Bölüm 12: Nefes

331 25 7
                                    

Remus kütüphaneden çıkınca etrafına bakındı, ancak Jessica görünürde yoktu. Onun bu kadar hızla kaybolmasına lanet ederek bir an koridorun iki yanına bakıp nereye gideceğini kestirmeye çalıştı, kızlar tuvaletinin olduğu taraf mı, yoksa çıkışa giden taraf mı? Bir anlık duraksamanın ardından çıkışa giden yöne koşturdu, içinden bir ses Jessica'yı yalnız bırakmaması gerektiğini söylüyordu. En azından onunla konuşup burnunu sokmak istemediğini açıklayabilirdi.

***

"Az daha gülümsemesen depresyona girdiğini düşünmeye başlayacaktım."dedi Sirius iğneleyen bir tonla. Nola hafifçe güldü tekrar.

"Merak etme."

Sirius bankta rahatça yayılarak otururken Nola gerginliğini saklamaya çalıştı, Sirius'la baş başa olmaktan hoşlanmıyordu. Elbette hoşlanıyordu da, bu şekilde değil... Göz ucuyla yanında oturan siyah saçlı çocuğa baktı.

"Ne?"dedi Sirius onun bakışını fark ederek.

Nola omuz silkerken kızarmamaya çalıştı.

"Hiç. Sadece... Ne zamandır beraber bir şey yapamadığımızı fark ettim. Yani-beraber derken... Sen, ben, James, Remus, Peter."

"Doğru."diye kaşlarını çattı Sirius. "Bütün bu son günlerde olup bitenlerden iyice asosyal oldum." Nola güldü.

"Bize ne demeli?"

"Remus zaten asosyalin teki Nola, Peter desen tek başına tuvalete bile gidebildiğinden emin değilim."

"Ve James de sürekli Lily'yle..."diye tamamladı Nola.

"Evet."dedi Sirius düşünceyle. "Buna bir son vermeliyiz ha, ne dersin?"

"İyi fikir derim... Ama nasıl?"

"Hımm..." Sirius düşündü. "Baksana, neden bu hafta sonu benim evde toplanmıyoruz? Ufak bir parti, nasıl?"

"Senin ev?" Nola yüzünü buruşturdu. "Gaz maskelerini nereden ayarlayacağız?"

"Hey..." Sirius alınmış taklidi yapar ama gülmesine engel olamazken Nola kahkahayı patlattı. Sirius kızıl saçlı kızın omzuna elini atarak onu kendisine çekti ve kaçmasına imkân vermeyecek şekilde başını yakaladı.

"Bırak, bırak tamam..."diye güldü Nola kurtulmaya çalışırken. Sirius onu bırakınca hemen çekilerek dağılan saçını başını düzeltip toparlandı.

"Sadece şakaydı. Tabi ki olur."

Okul kapısında durmuş sarışın genç kız, acıyla önündeki bu manzarayı izliyordu.

***

Remus soluk soluğa okulun kapısına vardığında, Jessica'nın bahçede olduğunu görmeyi umuyordu ama onun yerine, kapının ağzında adeta donakalmış kızla karşılaştı. Ne olduğunu merak ederek ama Jessica'nın yanına gidip gitmemekte kararsız kaldığı birkaç saniyenin ardından yavaşça kapının ağzına yürüyüp sarışın kızın neye baktığını görmeye çalıştı. Fazla uzun sürmedi, kızın gözleri, bahçedeki bankta oturan Nola ve Sirius'a dikiliydi ve yaşlarla dolmaya başlamıştı. Remus midesinde ani bir ağırlık hissetti.

"Hey..." Tereddütle kızın yanına yaklaştı. "Jessica, iyi misin?"

Sarışın kız dönüp ona baktı, yosun rengi gözleri yaşlarla dolu dolu olmuştu ve yüzünde acı çeken bir ifade vardı. Beş dakika önceki hırçınlığından eser yok gibi görünüyordu. Remus ne yapması gerektiğinden emin olamayarak bir ona, bir de bahçedeki ikiliye baktı.

Sevgili ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin