Ertesi güne gözlerini ancak telefon sesiyle açabilmişti. Gözlerini kırpıp dururken ofladı ve elini cebine attı. Olduğu gibi kıyafetiyle uyuyup kalmıştı. Başıysa kazan gibiydi. Uzandığı yerden tek gözüyle ekrana baktı. Arayan Canan'dı. Heyecanlandı bir an. Neden olduğunu sorgulamayı bırakalı çok olmuştu. O hâlâ eski karısına aşıktı çünkü. Genzini temizlerken hızla doğruldu ve şeklini şemalini düzeltti. Görüntülü arama olduğundan ona kötü gözükmek istemiyordu. Ekranı açtığında ise gördüğü tek yüz küçük kızınınkiydi. Buna da sevinmişti tabi. Ama, Canan'ı da görmeyi istemişti.
'' Babacım, günaydın.''
'' Günaydın prensesim,'' derken aynı şekilde öpücük attı.
'' Kötü görünüyorsun. Uyandırdım mı seni yoksa ? ''
Kızının üzgün çıkan sesine kıyamadığından gülümsemeye çalıştı.
'' Hayır, bir tanem. Ben iyiyim. Sen ne yapıyorsun bakalım ? ''
Çatalındaki salatayı ekrana tutarken kıkırdadı.
'' Kahvaltı. Hiç istemiyorum ama annem en önemli öğün diyor. Büyüyüp kocaman olmak istiyorsam yemem lazımmış.''
Kızının tavşan dişlerini gösterip gülümsemesine aynı şekilde karşılık verdi.
'' Annen haklı canım.''
Arkadan bir ses duydu ve bu, onun sesiydi. Canan'ın...
'' Her zamanki gibi.''
'' Annene onu duyduğumu iletir misin canım!''
'' Anne...''
'' Duydum bir tanem, tekrarlamana gerek yok. ''
Hakan'ın buna sırıttığını görmese de hissediyordu. Yeniden kahvaltısına dönen kadın kızının cıvıl cıvıl olan sesine gülümsedi. Babasına olan bağlılığı öyle büyüktü ki, onların bu haline seyirci kalmak bazen kendisini üzüyordu. Ama mutluydu. Her boşanmış çiftin çocukları gibi değildi Kardelen. Aksine çok ılımlı, anlayışlı ve uyumlu bir çocuktu. Bu yüzden Allah'a şükür ediyordu.
'' Babacığım, gelmişsin buraya. Artık hep burada kalacakmışsın, annem söyledi. Bu akşam birlikte bir şeyler yapalım mı ? ''
'' Tabi aşkım, yaparız. Ne istiyorsan yaparız artık.''
Ellerini olley diyerek havalandıran kızıyla keyfi yerine geldi.
'' Ama bunun için kahvaltısını bitirmesi gerekiyor. Değil mi Hakan ? ''
Yine devreye giren, kendisine hayat veren sese görmeyeceğini bile bile başını salladı.
'' Annen doğru söylüyor tatlım. Ancak o zaman çıkabiliriz dışarı.''
Kızı yüzünü buruştururken tabağını gösterdi.
'' Hepsini mi ? ''
Biri ekrandan, diğeri masanın karşı cephesinden atıldı.
'' Hepsini.''
******
O gün kızıyla lunaparka gitmişti Hakan. Canan uyku saatini geçirmemesini tembih ederek kendi kollarına bırakmıştı kızını. Hakan da oflayıp poflayarak onaylamıştı onu. Bazı yönleriyle hâlâ aynıydı Canan. Özellikle de o çenesi. Ertesi gün de eski eşinin yemek davetini kabul etmişti. Kızı istediği için zoraki bir teklif yaptığına emindi. O gün kızının en yakın arkadaşı olan Ahmet ile de tanışmıştı. Onlar bir köşede konuşurken Canan ile Hakan dalgınca onları izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acıtmışım Canını Sevdikçe (Aşka Dönüş Seri-1)
Short StoryEvet, bir kısa hikaye daha. Evli bir çift Bir ihanet Bir AŞK... Bazen, kaybetmeden kıymetini bilmiyoruz; yaşadıklarımızın, bulunduğumuz anın. Bu da öyle bir hikaye. Hakan ve Canan, yoldan geçen, o dar sokaklarda yürüyen, geceleri yastığa kafayı ko...