"Yazıhaneme geçebilirmiyiz ? "
"Geçebiliriz " dedim. Sonra bizim et kafaya döndüm.
" Şahin en iyisi sen giriş kapısına git. Olay yeri incelemeden doktor Mahmut birazdan burada olur. Kendisini buraya getirirsin. İşini bitirdiği zaman ben Doktor Mustafa'nın yazıhanesinde olacağım. " dedim.
" Pekala amirim " dedi . Sonra kaşları ile saçlarının başladığı yerdeki, alın olması lazım gelen bir santim genişliğindeki çizgi birden bumburuş muş oldu.
" Yanılmışım değil mi amirim ha ? Yani gündelik hayat ve saire hakkında söylediklerim doğru değilmiş. " dedi
"Eğer doğru olsaydı seninle beraber gider Disneyland' da ikamet ederdik."dedim.
" Fevkalade bir şey olurdu bu amirim, "dedi.
Sonra ilginç bir şekilde gülümsedi,
"Belkide uyuyan prensesin şatosunda oturur, bütün gün de dönme dolaba binerdik . Hayat diye buna derim işte ben." dedi."Gerçekten hoş bir şey olurdu bu Şahin," bu arada doktorun bakışlarıyla karşılaşmamak için her şeyi yapıyordum.
"Hadi şimdi giriş kapısına git de Doktor Mahmut' u Fantazi ülkesinde karşılamaya hazır ol. " Dedim.Beş dakika sonra doktorun yazıhanesine geldiğimiz vakit, Mustafa büyük bir ihtişamla masanın ardındaki deri koltuğa kendini bırakıverdi, sonra yeniden baş parmağını ısırmaya başladı.
"Cesedi kim buldu doktor ? "
"Bahçivanlardan biri " dedi ciddi bir şekilde " Tesadüfen tabii. Bu çalılıkları uzun zamandır bakımsız bırakmıştık. "
"Saat kaçta oldu bu iş ? "
"10:00 dan bir kaç dakika evvel."
"Yani sizin bu hastanede emniyet tertibatınız o kadar laçka ki, bir hastanın kayıp olduğunun saat ondan evvel farkına varılmıyor öyle mi ? diye alaycı bir şekilde sordum.
" Sinem Akar hasta değildi. " dedi
"Şu halde onu başka bir yerlerden tanıyorsunuz ? "
Kendisini perhize sokup parmağını ısırmaktan vazgeçti. Bu sefer baş parmağının mafsalını emiyordu.
"Evet yani buranın hastalarındandı ama, bir hafta evvel taburcu edilmişti. " dedi.
"Kapılarınızı geceleri kilitli mi tutarsınız ? "
"Tabii, "dedi. Yüzü birden şaşkınlıktan karma karışık olmuştu. " Ayrıca günde yirmi dört saat de kapılarda bekçilerimiz vardır. " dedi.
"Yani hasta olmadığına göre, hastahaneden çıkıp bu çalıların olduğu yere gelmesine imkan yok . Kapılar kilitli olduğu içinde, kapıdan girse kapıcılar ve bekçiler tarafından görülmesi gerekiyordu." dedim şüpheli bir şekilde .
"Peki ama doktor kendisinin oraya nasıl geldiğini tahmin ediyorsunuz ? Belkide suratında bir maske memelerinin arasında bir bıçak, yolda yürüyerek gelip üç metrelik bir duvarın üzerinden atlayarak sizin bahçeye düştü öyle mi ? " diye sordum sert bir seslen.
"Yapacak bir açıklamam yok komiser " dedi. Sonra hırslı bir şekilde ince bıyığını çekiştirdi .
"Buraya getirilip bırakılmadan evvel de ölmüş olabilir. " dedi."Oh tabii, " dedim. " Başka birisi kızı kolunun altına alıp bu alçacık duvardan kolayca atlayabilir , ama böyle cambazlıklar Kara Murat tan beri pek piyasada görülmedi." dedim.
Bir sigara yakıp , sinirli bir şekilde masanın üzerinde tempo tutan parmaklarını seyretmeye başladım.
"Bana biraz Sinem Akar'dan bahsedin bakalım ." diye bir teklifte bulundum.
