"Tamam, Sirius, takma artık kafana."
"James, tamam, olan oldu artık..."
"Kendinizi toplasanıza siz, önemli olan sonuç değil mi?"
Faydası yoktu. Nola, Lily, Remus ve Peter ne derse desin; Stonewall Lisesi'ni yalnızca üç sayı farkla, 65-62 zar zor yenmelerinin ardından Sirius ve James'in beş karış asık suratlarını düzeltmek mümkün görünmüyordu. Hele ki maç sonrası koçtan yedikleri fırçanın ardından...
"Koçun yüzüne bakacak hâlimiz yok." James ayaklarını sürürken mırıldandı. Maçın bitiminden iki saat sonra, hepsi beraber artık iyice boşalmış olan okulun kapısından çıkmış yürüyorlardı. Lily ve Remus endişeyle bakıştılar.
"Niye öyle diyorsun canım..."dedi Lily tedirgince. "Yani, sonuçta kazandınız, size çok da kızmadı bence... Sadece-"
"Sadece, Stonewall'ü bile güç bela yenecek kadar beceriksizsek belki de Durmstrang karşısına başka oyuncularla çıkmalıyım dedi, ne kadar da önemsiz, değil mi?"
Lily çenesini kapadı, bu tip bir durumda James'in kibrit çaksan alev alacağını biliyordu. Anlaşılan iki basketçinin maç yası bir müddet devam edecekti.
Biraz sessizce yürüdüler. James ya da Sirius sinirlerini çıkaracak bahane bulup onlara patlamasın diye hepsi susuyordu. Ancak sonra, başı önde yürüyen James aniden başını kaldırıp Sirius'a doğru konuştu öfkeyle.
"Hepsi onun yüzünden. Her ne zırvaladıysa seni bloke etmeyi başardı."
Sirius cevap vermeyerek sadece ona bakarken diğerleri merakla bakıştılar.
"Kimden bahsediyorsun?"diye sordu Lily usulca James'in yanına yaklaşarak. James yürürken durdu, diğerleri de.
"O kız."dedi tükürürcesine. "Jessica. Maçtan önce Sirius'la gelip konuştu. Her ne dediyse Sirius'un aklı maç boyunca sürekli başka yerdeydi."
"Ne alakası var..."dedi Sirius rahatsızca, diğerleri şaşkınlıkla o ikisine odaklanmışken. James sinirli bir gülüş koyuverdi.
"Ne alakası mı var? Sırf sen fark etmedin diye kaç sayı yedik haberin var mı? Sen savunma oyuncususun Sirius, dikkatin açık olmalıydı, ama o kadar dalgındın ki o Tracy denen cılız şeyi durdurmayı bile beş dakika sonra akıl edebildin. Gerçekten ne dedi sana o-" Söyleyeceği şeyi söylememek için durup yutkundu. "-kız?"diye tamamladı dişlerinin arasından.
O art arda saydırırken sessizce dinleyen Sirius, hiç de alınmış görünmeyerek omuz silkti. Remus müdahale etmesi gerektiğini düşünmüş olacak ki araya karıştı.
"Maçı boş verin de... Sirius, Jessica seninle ne konuşmak istiyormuş ki?"
"Hiçbir şey."dedi Sirius sıkıntıyla. "Bir sürü gereksiz zırva gerçekten, James abartıyor."
"Abartıyor muyu-" Lily uyarırcasına kolunu sıktı, James lafının ortasında sesini keserek Sirius'a pis bir bakış attı. Remus bir ona bir diğerine baktıktan sonra bariz bir havayı yumuşatma çabasıyla gülümsedi.
"Neyse abi, uzatmayın artık. Haydi, haydi gidelim artık yoksa kayıp ilanlarımız dağıtılmaya başlanacak."
Kimse tatmin olmasa da hepsi birbirlerini bakışlarla susturup daha büyük bir rezalet çıkmasını önleyerek ilerlemeye devam ettiler, hiç de pes etmiş görünmeyen James Sirius'un dibine sokulup kulağına alçak sesle fısıldadı.
"Kurtuldum sanma, o konuşmayı bana anlatacaksın."
Sirius yan gözle sağ çaprazlarındaki Nola'ya kaçamak bir bakış attıktan sonra sıkıntıyla mırıldandı.
![](https://img.wattpad.com/cover/46439710-288-k682973.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Arkadaşım
Fiksi Penggemar"En yakın arkadaşlar bazen her şeyinize karışır. Aşk hayatınıza bile..." Sirius Black, lisede son senesindeyken artık ciddi bir ilişki yaşamak istemektedir ve okulun popüler kızlarından Jessica Brady’ye abayı yakmıştır. Onu elde etmek için yardımını...