İz Bırakanlar Unutulmaz!

3.8K 233 11
                                    

Geldikleri yer bir gece kulübüydü. Gece kulübü!

Betül yine her zamanki gibi kokoştu, eşiyse ona göre daha sadeydi. Yani, buralara uyacak bir şekilde açık saçık giyinmemişti. Ama kahretsin ki yine de göz doldurucu bir güzelliğe sahipti. Gördüklerine kadardı sabrı adamın. Onların içeri girmesinin ardından kenarda duran gençlere yaklaştı. Az önce karısını nasıl incelediklerini gördüğünden çıldırmış bir haldeydi.

'' Utanmıyor musun öyle bakmaya ? ''

Çocuk gevrek gevrek gülerken ağzını yaydırdı.

'' Sana ne lan! Gözlerimin kahyası mısın ? ''

Yumruk yaptığı ellerini daha da sıkarken çenesini oynattı.

'' Hayır, o bakma ahmaklığında bulunduğun kadının KOCASIYIM!''

Yüzüne doğru attığı kafayla finalini yaptı. Yanında bulunan çocuklar, adamın deliliğinden ürktüğünden arkadaşını yüzüstü bırakıp topuklarken, Hakan, son kez çocuğun karnına dizini geçirmişti. Kendisine hayretler içinde bakan insanlara umursamadan sinirle ellerini çırpıp mekana yöneldi. Deli dana gibiydi resmen. Hâlâ hıncını alamadığından yana yakıla saldıracak yer arıyordu. Canan'a, buraya bu saatte gelmesinin hesabını da elbet soracaktı; elbet!

******

'' Canan, emin misin ? ''

'' Eminim Betül. Çocuğum için çalışmak zorundayım. Her zaman sana yük olamam sonuçta değil mi ? Zaten yeterince olduk!''

'' Şu an aşırı derecede saçmalıyorsun yalnız!'' derken bir yandan da kendisi üzerinde dolanan bakışları görmezden gelmeye çalışıyordu.

'' Ama burası, o bahsettikleri yere pek benzemiyor. Buralar çok tekin değil hayatım.''

'' Farkındayım. Ama buna mecburum. Hem bana kim ne yapabilir ? Hakan...'' dediğinde birden dediğinin farkına vardı. Ayrılmışlardı sahi değil mi ? Resmi olarak boşanmamış olsalar da o uzun zamandır hayatında yoktu. Düzeltti hemen cümlesini; o ve sinir bozucu halleri yoktu! Ama yine de kendisinden bir iz bırakmayı başarmıştı lanet olası. Hem de tam karnına! Böyle son dakika golleri de anca Hakan beyden beklenirdi! Betül onun durgunluğunu fark edince yüzünü astı. Arkadaşının ne kadar zorlandığını görebiliyordu. Bir çocuğun sorumluluğunu tek başına üstlenmesi mümkün değildi.

'' Gel inat etme, Hakan ile konuşalım.''

'' Asla!'' dedi, yalvararak da gözlerinin içine baktı. 

''Betül, bana bir söz verdin. Ona hiçbir şeyden bahsetmeyeceğiz. En azından bir süre daha!''

'' Yanlış yapıyorsun hayatım.''

'' Bir kere de ben yapayım, çok mu ? ''

'' EVET, ÇOK!''

O tanıdık sesin ardından ikilinin gözleri tedirginlikle büyüdü. Canan, başını omzunun üzerinden arkaya çevirdiğinde yüzü pancar gibi kızarmış, gözleri öfke saçan kocasıyla yüz yüze gelmeyi beklemediğinden şaşkındı. Betül ise arada kalmış gibi yerine pısmıştı. Doğrusunu söylemesi gerekirse kendisi de ondan ilk kez ürküyordu.

******

'' Senin burada ne işin var ? ''

'' O soruyu benim sana sormam gerekmiyor mu ? ''

Ya sabır çekti Canan. İkisinin de sert-sıcak nefesi yüzlerini yalıyordu şimdi. İki yaralı cephe de çatışmaya hazır olduğundan silahlarını çekmişti.