" Buraya iki ay evvel geldi .Yedi hafta kaldıktan sonra da çıktı. "
"Kendisinin ne gibi bir rahatsızlığı vardı ? "
"Bilmiyorum " dedi . Sonra benim kaşlarımın kalktığını görünce devam etti.
"Bu kadar kısa bir süre içinde kesin olarak bir teşhis yapmama imkan yok tabii. Anlıyorsunuz değil mi komiser. Ama tahminim Paranoya idi, yani Kraepelin'in anladığı manada. Kraepelin 'i okudunuz değil mi komiser Murat ?" dedi." Hayır "dedim sinirli bir sesle .
"Affedersiniz düşünememiştim. " Yumuşak dudakları bir süre titredi. Bir an ağlayacağını zannettim. Bundan sonra bir takım tıbbi terimlerle bir şeyler söylemeye başladı. Anlayabildiğim kadarını kendisine tercüme ettim.
" Yani" dedim "Yani aslında normal olan kimseler bazı davranışları kendi içlerinde gerçek olarak kabul ettikleri için normal olmayan hareketlerde bulunuyorlar öyle mi ?"
"Evet tam dediğiniz gibi komiser. " diye beni desteklercesine tasdik etti.
"Peki Sinem Akar'ın kuruntusu neydi ?
"Kendisini büyülenmiş sanıyordu " dedi önemsiz bir şekilde .
"Yani şeytan veya ona benzer bir şey tarafından mı ? "
"Tam manası ile söylemek gerekirse bir cadı tarafından. Sinem Akar kendisinin bir cadı tarafından büyülendiğine inanıyordu. Ona göre bu cadı kendisine ilk defa beyaz bir kedi olarak görünmüş ..."
"Kafasındaki maske mi ? "diye sordum.
"Buradaki sembolizm gayet belirli bir şekilde kendini gösteriyor." dedi yavaşça " Ama ben maskeyi bu sabah ilk defa gördüm. Ona göre bu cadı kendisini bana gelmeden aylar evvel büyülemiş ve kendisini cinsi bakımdan korkunç şeyler yapmaya zorlamış , gerek kafaca gerek vücutça." Sinirli bir şekilde gülümsedi.
"Şunu hatırınızdan çıkarmayın ki diğer hususlarda gayet normal bir insandı. Zannedersem bu klinik vakaları içinde onun psikoterapistine daha fazla zaman ayırmalıydım. Zira bu rastladığım en ilgi çekici olaylardan biriydi. Ama kendisi buna müsaade etmedi. "
Sinirli bir şekilde tekrar parmağını ısırdı.
"Sonra bir sabah bana bütün bu tedavilerin lüzumsuz, faydasız olduğunu söyledi . Ona göre içine girmiş olan bu cadı kuvvetini eskisinden çok daha fazla bir şekilde arttırmıştı. Hatta burada kaldığı müddet, büyünün kuvveti daha da fazla olduğundan burayı terketmeye kararlı olduğunu açıkladı. Onu durduracak bir kuvvet yoktu elimde. Zira buraya gönderilmemiş, kendi arzusu ile gönüllü olarak gelmişti. Eğer kendisini burada kalmaya zorlayacak olsaydım o zaman bu büyülenme hikayesini olduğu gibi reddedecek ve beni kendisini burada zorla tuttuğum hakkında aleyhime dava bile açacaktı." dedi."Buradan gittikten sonra bir daha kendisini gördünüz veya bir haber aldınız mı ?
"Bu sabaha kadar hayır"
"Ailesi kimdi ? "
"Ailesi yoktu. Yahut bana ailesinin olmadığını söyledi. Akrabaları filanda yokmuş. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAPKIN KOMİSER Cadı Avında
Mystery / ThrillerÇAPKIN BİR KOMISERIN MACERALI GİZEM VE DEHSET DOLU HAYATINA TANIK OLACAKSINIZ Gayrettepe Cinayet büroda kıdemli bir komiser olan Murat büroya gelen sayısız ihbarlar esrarengiz ölümler ve cinayetlerin üzerindeki esrar perdelerini çözmekte oldukc...