Arabada da aynı gerginlik tazeliğini koruyordu. Kızı babasını yanında istemediğini söyleyince mecburen yanındaki yeri onunla paylaşmak zorunda kalmıştı. Kendisi bundan rahatsızlık duysa da Hakan'ın umursadığı yoktu. Daha çok kızıyla birbirlerine gülücük atmakla meşguldü. Bir işler çevirdiklerini düşündüğünden gözlerini kıstı. Kızının duymayacağını umduğu bir sesle de eski eşine sataştı.
'' Bu işlerde senin parmağın yok, değil mi ? ''
'' Ne işi ? ''
'' Anlamamazlıktan gelme Hakan! Bence dediğim gayet açık.''
'' Ama gerçekten anlayamıyorum. Ne işinden, ne parmağından bahsediyorsun ? ''
'' Kızımızı bana karşı dolduruyor musun ? ''
Hakan'ın gülüşünde sinir, alay, her türlü gıcık huy vardı.
'' Ya kadın, kafana kuş sıçsa onu da benden bileceksin! Böyle bir şeyi niye yapayım ? ''
'' Bilemiyorum artık!'' derken iması netti. '' Sen ne zaman gelsen, hayatımı bir şekilde mahvediyorsun, Hakan. Kurduğum düzeni de yerle bir ediyorsun. Bunu nasıl beceriyorsun bilmiyorum ama artık katlanamıyorum.''
Hakan başını diğer yana çevirirken homurdanmaya benzer sesler çıkardı.
'' Hayatında fazlalığım yani. Öyle mi ? ''
'' Sence ? ''
Sesleri yükselince kızları somurtmuş, kollarını göğsünde kavuşturarak bağırmıştı.
'' Bari benim yanımda kavga etmeyin! Biz de çocuğuz herhalde dimi ? Böyle şeylerden etkileniyoruz ve psikolojimiz bozuluyor!''
Göz göze gelen Canan İle Hakan kısa bir an ne yapacağını şaşırmıştı. Ardından mimikler aracılığıyla anlaşmalarıysa ikisini de güldürmüştü. Neyse ki psikolojilerini düzelteceklerine inandıkları yere gelmişlerdi!
******
Kendisine elini uzatan anne babasına tavır takınmayı sürdüren Kardelen önden önden yürüyüp merdivenlerden çıkarken Hakan ve Canan öylece birbirine bakakalmıştı.
'' Umarım bu terapi işe yarar.''
Hakan'ın sesi de ilk kez bu kadar sıkıntılıydı.'' Umarım,'' diye onayladığı eşine geçmesi için yol verdi. Beline temas eden eline çevrilen bakışları aldırmadan gözleriyle önüne bakmasını işaret etti. Canan oflayarak ilerleyince Hakan sabır diledi.
Hakan araba dergilerini kurcalarken Canan son derece gergindi. Bu adamın vurdumduymaz tavırlarına da ayrıca sinir oluyordu. Tabi içinden. Herkesin içinde böyle bir tavır takınacak değildi. Üstelik burası daimi olarak geldiği bir yerdi. Doktoruna kendisini yanlış tanıtmak istemiyordu. Kızının saçlarını okşarken isimlerinin okunduğunu duydu.
Bengü, karşısına aldığı çiftin derdini dinledikten sonra çocukla baş başa kalmak istediğini iletmişti. Hakan ve Canan'a kapı yolu gözükünce ikisi de gülümseyerek ayaklanmış, kızlarına endişe etmemesi gerektiğini, dışarıda onu beklediklerini söyleyip çıkmışlardı. Yarım saat sonra da kendilerini içeri davet etmişti. Küçük kızlarını da yanında görev yapan kıza emanet etmişti. Oyuncak odasına giden kızlarının ardından gülümseyerek bakan ikili el sallamış, kapının kapanmasıyla da Bengü hanıma dönmüştü.
'' Oturun lütfen,'' dediğinde Hakan ve Canan denilene uymuştu.
'' Kardelen ile biraz konuştuk. Söylemem gerekeni baştan söyleyeyim, kızınızın bu reaksiyonları göstermesi çok doğal. Senelerce böyle bir şey yaşamadığınızı söylemiştiniz. Üstelik babası burada değilken. Ama zamanla, yani çocuklar büyüdükçe bazı yoklukların farkına varabiliyor. Çevresini daha iyi gözlemlediği için de başkalarına özenebiliyor. Aklı erdikçe istekleri çoğalabilir. Kardelen fazlasıyla zeki ve ılımlı bir çocuk. Ona ben bu durumu en makul yolla izah ettim. Boşanan anne babaların da çocuklarını daima sevdiğini ve onların isteklerini kırmayacağını ilettim, fakat onun derdi sizin sevginiz değil. O bunun, çok sevildiğinin zaten farkında...'' Yani, diyen bakışlara hafifçe gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acıtmışım Canını Sevdikçe (Aşka Dönüş Seri-1)
Short StoryEvet, bir kısa hikaye daha. Evli bir çift Bir ihanet Bir AŞK... Bazen, kaybetmeden kıymetini bilmiyoruz; yaşadıklarımızın, bulunduğumuz anın. Bu da öyle bir hikaye. Hakan ve Canan, yoldan geçen, o dar sokaklarda yürüyen, geceleri yastığa kafayı ko...