Madame de Montespan

1.7K 140 116
                                    

Resim orijinaldir.   MONTESPAN'ın resmi




"Bu belki de bir başlangıçtır "dedim homurdanarak " yeniden telefon etti mi ? "

"Hayır. Son iki ay zarfında Derya için edilen tek telefon buydu Komiser. "

"Yardımı dokunacak başka bir şey hatırlıyor musunuz Kaan bey ? "

"Su anda maalesef hayır. "dedi.

"Vaktinizi aldığım için teşekkür ederim. Sizle  tekrar temasa geçeceğim. "deyip kapıya doğru yürümeye başladım.

İnanılmayacak bir süratle yerinden kalkarak benimle beraber kapıya doğru yürümeye başladı. Bir iç güdünün tesiriyle şöminenin üzerinde asılı kadın portresinin önünde durdum. Soğuk fakat cinsel güzelliği birden fizikî bir şekilde kafama bir tokmak gibi indi. Bir anda parıldadığını sandığım korkutucu gözlerine büyülenmiş gibi baktım.

"Ah ! " dedi Kaan "İşte gerçek bir cadı, yada büyücü. "

" Kim bu ? "diye sordum.

"Madame de Montespan " dedi. "XIV. üncü (14) Louis'in kraliyet metresi. " sesinde bir hayranlık vardı.
"Dediklerine göre Siyah âyinleri bizzat kendisi siyah atların üzerinde çırılçıplak yatarak idare edermiş. Göbeğinin üzerine yerleştirilmiş bir şamdanda siyah mumlar yanarmış. Sonra bir çocuğun gırtlağı mumların üzerinde kesilerek kan çanağa akıtılır ve çocuk bir fırına konurmuş. Daha sonraları kara papazları Astaroth ve Asmodeus'u çağırırken iki bin beş yüz bebeğin kurban edildiğini itiraf etmişler. "

"Gölgeleri eskitmişler desenize bütün bu bebekleri çalmakla. "dedim.

"1680 yılında Paris'te bu o kadar zor bir iş değildi Komiser. "dedi nazik bir sesle.
"Dediklerine göre eğer bir insanın kâfi derecede cesareti varsa ve onun gözlerine derin derin bakacak olursa, orada cehennemin alevlerini görebilirmiş."

"Çocukken benim de böyle bir bakire teyzem vardı. Beş yıl müddetle kendisine büyü yaptım, merdivenden düşüp iki ayağını birden kırsın diye. "

"Sonunda ne oldu Komiser. "diye hoşlanmış bir sesle sordu.

"Yirmi üç yaşındayken mahallenin kasabı ile evlendi. "dedim kederli bir şekilde. "Dev gibi bir adamdı. Bu yüzden bütün mahalle benim zavallı teyzeme acıdı durdu. Kaza olduğu zaman sadece bir kaç hafta geçmişti evlenmelerinin üzerinden. Teyzemin aşka susamış kollarından kaçayım derken merdivenden düşüp ayağını kırdı. "

Kaan Özcan bana veda etmek için tahta verandanın sonuna kadar benimle beraber geldi.

Direk olarak "Sizinle tekrar görüşeceğim. "dedim.

"Bundan çok memnun olacağım. "dedi. "Size iyi şanslar dilerim... Cadı avında. "

"Teşekkür ederim. "dedim sırıtarak.
"Sormayı unutmuştum. Yaşamak için ne gibi bir iş yaparsınız Kaan bey ? Aşk muskaları, büyüler falan mı satıyorsunuz ? "

Gözlerinde birden bazı parıltılar gördüm. Bu çelik mavisi gözlerde, Parisli artistin Madame de Montespan ' ın gözlerine koymayı unuttuğu parıltılar vardı. Bu belki de benim hayalimin tesiriydi ama , bir ara bu parıltılarda cehennemin ateşini gördüğümü sandım.

"Büyücülük sanatından emekli oldum artık "dedi fısıldayarak. "Artık ölüm ve hayat arasındaki sırları çözmeye uğraşmıyorum." Gözlerinde aynı parıltılar birden belirdi ve kahkahalarla gülmeye başladı.

"Bir zamanlar sigorta işleri yapardım komiser. "

"Teyzem de öyleymiş ama, biz bunu sonraları öğrenebildik. " dedim. "Kırık ayaklı eniştemin kaçacak imkânı olmadığı için, teyzem kendisine aşk yaparak bir yılda mezara götürdü. Aynı zamanda Elli bin TL sigorta parasını cebine indirdi. Aldığımız son habere göre Antalya'da bir pansiyon açmış. " dedim ve arabama binip yola çıktım.




Not: önceki bölümün devamıdır.

ÇAPKIN KOMİSER   Cadı AvındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin