Cevapsız Sorular...

2.9K 194 18
                                    

Son bir haftadır kızlarının garip davranışları ikisininde dikkatinden kaçmıyordu. O iyimser, hiçbir sorun çıkarmayan kızları gitmiş, yerine en ufak bir şeyde nazlanır hale gelen çocuk gelmişti. Şimdi de yüzünü somurtmuş birlikte uyumak istediğini söylüyordu. Canan çıldıracak gibi olmuştu bu teklife. Hakan ise onun kadar dert etmiyordu. Kızının ne yapmaya çalıştığı açıktı. Yeniden bir arada olmalarını istediği için böyle davranıyordu. Ve Canan'ın aksine ona sessiz kalarak destek çıkıyordu.

'' Canan, biraz sakin olur musun ? Çocuğu da endişelendiriyorsun!''

Canan tekli koltukta oturan küçük kızına baktı. Zaten her şeye onun için katlanıyordu ya. Ama bu kadarı da fazlaydı. Film izlemişlerdi, yemek yemişlerdi ama bir yatakta uyunmayacaktı. Buna asla müsaade etmeyecekti.

'' Ne istediğini kulakların işitmiyor sanırım Hakan ? ''

'' O daha çocuk!''

'' İsteklerinin bir sınırı olduğunu da bilmeli!''

'' Canan, o bir çocuk. Ve her çocuk gibi anne-babasını yanında istiyor!''

'' Buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Yoksa bu...bu şey farklı yerlere gidiyor. Ona boşandığımız için bunun doğru olmayacağını anlatmamız gerekiyor.''

Hızla yanından uzaklaşan karısını takipledi gözleri. Telefonunu çıkarınca tek kaşını havalandırdı.

'' Ne yapıyorsun ? ''

'' Psikoloğumu arıyorum.''

'' Senin psikologun mu var ? ''

'' Evet, var! Ne olmuş ? Bu her insan için gerekli bir şey aslında! ''

'' Evet, elbette. Ben onu demek istemedim...''

Sözüne devam edemeden karısı telefondaki kadınla konuşmuştu. Hakan da odanın içinde küçük adımlar atıyor, kızına göz kırpıp gülümsüyordu. O da aynı şekilde gülümseyince dünyalar onun oluyordu.

'' Tamam, yarına randevu aldım. Her ne işin varsa bırakıp oraya geliyorsun. Ya da dur, ben işimi garantiye alayım. Seni ben gelip alırım.''

Hakan hâlâ aynı iş yerinde görevini sürdürüyordu. Genç adam itiraz dahi edemeden plana dahil olmuştu. Kızına bakıp omuz silkti. Bu gece ikisi onun odasında kalacaktı. Kızı biraz huysuzluk etmiş, annesine küstüğünü söylemişti ama Canan katı kurallarını yıkmamıştı. İkisine de istediğini vermemişti. O gece gözüne uyku girmeyen iki kişi vardı; biri Canan, diğeriyse Hakan'dı!

******

Ertesi gün alelacele kahvaltılarını yapmışlar, sonra da her biri işine yönelmişti. Kardelen'i okul çıkışı alan Canan, kendisiyle hâlâ konuşmayan kızına dikiz aynasından bakıp duruyor, sohbet edebilecek konular arıyordu. Ama kızı o kadar babasının kopyasıydı ki, ne söylerse söylesin kendisine yüz vermiyordu.

'' Bugün neler yaptınız tatlım ? ''

''....''

'' Hâlâ küs müyüz yani ? ''

Annesinin üzgün çıkan sesine üzülse de başını salladı.

Canan derin nefes alırken radyoya uzandı. Çocuk radyosunda durakladı. Kızının en sevdiği şey buydu. Onun gönlünü bu şekilde alabileceğini umsa da yanılmıştı. Eski eşinin iş yerinin önüne park ettiği arabasından indi hızla. Kızına da yerinden kıpırdamamasını sıkı sıkıya tembih etti. İçi rahat olmasa da yavaşça büyük binanın içine girdi. Şirketin yarısından çoğu kendisini tanıdığı için girişte sorun yaşamamıştı. Hâlâ Hakan'ın sekreterliğini yapan Nilay ile ayak üstü sohbet etmiş, evleneceğini öğrenince de tebrik etmişti. Aslında bir yanıyla; Aptal mısın kızım, evlenip ne yapacaksın, dememek için kendisini zor tutmuştu. Kendileri iyi örnek teşkil etmiyor olabilirdi, ancak bu herkesin aynı şeyleri yaşayacağı anlamına gelmiyordu...

Acıtmışım Canını Sevdikçe (Aşka Dönüş Seri-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin