Bölüm 3: Kolay

421 27 8
                                    

Hogwarts Lisesi olağan bir günü yaşarken, kafeteryanın daimi müdavimi olmuş altılı grup her zamanki masalarına kurulmuşlardı. Ayakta duran kısa saçlı, siyah düz tişörtünün altına bol, uzun bir şort giymiş kız elindeki kamerayla etrafın fotoğrafını çekiyor, diğerleri kendi havalarında konuşuyorlardı. Flaş bir kez daha patlayınca Sirius başını kaldırıp baktı.

"Ne çekip duruyorsun ki sen sabahtan beri?"

"Sorma." Nola objektifi ayarlayıp kafenin içinden bir poz daha aldı. "Okul için bir tanıtım broşürü hazırlanıyor."

O kamerasını indirip yorgunca sandalyesine çökerken diğerlerinin dikkati de ona dönmüştü.

"Ne tanıtım broşürü?"diye sordu Sirius masadan öne doğru eğilerek.

Nola omuz silkti. "Müdür Dumbledore istedi. Okulun her yerine ait fotoğraflar çekmem lazım." Nola okul gazetesinin editörü ve de iyi bir fotoğrafçı olduğu için buna pek şaşıran olmadı.

"Dumbledore ve onun gereksiz icatları..."dedi Sirius kayıtsızca. Remus ona ayıplayan bir bakış attı ama bir şey demedi, James ve Lily ise pek konuşmayla ilgili görünmüyorlardı.

"Eee basın güzeli, sana bir kahve ısmarlamamı ister misin?"diye sordu Sirius sırıtarak.

"Hayır, Sirius, sağol."dedi Nola ona bakmadan, kameranın merceğiyle ilgileniyor gibiydi.

"Hımm... O zaman kola? Çay? Açsan yiyecek bir şey?"

"Bir şey istemiyorum Sirius."diye kesti Nola sertçe. Sirius ses tonunun sertliğine hayretle susup ona baktı.

"Hayrola Sirius, bonkörlüğün mü tuttu?"diye lafa karıştı James gülerek. "Eğer öyleyse ben bir büyük hamburger alırım."

"Avucunu yalarsın."diye cevapladı Sirius. "Bonkörlüğüm bugünlük sadece muhabir hanıma." Gülümseyerek ona göz kırptı, ancak başı hala kamerasına eğik duran Nola görmezden geldi. "Ama eğer Jessie çıkma teklifimi kabul ederse sana da bir kıyak geçerim."

Grup bununla ooo'larken Nola pat diye ayağa fırladı.

"Ben gidiyorum."dedi çabucak. "Basket ve voleybol sahalarının da fotoğrafını çekmem lazım. Sonra görüşürüz..."

Yüzünde ciddi bir ifadeyle apar topar çıktı, Sirius kaşlarını çatarak arkasından baktı

"Bunun nesi var?"

*

"Hey..."

Tarih dersindeydiler, sınıfın çoğunluğu mışıl mışıl uyurken defterine bir şeyler karalayan Nola bu fısıltıya döndü. Yanında oturan Lily ona doğru eğilmişti, Nola başını kaldırıp sorarcasına baktı.

"Konuşamadık..."dedi Lily fısıltıyla. "Ne yaptın Jessica konusunu?"

Nola iç çekerek cevapladı.

"Konuştum."

"Eee?"

"Hoşlanıyor."diye özetledi Nola sıkıntıyla.

"Ah." Lily üzgün göründü. "Üzüldüm. Sirius'a söyledin mi peki?"

"Sabah gelince söyledim."

"Demek o yüzden kantinde etrafında dönüyordu?"

"Ya."

"Belki..." Tereddüt etti. "Sirius'a söylemeseydin belki, olmaz mıydı?"

Nola başını iki yana salladı kederle.

"Sonra Jessica söyleseydi, Sirius'a ne diyecektim? Hem bu Sirius'u çok üzerdi, Lily."

Sevgili ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin