Kaçıklar Evinde 2.kısım

4.9K 308 321
                                    

Medyadaki komiser sahin

Doktor Mustafa'yı dört sene evvel , görmüştüm son olarak. O günden bu yana hiç değişmemişti. Beyaz derili tombul, siyah saçları itina ile ortadan ayrılmış asla uzamayan incecik kaytan bıyığı ile aynı adamdı karşımdaki. Birden ağzının bir kadınınki kadar yumuşak ve hassas olduğunun farkına vardım.

Masanın ardında ayağa kalkarak, sanki uzun yıllardan beri kayıp olmuş kardeşiymişim gibi hararetle elimi sıktı.

"Nasılsınız Komiser Murat ?"

"İyiyim doktor," dedim kibarca ve kendisine Şahin 'i takdim ettim.

Doktor yeniden deri koltuğuna oturarak manikürlü baş parmağı ile incecik bıyığını sıvazladı.

"Bu talihsiz olay beni fazlasıyla üzüyor gerçekten komiserim, " dedi.

Sonra birden sesini alçalttı ; "Müşterilerimiz arasında herhangi bir dedikodu veya gazetelere akseden bir havadisi düşündükçe...." Bir süre tombul baş parmağına dikkatle baktıktan sonra , parmağını birden ısırdı ve "Durumumu anladığınızdan şüphem yok," dedi.

"Cinayet büroya telefon ederek bir ceset bulduğunuzu haber vermişsiniz ," diye hatırlattım ." Görmeden hiç bir fikir veremeyeceğimi belirtmek isterim , ümit ederim ki siz de benim vaziyetimi gayet iyi anlıyorsunuzdur doktor, " dedim.

"Tabii . Bir an unutmuşum....Yani....hiç bir şeye dokunulmadığını belirtmek istemiştim. Böyle olması gerekiyor her halde polis işlerinde, " dedi

"Evet" dedim sakince.

"Baş komisere bu cesedi bulduğumu haber verdiğim zaman , kendilerinden bilhassa basına karşı, dinlenme evimiz hakkında kötü bir bilgi verilmemesi için ricada bulunmuştum. Yani bu işin gazetelere aksetmesi bizi zor bir duruma sokabilir." Derin bir nefes aldı. "Yani demek istiyorum ki eğer buranın ismi gazetelerde geçmeyecek olursa----"

"Bana bak doktor "diye Şahin araya girdi. Ve kuş beyninin bütün hücreleriyle gerekmediği bir anda merak ettiği suali soruverdi

" Kadavra nerede ha ? "

"Yani ceset demek istiyorsunuz...Tabii. Bu sabah güvenliklerin buldukları yerde dokunulmamış bir vaziyette duruyor "dedi doktor.

"Bir bakabilir miyiz doktor" dedim " Reklam veya gazeteler hakkında sonra konuşabiliriz," dedim.

Yeniden baş parmağını koparırcasına ısırdıktan sonra , birden bire ayağa kalktı

"Tabii. Müsaade ederseniz sizi oraya bizzat ben götüreyim," dedi.

Doktorun yazıhanesinden cesedin bulunduğu yere kadar yol bir hayli uzundu. Duvarın yirmi adım kadar ilerisinde siyah üniformalı bir güvenlik çalılıkların arasında duruyordu.

"Vazifenin başına dönebilirsin Ferit , " dedi doktor resmi bir sesle ; "Polis geldi artık." Güvenlik kibarca selam verdikten sonra ana binaya doğru yollandı.

Çalılıkların arasından doktoru takip ederken yeni elbise giyecek tam gününü bulduğumuzu düşünüyordum. Peşimden bir buldozer gibi gelen Şahin ise kendi kendine anlaşılmaz bir takım laflar ediyordu. Doktor birdenbire durunca az kalsın adamın üzerine çıkıyordum.

"İşte burada komiserim, "dedi . Sesinde sinirli bir hava vardı.

Baktığım zaman genç bir kızın çırılçıplak muntazam vücudunu gördüm. Bacakları hafifçe bükülmüştü. Dolgun memelerinin arasında ise bir bıçak saplıydı. Bir an sonra suratına bakınca aklımın başımdan gideceğini sandım . Genç ölünün bütün yüzü beyaz tüylerle kaplıydı. Bir kedi yüzüydü bu. Muhteşem ve vahşi. Kıvrılmış ağzında şeytani bir ifade vardı. Burun deliklerimden haniyse kötülüğün , iblisin kokusunu duyacaktım .

"Allah ! "diye bir ses çıkardı Şahin " Bu ne biçim bir kaçıktır ? "

Biraz sonra sebepler kafamda canlanmaya başladı. Kadının yüzünde bir maske vardı elbette. Ne biçim polis komiseriydim ben.
Sayısını hatırlamadığım kadar ölü gördüğüm halde bir anda aklımı kaçıracak raddeye gelmiş, soğuk terler dökmeye başlamıştım. --- Ne oluyordum yani ? Elbette bir maskeydi bu.

Yavaşça dizlerimin üzerine çökerek kızın yüzündeki maskeyi çıkardım. Lastik maskenin altından yirmi yaşını biraz geçmiş bir genç kızın yüzü meydana çıktı. Kumral saçları sımsıkı bir şekilde ensesinde toplanmıştı. Güzel bir kız olabilirdi. Ama dört açılmış gözlerindeki korku her şeyi ortadan siliyor , geriye sadece bir dehşet ifadesi bırakıyordu. Ayağa kalkıp Mustafa'ya sordum.

"Tanıyor musunuz kendisini ? "

"Sinem Akar ," dedi. Sesinde bir hayret ifadesi yoktu.

"Demek daha evvelden biliyordunuz ?" dedim sertçe ," sandığıma göre, bana hiç bir şeye dokunmadığınızı söylemiştiniz doktor. Yoksa gizli bir kuvvetiniz mi var ki, bir maskenin altındaki yüzün kim olduğunu bakmadan bilebiliyorsunuz. "

"Kim olduğunu anlamak için yüzüne bakmama lüzum yoktu. " dedi soğuk bir şekilde, "bu onu tanımama kafi geldi. "

Eliyle genç kızın sol kalçasının iç tarafını işaret ediyordu . Diz kapağının biraz üstünü. Bir şey görebilmek için yeniden dizlerimin üzerine çökmem gerekti. Görebildiğim derinin üzerinde sadece bir takım ufak beyaz lekelerdi. Mustafa sual sormama meydan vermeden cevap verdi.

" Damga "

Ha ? diyen Şahin gelecek suali benim için sormuş oldu.

"Eğer size bir mahsuru yoksa odama gidelim Komiser. Bunu orada size daha açık ve ilmi bir şekilde açıklayabilirim. " diyen doktor cebinden çıkardığı ipek bir mendille anlını kuruladı.

" Yazıhaneme gidebilir miyiz ? " dedi.

ÇAPKIN KOMİSER   Cadı AvındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin