Resimdeki Başkomiserin katibi Aysun Karlı
Merkeze dönerken açlığa daha fazla dayanamayıp bir hamburger kafenin önünde hamburger yeyip bir fincan kahve içmek için durdum.
İçeri girip siparişleri mi verdim. Hamburger hemen hemen çiğ geldi. Izgarada en azından yirmi saniye daha kalması gerekiyordu. Zaten gergin olan sinirlerim yüzünden, onun hoplayıp zıplamaya ve aynı anda böğürüp havlamaya, miyavlamaya başlayacağını sandım. Ama bazen açlık insanın hayal gücünü bile yendiği için, mide kazıntılarına dayanamayıp çiğ eti yiyip üzerine de ılık kahveyi içince midem büsbütün bulanmaya başladı. Mühim olan açlığın ortadan kalkmasıydı.
Büroya geldiğim vakit saat altıyı on geçiyordu. İçerisinin terk edilmiş bir hali vardı. Benim bilmediģim sebepler yüzünden herkesin dağlara iltica ettiğini sandım. Sonra dost bir yüzü görünce, kabarmış olan midem yerine geldiği gibi ayakta olan sinirlerimde oldukça yatıştılar.
Başkomiserin katibesi Aysun Karlı, kara saçları ile meyvasız arzularımın kadını, başkomiserin odasından çıktı. Beni görünce de durakladı.
Kendine has tatlı güney aksanı ile konuştu.
"Vay vay vay. Dilimi yuttum haniyse. Herif nihayet gelebildi.""Aysun bal peteğim, uzun ve zor bir gün geçirdim." diye yalvardım."Bütün bunların üzerine bu bluzu giymen hiç de iyi bir şey değil. Pembe ipek bluzla senin bir araya gelmen, beni her zaman çileden çıkarıyor bunu bilirsin."
Çapkın bir şekilde gülümsedikten sonra, yavaş yavaş derin bir nefes aldı. İpek bluzun dalgalanıp gerilmesini aç gözlerle seyrettim. Gerilmiş göğüsleri iyice dikleşince durdu. Biraz daha nefes alsa çatır çatır yırtılacaktı sanki. Gözlerim yerinden fırlamıştı. Aysun yavaş yavaş nefes verirken bende görüşümü ayarlamaya çalıştım.
"Bir zamanlar bana itimad ederdin." Dedim üzgün bir sesle. "Marmara iklimi seni sardıktan sonra ahlâkını da değiştirdi. Simdi şüpheci bir tutumun var. Bir zamanlar seni yemeğe davet ettiğim zaman memnuniyetle kabul ederdin. Zira o zaman benim gibi namuslu bir adamın, bu davetle sadece yemek yemeği kasdettiģini biliyordun. "
"Bu ilk zamanlardı Murat." Dedi tatlı bir şekilde.
"Yani senin daireni görmeden evvel. O dev gibi divan.... Hele bir kız her kalkmak istedikçe dizlerine kadar içine gömülürse. Sonra duvarlarından yankılanan beş hoparlör. Bunlar da bir kızın yardım çığlıklarını kolayca örtebiliyor. Ama kötü ve şüpheci olmam ancak ertesi sabah oldu. Duş yaparken vücudumdaki çürükleri sayınca aklım başımdan gidiyordu neredeyse. O zaman şüpheci oldum işte.""Çürük mü ? Ne çürüğü ? "
"Sadece üç tanesi görünecek yerdeydi."
"Herhalde merdivenden inerken ayağın kaydıda hırpalandın. "
"Tam on dokuz tane de görülmesi mümkün olmıyan yerlerde" diye ilave etti.
Münakaşa etmenin yersiz olduğunu düşündüm. Sabahtan beri bu gün benim günüm olmamıştı. Beş adımda rahat bir koltuğa giderek çöreklendim. Aysun yuvarlak mabedini masanın ucuna yerleştirdi ve ayak ayak üzerine attı. Sonra sinirimi gıcıklayan bir tarzda devamlı olarak yüzüme bakmaya başladı. Gergin bir durumdu bu. Kafamı sert bir şekilde on santim yana çevirsem, rahatlıkla bacaklarının derinliklerini görebilirdim ama , acaba o bu kadar uzun süreli baş sallama tik'ine birden bire tutulduğuma inanır mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAPKIN KOMİSER Cadı Avında
Misterio / SuspensoÇAPKIN BİR KOMISERIN MACERALI GİZEM VE DEHSET DOLU HAYATINA TANIK OLACAKSINIZ Gayrettepe Cinayet büroda kıdemli bir komiser olan Murat büroya gelen sayısız ihbarlar esrarengiz ölümler ve cinayetlerin üzerindeki esrar perdelerini çözmekte oldukc...