"Sahiden de üzgün görünüyor."
Bunu söyleyen Remus'tu. O, Sirius, James ve Nola uzun zamandır ilk defa yanlarında Lily ya da bir başkası olmaksızın Hogwarts Lisesi'nin bahçesindeki üstü kapalı masalardan birine karşılıklı iki sıra halinde oturmuşlardı. Bir tek Peter eksikti, o da ertesi günkü basketbol maçı için sahayı düzenleyen ekipte olduğundan çalışıyordu. Öğle arasındaydılar. Ve biraz önce az ötedeki yoldan Jessica Brady ile kız arkadaşları geçmiş, taba rengi montuna sarınmış genç kız bir kez bile dönüp onlardan tarafa bakmamıştı.
"Sanırım üzgün."dedi Sirius kendisi de öyle görünerek.
"Geçen gün tuvalette ağladığını duymuştum."diye bildirdi Nola. Mavi gözleri artık iyice uzaklaşan sarışın kızın üstündeydi hâlâ. "Pek iyi durumda değil diyorlar." Gözlerini ondan Sirius'a çevirdi. "Sana güvenmekle hata yaptığını söyleyip duruyormuş."
"Haksız denemez, değil mi?" Remus kendini tutamamış gibiydi. Hepsi ona bakarken, hafiften kızardı. "Yani, Sirius'u suçluyor değilim, hayır. Ama onun açısından bakacak olursanız..."
"Sirius Black'in ağına düştüğünü ve kullanılıp atıldığını düşünüyor, evet."diye tamamladı Sirius onun cümlesini. Sıkıntılıydı ancak Remus'a kırgın görünmüyordu. "Keşke ona öyle olmadığını anlatabilseydim..."
"Sıkma canını."dedi James onun omzunu sıvazlayarak. "Bence böylesi daha iyi, değil mi? Sana kızarsa unutması daha kolay olur."
"Belki..."dedi Sirius. Ama Remus başını iki yana salladı.
"Evet, öyle olur, ama bu onu ne kadar kötü etkiler biliyor musunuz? Aptal yerine konduğunu düşünmek insanı mahveder."
"Yani diyorsunuz ki iki ucu..."diye başladı Sirius.
"Sakın tamamlama, Sirius."dedi Remus sertçe. James, Sirius ve Nola kahkahalara boğulurken, öğle tatilinin bitişini bildiren zil bahçede yankılandı.
***
Mümkün olabilecek tüm sıkıcılığıyla devam eden kimya dersinde, Nola erkeklerin aksine bu kez arkalara değil de en önden ikinci sıraya oturmuştu. Birazcık dersi dinleyebilmeyi umuyordu, şişman, fok bıyıklı, pohpohlanmaya bayılan zevk düşkünü basit kimya öğretmen Slughorn'dan ne kadar hazzetmese de. Çünkü kimya konusunda olabilecek en kötü durumda olduğunu hissediyordu gerçekten. Büyük bir çabayla dikkatini kürsünün orda bir yerde hoplayan göbeğe vermeye çalışırken birinin ona ısrarla baktığını hissedip yan tarafındaki sıraya baktı. Yanılmamıştı, yüzünde endişeli bir ifade olan Lily'nin gözleri onun üzerindeydi. Nola sorarcasına kaşlarını kaldırdı. Uzun kızıl saçlı kız, zümrüt rengi gözlerini bir anlığına anlattığı şeye dalıp coşmuş görünen Slughorn'a çevirdi, onun kendilerinden tarafa bakmadığını görünce defterinin kenarına bir şeyler karalayıp yırttı ve Nola'ya uzattı. Nola merakla alıp ne yazdığına baktı.
Bana dargın mısın?
Nola kaşlarını çattı şaşkınlıkla. Kalemini eline alıp cevabını yazdı.
Hayır. Neden?
Geçen gün söylediklerim için. Biraz haddimi aştıysam özür dilerim. Seni kırmak istemezdim, sadece biraz fazla kaygılıydım.
Hayır. Biliyorum, boş ver...
Gerçekten mi?
Gerçekten.
Nola, Lily'nin son cevabını okuyuşunu ve yüzünde rahatlamış bir ifade belirişini izledi, yeşil gözlü kız ondan tarafa bakarken o da gülümsedi. Lily rahatlamış vaziyette önüne dönerken Nola da bakışlarını defterine çevirdi dalgın dalgın. Lily'ye nasıl kızabilirdi ki? Haklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Arkadaşım
Fanfiction"En yakın arkadaşlar bazen her şeyinize karışır. Aşk hayatınıza bile..." Sirius Black, lisede son senesindeyken artık ciddi bir ilişki yaşamak istemektedir ve okulun popüler kızlarından Jessica Brady’ye abayı yakmıştır. Onu elde etmek için yardımını...