'' Bu seni ilgilendirmez!''

'' Bal gibi de ilgilendirir. Ben senin kocanım!''

'' Kocamdın!'' -dın ekinin üstüne basa basa onu düzeltti.

'' Henüz boşanmadık Canan! O yüzden hemen anlatmaya başlasan iyi edersin.''

'' Asla! Sana hiçbir şekilde hesap vermeyeceğim! Hem sen bizi mi takip ediyorsun ? ''

'' Ediyorum! Var mı diyeceğin ? ''

'' O kadar çok var ki, buradan fizana kadar sıralayabilirim hepsini. Ama anlamayacağını bildiğimden çenemi yormuyorum.''

'' Biraz sakinleşseniz!'' diye bağıran Betül'e aynı anda çıkıştılar.

'' Sen karışma!''

'' Sizi düşündüğümden değil a salaklar, bebek için! ''

Betül o kadar sinirlenmişti ki pot kırdığının farkında bile değildi.

Hakan ağzı açık şekilde şapşal şapşal bakarken Canan arkadaşını gözleriyle azarlıyordu. Daha biraz az önce tembihlemişti oysa! Betül ise başına gelecekleri bildiğinden hızla tüymüştü yanlarından.

'' Betül ne demek istedi ? ''

'' Hiçbir şey! Saçmalıyor kendince.''

'' Canan, bana masal okuma! Ne bebeği ?  Yoksa...''

Aklına gelen ihtimalin doğru olmasını hiç bu kadar istememişti. Ondan gelecek bir çocuğu düşündükçe içi kıpır kıpır oluyordu. Bu belki de onları yeniden bir araya getirecek mucizeydi. O an burada ne aradığını sorgulamayı bile unuttu. Çünkü cevap olumlu olursa karısını sırtına atıp evlerine götürecekti. Ona kendini affettiresiye kadar da çabalayacaktı.

'' Canan ?''

Yerinde huzursuzca kıpırdanan kadın en sonunda itiraf etti.

'' Evet, hamileyim!''

Gözleri sevinçten yaşardı bu kez. Ondaki değişiklikleri fark etmişti oysa. Ama aklına bu ihtimal gelmemişti. Kollarıyla onu sarmak istiyordu, ama bunun onu kızdıracağını bildiğinden kendini yerinde tutmaya çabalıyordu. Sıkıntılı nefesini bırakırken kaşları, aklına gelenlerle yeniden çatıldı.

'' Madem hamilesin, hınca hınç zarar-tehlike dolu bu lanet olası yerde ne işin var ha ? Ne arıyorsun burada ? ''

'' Sana bunun cevabını verdim Hakan!''

'' Evet, sana karışmaya hakkım olmadığını söylemiştin, değil mi ?''

Başını sallayan kadına gözü dönen ifadesiyle eşlik etti. Sonra da sinirle tısladı.

'' Karnında benim çocuğumu taşıyorsun. Adının yanında hâlâ benim soyadım var! Bunlar bile sana karışmam için yeterli sebepler! ''

'' Sadece 5 gün kaldı! Sonra senden sonsuza kadar kurtulacağım, Hakan Aydoğan!''

'' Sen öyle san!'' dedi hiddetiyle

Farkında olmadan o kadar yakınlaşmışlardı ki, ancak kendilerine çarpan adamla bu duruma son verebilmişlerdi. Hakan'ın adama doğru yaptığı hamle Canan'ın yanından umursamazca çekip gitmesiyle son buldu. Canan, Betül'e baş hareketi yaparak mekandan çıkarken Hakan kuduruyordu. Betül uysal bir şekilde arkadaşının adımlarına ayak uydursa da onun için endişeleniyordu. Hakan ise arkalarından seslenerek koşmaya başlamıştı. Taksiye binmek üzere olan karısının açtığı kapıyı sertçe kapatan adam, soluk soluğa kalmasını aldırmadan öfkesini kustu. Aynen, yaptığıyla dumura uğrayan güzeller güzeli Canan'ı gibi...

Acıtmışım Canını Sevdikçe (Aşka Dönüş Seri-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin