★ 24.Gün ★

119 3 0
                                    

(3.Uzun Gün)

Günlük...

Ben kafayı yemenin doruklarında olduğumun farkındayım. Ama insanlar benim bunlardan haberim olduğunun farkında değil gibi. Sana seslerden bahsetmiyorum; çünkü artık konuşmak yerine bedensel acı çektiriyorlar.

Geceleri baş ucumda birilerinin olduğu hissine kapılıyorum. Bunu ne Evan'a ne de hemşirelere anlatamam. Anlatırsam biliyorum ki benim üzerimde deneyler yaparlar.

Buraya babamı bilinçsiz bir şekilde bıçakladığım için getirildim ve benim iyi olduğuma emin olana kadar hasta olduğumu anlamamalılar. Bende ki bu garipliğin sona erdiğini düşünmeliler.

Daha fazla burada kalamam. Kalmak istemiyorum. Tanrım burası sadece bir kafes. Burası bir kafes ama ben bu kafes için fazla büyük bir kuşum. Hayır, vazgeçtim. Ben bir labrotuar faresiyim. Büyük bir tane. Hırçın, pireli, pis, kuduz... Ama bu fare kaçmanın bir yolunu bulacak.

Victor ile iyiyiz... Sanırım. Beni görmeye geliyor, ortak salonda beraber vakit geçiriyoruz, ikimize ait dediğimiz bankta takılıyoruz ama bana yaklaşmaya korkuyor gibi. Bende ondan korkuyorum ama benim için durum farklı. Ben ince bir kızım ancak o benden de ince. Ona sarılmaya korkuyorum. Yemek yememesi beni deli ediyor ve benim hatrım için tabağındakileri bitirdiğini biliyorum.

Bu gün ona 'Eğer dışarıda olsaydık, senin ağzına bir güzel hindi tıkardım. Emin ol o zaman bir daha yemek yemeyeceğini söylemezdin. Yemek yememen beni öldürüyor lütfen artık bir şeyler ye.' dedim. Bankta oturuyorduk. Elimde bir çikolata vardı ve ona doğru sallıyordum. Benim için bir ısırık aldı ve yüzünü buruştura buruştura çiğnedi.

Yuttuğunda yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Bana mahçup olmuş bir ifade ile baktı. Bir sorunu var ve bana anlatmıyor. Farkındayım. Ona neyi olduğunu sorduğumda 'Her şey yolunda, neden bu lanet olası soruyu sorup duruyorsun' diyor. Belki de paranoya yapıyorum. Bilmiyorum. Onun için iyi bir kız arkadaş olmaya çalışıyorum. Bütün bu garipliklerin içerisinde sadece onun için ayakta duruyorum. Onu korkutmak istemiyorum.

Bazen ondan uzak kalmam gerektiğini düşünüyorum. Ben onun psikolojisini kötü etkileyebilirim. Bundan korkuyorum.

Bu gün Evan'ın büyükannesi ile karşılaştım. Ona selam verdim ancak bir süre tanıya çalışır gibi bir hali olunca bir gün önce konuştuğumuzu söyledim. Ama hatırlamıyordu. " 'Peri kızı' hani? Peri kızı demiştiniz."

Bana sanki ufak bir çocukmuşum gibi baktı ve 'Elbette öylesin güzel kız. Ancak seni tanımıyorum.' dedi.

Bir an için sadece boş boş baktım. Sonra da kadın yanımdan uzaklaşıp gitti. Bir gün önceki çocuksu kadın gitmiş, yerine olgun bir kadın gelmişti. Kafam karıştığı için Evan'ın odasına gittim. Beni hemen içeriye aldı ve geldiğime sevindiğini belirtti.

Bir sorun olup olmadığını sordum. Bir sorun olmadığını ancak bir süre daha ağrı kesici almamamı söyledi. Kafamı salladım sonda büyükannesi ile olan olayı anlattım. Başını eğip sessizce dinledi.

"Bunadı." dedi. "Ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. Bazen beni de tanımıyor, bazen babam sanıyor, bazen... Dedem sanıyor."

Bu duruma üzülmüştüm. Başımı salladım ve masada ki eline uzandım. İki kez dostça vurduktan sonra odasından çıktım. Ortak salona gittiğim de Victor hariç herkes oradaydı.   Tim'in yanına gidip ne yaptığını sordum. Kağıttan kuğular yaptığını ancak bir türlü beceremediğini söyledi. Nasıl hissettirdiğini biliyordum. Daha önce sırf bu yüzden Victor benimle dalga geçmişti. Yardım edebileceğim bir şeyin olup olmadığını sorduğumda omuz silkti.

120 Gün ♦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin