. Saat üç olmuştu ve hazırlanmam gereken bir gece vardı. Zaten eve gitmem bir saat alırdı. "Ben artık kalkayım. Anca giderim. " dedim ve Ryan'ın boynuma dolanmış kolunu geriye doğru hafifçe bıraktım. Kafamı ona çevirdiğimde " beni de bırakır mısın?" dedi. Gülümseyerek "elbette " diye hemen atıldım. Gitmişti çocuğun güzel arabası!

Satın aldığım kıyafetlerin oluşturduğu, ki bugün gerçekten bir şeyler almıştım, yığını paylaştıktan sonra, daha doğrusu Ryan dörtte üçünü ben de zorla elinden kopardıklarımı aldığımda, herkesle vedalaşıp otoparka doğru yürümeye başladık. Şikayeti etmediğim terbiyesiz aklıma geldiğinde zaten yeterince kızı rezil ettiğimizi hatırlayıp bu fikri aklımdan attım.

Asansör için önceliği bana verdiğinde teşekkür ettim ve geçtim. O da girdiğinde kabinleri neden bu kadar küçük yaptıklarını sorguladım. Boyum biraz daha uzun olsa burunlarımız birbirine değecekti. Bir katı bu şekilde inip arabaya doğru yürümeye başladım. O da hangi araba olduğunu çözmek istercesine gözleriyle etrafı süzerken beni takip ediyordu. Bebeğimi gördüğümde anahtarın kumanda kısmına basıp selamını aldım. Ryan şaşırmışa benziyordu. Bagajı açıp poşetleri koydum. Ryan da yanıma gelmiş bana eşlik ediyordu. "Bu araba senin mi? " diye sorduğunda onaylayan bir grup ses çıkardım. "Güzelmiş." Seninki de güzeldi... Sağlamken!

"Araban için çok üzgünüm. Bak ne diyeceğim beni bıraktıktan sonra bu araba senin olsun. Yarın gider ruhsatı üzerine yaptırırız. " dedim. Ağzımdan çıkanı kulağım duyduğunda artık çok geçti.

" saçmalama! Arabam şu an eskisinden daha yeni. Sigortam vardı. Bir de tam arabayı parçaladıkları görüntüler... Onları verip 'zararınızı, zarar verenden alın' dedim ve onlar da bana aynı arabanın yenisini verdiler. " dediğinde şaşırmamıştım. Ülkenin em iyi sigorta zincirinin sahibi Chris'in ailesiydi. Elbette evlatlarının adına leke sürülmesini istemezlerdi. Bilmiyormuş gibi safa yatmak şuan için daha mantıklı geldiğinden "Iyimiş! " diyip "ben de mi parçalatsam? " diye şakaya vurdum. Mükemmel gülüşü kulaklarımda yankılandı.

"bu bebeğe nasıl kıyacaksın? "  Ona hak verdiğimi söyledim ve sürücü koltuğunda yerimi aldım. Araba otomatikti. Ayaklarımın ağrımıyor olmasına şükrettim. Dört çeker olmasına rağmen kullanımı çok rahat bir arabaydı.

Kontağı çevirinde çıkarmayı unuttuğum CD çalmaya başladı. Başa sarmış ikinci şarkı Gone çalıyordu. Bu şarkıyı çok severdim. Ücretsiz olan otoparktan çıktım ve arabayı kullanmaya başladım. Iyi bir sürücüyüm, yani sanırım. Ehliyetimi ilk seferinde çok beğeniyle almıştım. Ağabeyim öğretmişti kullanmayı.

Şarkının nakaratı geldiğinde mırıldanmaya başladım. Sağ şeritten sürüyordum. Solumdaki adama baktım. Gözlerimiz kesişti. Yola döndüm. O da şarkıyı mırıldanmaya başladı. Sesi çok hoştu.

Gone bittiğinde Andy'nin bana özel verdiği yeni şarkıların olduğu CD'yi taktırdım. Artık mırıldanmayı bırakmış yüksek sesle şarkı söylüyorduk. Yirmi dakika bu şekilde yolculuk ettikten sonra yaşadığımız semte gelmiştik. "Seni nereye bırakmamı istersin? " diye sordum ve hemen "bana gidelim mi? " diye ekledim. Ne diyordum ben!

AŞKA GIDEN YOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin